Cuma günü Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’ın katılımı ile açılışı yapılacak Mersin Şehir Hastanesi ile ilgili halka gerçekleri anlatmak için basın açıklaması yapmak isteyen sağlık emekçileri, Mersin Valiliği’nden izin bekliyor.
Hediye Eroğlu
Türkiye’de kamu-özel sektör işbirliği ile ilk kez Mersin’de kurulmak üzere 2014’te temeli atılan Mersin Şehir Hastanesi, Cuma günü açılacak. Ancak hastanenin temel atma töreninde olduğu gibi açılışı öncesinde de sağlık emekçileri, şehir hastaneleri ile ilgili gerçekleri anlatmak için harekete geçti.
Cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımı ile açılışı yapılacak Mersin Şehir Hastanesi’nin sağlık hizmetlerine etkilerini anlatmak isteyen Mersinli sağlık emekçileri valilikten izin bekliyor.
Temel atma töreninde; hastanenin ‘sağlıkta rantı’ besleyeceğini savunarak tepkilerini basın açıklaması ile dile getiren Mersin Tabip Odası, açılış günü de yapmak istediği basın açıklaması için Mersin Valiliği’ne başvurdu. Başvuruya henüz yanıt verilmezken, Tabip Odası’nın yarın oda binasında bir açıklama yaparak kamuoyunu bilgilendirmesi ve bu açıklamaya kentteki diğer sağlık meslek örgütlerinin de destek vermesi bekleniyor.
HASTANE DEĞİL KAZANÇ KAPISI!
Hastane ile ilgili çekincelerini dile getirmek istediklerini söyleyen Tabip Odası Başkanı Dr. Ful Uğurhan, bunun aynı zamanda mesleki sorumlulukları olduğunu söyledi.
Devletin 25 yıl boyunca kendi arazisi üzerine özel şirket tarafından yaptırılan şehir hastanesi için kira ödeyeceğini anımsatan Dr. Ful Uğurhan, hastanenin yapımı ile birlikte yüklenici şirkete sonsuz kazançlar sağlandığını iddia etti. Başkan Uğurhan, “Yapım işini gerçekleştirecek firma lehine bedelsiz, bağımsız ve sürekli üst tesis kurma hakkı tanıyan bir anlaşma yapıldı. Bu üst hak dediğimiz şey ise sabit yatırım dönemi hariç 25 yıl. Yani söz konusu yüklenici şirket; 25 yıl boyunca istediği tesisi yapabilecek ve oradan da gelir elde etmeye devam edecek. Firma hastanenin etrafına kuracağı otoparktan, alışveriş merkezinden ya da ticari işletmelerden de para kazanacak” dedi.
“FİRMAYA DOLULUK SÖZÜ”
Öte yandan sözleşme gereği hastaneye yüzde 70 doluluk garantisi verildiğini de anımsatan Dr. Ful Uğurhan, “Yani ‘sen bunu yap biz hastaneyi doldururuz’ diyorlar. Şuan bile hastanelerimizin doluluk oranı yüzde 64 iken, yüzde 70 gibi bir doluluk oranı nasıl garanti ediliyor? Bu doluluk oranını sağlamak için doğal olarak Mersin Devlet Hastanesini yine Kadın, Çocuk ve Doğum Hastanesi kapatılıyor. Ancak bu da sağlığa erişimi zorlaştırıyor” şeklinde konuştu.
“KANADA VE İNGİLTERE VAZGEÇTİ”
Kanada ve İngiltere gibi ülkelerin kamu-özel girişiminden çok büyük zararlara uğradığını ve vazgeçtiğini de hatırlatan Uğurhan, “Bu uygulama hem çok pahalı, hem de sağlık adına efektif değil. Yani siz sağlık işletmelerini şehrin bir tarafına gönderiyorsunuz. Hâlbuki sağlık kolay ulaşılabilir olmalı. En iyi hizmet kişinin kendisine en yakınında alacağı hizmettir. Hem hastaların hizmet alacağı yeri mesafe olarak uzaklaştırıyorsunuz hem de içindeki personeli hak kaybına uğratıyorsunuz. Bunun yanında daha güvencesiz çalışma koşulları gelecek. Bir yandan da bazı firmalara büyük rantlar sağlayacak ortamlar sağlıyorsunuz. Hastanenin görüntüleme sistemini, laboratuar işletmelerini, hastanede verilecek her türlü otelcilik hizmetlerini bu kişilere veriyorsunuz ve bir yandan da kira ödüyorsunuz” ifadelerini kullandı.