“TARIMI BİZE SORUN!”


 

Tarım sektöründe eğitimden iş hayatına 30 yılı aşkın süre geçiren Ziraat Mühendisleri Odası Mustafa Kemal Karaoğlu, hayallerini gerçekleştirebilmek ve sektörü hak ettiği seviyeye çıkartabilmek için elini taşın altına koydu!

HAYALİM TARIMIN MODERNLEŞMESİ

ÜLKEMİZİN BAŞLICA SORUNU; TARIM
TARIMIN EN ÖNEMLİ SORUNU EĞİTİM
TARIM ARAZİLERİNİN PEŞKEŞ ÇEKİLMESİNE İZİN VERMEMELİYİZ
BİRLİKLER İÇİN DİNAMİTİN FİTİLİ ATEŞLENMELİ
SORUNLARA BİRLİKTE ÇÖZÜM ÜRETELİM
DESTEK GELMEZSE HACİZLER BAŞLAR
DEVLET BABA, BABALIĞINI YAPMALI
TARIM, ZİRAAT MÜHENDİSLERİNE SORULMALI
ZİRAAT MÜHENDİSİ YARATICI OLMALI
İLÇELER İÇİN ALT KOMİSYONLAR OLUŞTURULDU
HEDEF AKTİF BİR ODA OLMAK
ODA SİZİN HERŞEYİNİZ
BOŞ KÖY OKULLARI, TARIM OFİSLERİ OLMALI


HEDİYE EROĞLU – M. NABİ BATUK

Geçtiğimiz yıl Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanlığı’na aday olan ve tek liste ile seçimi kazanan Karaoğlu, tarımın modernleştirilmesi için ilklere imza attı. Bu kapsamda özellikle ziraat mühendislerine çok iş düştüğü bilinciyle sektörün ve meslektaşlarının gelişimine daha fazla katkı sunabilmek için sorumluluk alan Karaoğlu, mesleki gelişimi oda olarak hayata geçirdikleri etkinliklerle sağlamak için çalışıyor. 

“HAYALİM TARIMIN MODERNLEŞMESİ”
SORU: Öncelikle okurlarımıza kendinizden ve Ziraat Mühendisleri Odası’ndan biraz bahsedebilir misiniz?
M.K. KARAOĞLU: Tarsus’ta çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. 1985 yılında Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesine giriş yaptım. 1989 yılında okulumu bitirdim ve sahada Ziraat Mühendisi olarak çalışmaya başladım. 1995 ve 1998 yıllarında Tarsus’ta zirai ilaç bayiliği yaptım. Ondan sonra tümden olarak ziraat alanında çalışmaya başladım. Hala zirai ilaç alanında firmamız çalışmaya devam ediyor.
Tarım sektörünün modernleştirilmesi adına önemli çalışmalar yürüttüm. 2005 – 2006 yıllarında bölgeye sert çekirdeklileri adapte etmeye çalıştım. İtalya’dan gelen fidanlar ile Tarsus’ta ilk kayısı bahçesini kurdum ve modern tarıma geçişi başlattım. 

