TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şubesi, tarımsal eğitimin başlangıcının 171. yılını kutladı. Şube Başkanı Karaoğlu, ziraat mühendislerinin ülke tarımına yön veren kişiler olması gerektiğini söyledi.
SONER AYDIN
Türkiye’de tarımsal eğitim-öğretimin başlangıcının 171. yılı çeşitli etkinliklerle kutlandı. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şubesi kutlamalar çerçevesinde Cumhuriyet Meydanı’nda tören düzenledi. Meydanda bulunan Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu ile başlayan tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile devam etti. Törende günün anlam ve önemine dair kısa bir konuşma yapan Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şubesi Başkanı Mustafa Kemal Karaoğlu, ziraat mühendislerinin teorik bilgiden uzak, sorun çözmeye odaklı projeler üreten, ülke tarıma yön veren kişiler olması gerektiğini dile getirdi.
“İLK TEMELLER 1846’DA ATILDI”
Konuşmasına meydanda bulunan gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlayarak başlayan Karaoğlu, Türkiye’de 1846 başlayan tarımsal eğitimin 171.yılını kutladıklarını hatırlattı. Türkiye’de ilk tarımsal eğitimin İstanbul Ayamama Çiftliği’nde bulunan Ziraat Mektebi ile başladığı bilgisini veren Karaoğlu, ardından 1891 ve 1893 yıllarında İstanbul ve Bursa’da açılan okulları, Cumhuriyet döneminde kurulan yüksek ziraat enstitüsünün izlediğini söyledi. Açılan enstitünün 1948 yılında yani çıkartılan yasa ile ziraat fakültesi adını alıp Ankara Üniversitesi’ne bağlandığını kaydeden Karaoğlu, “Daha sonra 1955 yılında İzmir ve Bursa, 1957 yılında Erzurum’da tarım fakülteleri kurulmuş ve yayılmaya başlamıştır. Günümüzde ziraat fakültesi adı altında tarım ve doğa bilimleri, tarım teknolojileri adı ile toplam 38 ziraat fakültesi kurulmuştur” dedi.
“TARIM BÜYÜK STRATEJİK ÖNEME SAHİP”
Tarım sektörünün günümüzde ülkenin besin gereksinimi karşılamanın yanı sıra, halen yüzde 25 oranında istihdam sağladığını da dile getiren Karaoğlu şöyle konuştu: “Dünya genelinde en fazla stratejik öneme sahip sektörlerin başında tarım yer almaktadır. Bunun en önemli sebebi ise dünya nüfusunun artmaya devam etmesi, küresel ısınma, su kaynaklarının kıtlığı ve tarım alanlarının amaç dışı kullanımı olmuştur. Türkiye’nin geleceğini hala önemli oranda tarım ve tarımsal sanayinin gelişmesine bağlı olduğunu düşündüğümüzde tarımsal öğretim, araştırma ve geliştirmeye olanaklar ölçüsünde daha fazla yatırım yapılmalıdır. İnovasyon ve bilişim teknolojisini eğitimin bir parçası olarak kullanıp geleceği yaratıcı mühendisleri yaratmamız gerekmektedir. Bilim ve teknolojideki gelişme ile birlikte bilgiye ulaşmak çok kolay olmaktadır. Bu gelişmeler karşısında biz ziraat mühendisleri de teorik bilgilerden uzak, uygulamalı proje üretebilen, sorun çözmeye odaklı çalışmalar yapan, ülke tarıma yön veren kişiler olmalıyız.”