“ZİRAAT MÜHENDİSİ YARATICI OLMALI”
SORU: Ziraat Mühendisi nasıl olmalıdır? 
M.K.KARAOĞLU: Hem teorik hem uygulayıcı hem de yaratıcı olması gerekir. Örneğin Tarsus’un Ulaş Köyü’nde sadece bağcılık yapılmaktaydı. Çiftçimiz tek ürünle para kazanamıyor geçimini sağlayamıyordu. O bölgenin alternatif ürünlere ihtiyacı vardı. Buraya sert kabuklu meyve ağaçlarını adapte etmeye çalıştık. Bununla ilgili çiftçilerimiz ile konuşurken çok korkuyorlardı çünkü bilmiyorlardı. Şahsıma ait bir bahçe kurdum ve 15 dekar alanda Japon eriği üretimi yaptım. Ayrıca burası dolu bölgesiydi. Ancak ‘dolu yağışı kader değil’ diyerek, arazi üzerine tül sistemi yaptırdık. Hem de bu uygulamayı çiftçilerimize göstermiş olduk. Ayrıca kış aylarında gelir arttırıcı ürün ekimi adına karnabahar, bakla gibi ürünleri de bu bahçemize dikerek çiftçilerimize gösterdik. O günden bugüne çiftçilerimiz hem bağ, hem sert çekirdekli erik şeftali kayısı hem de kışın ara ziraat ürünleri ile üretim yapmaya başladı. 
Ancak tüm çalışmaları yaptıktan sonra bir yerde tıkandık. Çünkü bu çalışmaları daha geniş kitlelere yaymak zorundaydık. Bu amaçla Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanlığı’na aday oldum. Çiftçinin ufkunu açacak, modern tarımı destekleyen bir kadro ile yola çıktık. Yönetim kadromuzu oluştururken bütün meslektaşlarımızı ve çiftçilerimizi kapsamaya özen gösterdik. Şuan yönetimimizde; kamudan özel sektörü tüm paydaşlar bulunmakta.

İLÇELER İÇİN ALT KOMİSYONLAR OLUŞTURULDU
Yönetime başladığımızda alanın çok geniş olduğunu gördük. Anamur’dan Tarsus’a kadar uzanan alana hakim olmak zorundayız. Anamur’da; Aydıncık ve Bozyazı’yı da kapsayan bir temsilciliğimiz vardı. Ona ek olarak, Tarsus, Mezitli, Akdeniz, Erdemli, Silifke, Mut ve Gülnar’da Ziraat Mühendisleri Odası Alt Komisyonlarını kurduk. Bizi artık bu ilçelerimizde onlar temsil ediyor. Oralardaki organizasyonlarımızı yapıyorlar. O bölgede sorunları tespit edip, bize bildiriyorlar. 

“HEDEF AKTİF BİR ODA OLMAK”
SORU: Hızlı bir yönetim kurulu ve alt komisyonlar kurarak işe başladınız ama projeleriniz ve hedefleriniz neler?
M.K. KARAOĞLU: Bizim asıl hedefimiz; aktif bir meslek kuruluşu olmak. Çünkü Mersin öncelikle bir tarım kentidir. Ve Türkiye’nin besin deposudur. Bölgede tarım ile ilgili her konuda odamızın öncü olmasını, bize başvurulmasını istiyoruz. Çünkü bizim çalışma alanımıza giren konularda bizlere danışılmıyor. Kabzımallar, sanatçılar dahi bizim iş alanımız ile ilgili görüş beyan ediyor. Oda olarak sektörün sorunlarının ilk çözüm adresi olmak için çalışıyoruz. 

“ODA SİZİN HERŞEYİNİZ”
SORU: Mersin’de kaç tane Ziraat Mühendisi var? Ne kadarlık bir arazide, nasıl bir üretici portföyünüze hizmet veriyorsunuz? 
M. K. KARAOĞLU: Mersin’de 4 bin civarında ziraat mühendisimiz var. Ancak bunların 1800’ü kadarı odamıza kayıtlı. Mersin için 4 bin tane mühendisimiz yeterli seviyede. Ama önemli olan yeterli olması değil. Önemli olan kaliteli ziraat mühendisinin olmasıdır. 
Oda olarak; kaliteli ziraat mühendisi nasıl yetiştirilir sorusuna da cevap arayarak, mesleki gelişim için çalışmalar yapmayı planlıyoruz.
Ayrıca odamıza üye olmayan ziraat mühendisi arkadaşlarımızı da odamıza üye yapmak için çalışıyoruz. Ancak mühendislerde haklı; ‘oda benim için ne yapacak?’ sorusuna yanıt istiyorlar. İşte biz de tam olarak bu misyon ve vizyon ile yola çıktık. Oda sizin herşeyiniz. ‘Ben devlet memuruyum bana oda gerekmez’ denilmemeli. Nerede bir sorunları varsa odaya başvurabilirler. Eğitimler, seminerler düzenleyerek meslektaşlarımızın gelişimine katkı sunacağız. Ziraat mühendislerinin çıtayı hep yukarıda tutması gerekiyor. Çünkü mühendis demek; yaratıcı, fikir üreten demektir. Biz eğer bu vizyon ile yola çıkarsak biz bütün ziraat mühendislerimizi bu odada toplarız. 

“ÜLKEMİZİN BAŞLICA SORUNU; TARIM”
SORU: Sizin vizyonunuz ve misyonunuz doğrultusunda hareket eden ziraat mühendisleri Mersin’e ne kazandırır?
M.K. KARAOĞLU: Cumhuriyet döneminden şimdiye kadar tarım tüm ülkemizin başlıca sorunudur. Geçtiğimiz günlerde tarımsal üretimin 171. Yılını kutladık. 1846 yılında tarım için ilk adım atılıyor ancak o donemden bugüne kadar daha tarım politikamız tam olarak oturmadı. Bu çok acı bir şeydir. Öncelikle bir tarım politikasına ihtiyaç var. 
Bakanlığımız; 2017 yılını milli tarım yılı olarak ilan etti. Buna çok sevindik ama bunun içerisinin doldurulması gerekiyor. Eksik yönleri varsa elbette eleştireceğiz. Ama projelerimizle içerisini dolduracağız. Biz de hem Mersin’e, hem de Türkiye’ye örnek olabilecek birkaç proje sunduk.

“TARIMIN EN ÖNEMLİ SORUNU EĞİTİM”
SORU: Projelerinizden bahseder misiniz?
M. K. KARAOĞLU: En nemli konu eğitimdir. Mühendis, çiftçi ve paydaş eğitimini yapmadığımız sürece tüm projelerimiz boşta kalır. Ben hep modernlikten yanayım. Tarımımızı modernize etmek zorundayız. 
SORU: Eğitimin yanı sıra yapılması gerekenler ve önerileriniz-projeleriniz nelerdir?
M. K. KARAOĞLU: 2016 yılında 941 bölgede havza sistemleri oluşturulmuştu. Biz bakanlığımıza şöyle bir proje sunduk; bu makro düzeyde yapılmış bir proje, bunun içi doldurulmalıdır. Türkiye 7 bölgeden oluşuyor. Bölgelere göre hangi ürünlerin üretimlerinin yapıldığının belirlenmesi gerekiyor. Devamında da; üretim planlaması yapılmalıdır. 
Ayrıca; örneğin bir inşaat yapılırken uymanız gereken belirli kriterler var. Bizde herhangi bir bahçe tesisi kurulacağı zaman sera veya sebze serası kurulacağı zaman önce projeler hazırlanıp, bunun o bölgenin planlamalarına uygun olup olmadığına bakılmasını istiyoruz. 
Yani havza sisteminde, mikro olarak; nereye, ne ekileceğinin ve nasıl ekileceğinin önceden belirlenmesini istiyoruz. Ayrıca bu projeler Ziraat Mühendisleri Odası’na sunulmalı ve kabul edilebilirliği için onay alınmalıdır. Bu sayede çiftçi kayıt sistemi de daha yaygın hale getirilebilir. Ülkemizde 5 milyon çiftçi varken bunların sadece yarısı çiftçi kayıt sistemi içerisinde yer almakta. Ama oralarda da üretim yapılıyor ve bu durum piyasayı etkiliyor, ihracat yapılıyor. Ama biz buralarda neyin, nasıl üretildiğini bilmiyoruz. 
Yani artık herkesin kendine göre tarım yapmasının önüne geçilmesini istiyoruz.

“BOŞ KÖY OKULLARI, TARIM OFİSLERİ OLMALI”
Ayrıca bir de; Tarım Ofisleri Projemiz var. Köylerde çiftçilerimize eğitim vermek istediğimizde hep kahvehane köşelerini kullanmak zorunda kalıyoruz.
Eğer biz tarımı modernize edeceksek öncelikli olarak eğitimden başlamalıyız. Milli eğitimin taşımalı sisteme geçmesinden sonra birçok köy okulu boş kaldı. Boşaltılan okullarımızın modernize edilip Tarım ofisleri olarak kullanılmasını sağlayabiliriz.
Bu ofislerin sosyal boyutları da var. Bu mekanlar insanlara kahvehanelerde zaman geçirmek yerine, kendilerini geliştirme imkanı da sunacaktır. 

“DEVLET BABA, BABALIĞINI YAPMALI”
SORU: Şuan kentin en önemli gündem maddesi sel. Yaşadığımız sel felaketi sonucu bazı tarım alanları hala sular altında, çiftçilerimiz tekrar ekim yapamıyor. Kentteki çiftçilerimizin son durumu nedir?
M. K. KARAOĞLU: Kentte selden zarar gören alanlarda incelemelerde bulunduk ve Tarsus’un 23, Akdeniz’in 9 köyü olmak üzere toplam 32 köy selden olumsuz etkilenmiş durumdadır. Toplamda 36 bin dekar alan sular altında kaldı. 
Buradaki çiftçilerimiz bu arazileri ekim için büyük masraflar etti. Özel ve devlet bankalarından kredi kullandılar. Bu amaçla bölge bir an önce afet bölgesi ilan edilmelidir. Devlet baba, babalığını yapmalıdır. 
Bölgede su tahliye pompa sitemlerinde eksiklik olduğu açıkça görüldü. Bunlar giderilmelidir. Bu da; Devlet Su İşleri’nin görevidir. 
Çiftçilerimizi ayağa kaldırmak zorundayız. Çünkü çiftçinin ayağa kalkması demek Türkiye’nin kurtulması demektir. 

“DESTEK GELMEZSE HACİZLER BAŞLAR”
SORU: Devlet bu saydığınız destek önerilerini yapmazsa ne olur? 
M. K. KARAOĞLU: Hacizler başlar. Ve bu bir domino taşı etkisi yaratacak, çitçisinden zirai ilaç bayilerine herkesi vuracaktır. Tüketiciler sebze bulamayacaktır. Çiftçimize destek vermediğimiz sürece diğer sorunlara bir çare bulamayız. 

“TARIM ARAZİLERİNİN PEŞKEŞ ÇEKİLMESİNE İZİN VERMEMELİYİZ”
SORU: Siz aynı zamanda İl Toprak Koruma Kurulu üyesisiniz, Verimli tarım arazilerini koruyabiliyor muyuz? 
M.K. KARAOĞLU: Milli tarım politikamızın olmaması nedeniyle ne yazık ki verimli tarım arazilerimizi koruyamıyoruz. 
Şuanda Tarsus’ta bu konuyla ilgili bazı adımlar atılmakta. Örneğin Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurma çalışmaları başladı. Bunun gibi sanayi bölgelerinin oluşturulması gerekiyor. Bir an önce üretim politikaları oluşturup, planlamalar yaparak hareket etmeliyiz.
Bunları yaparken de verimli tarım arazilerini korumalıyız. Çünkü kaybolan toprak geri gelmiyor. Buna çok dikkat etmek zorundayız. Biz aslında kıymetini bilmiyoruz. İsrail’e baktığınız zaman Mersin kadar bir yer olduğunu görürsünüz. Ben Avrupa ülkelerinin çoğunu dolaştım hepsi küçük küçük yerler. Ama bugün Hollanda; tarımda sanayi olanakları ile dünyaya hükmediyor. Bizim onlara göre topraklarımız fazla ama bu toprakların kıymetini bilmek zorundayız. Böyle hoyratça kullanmaya devam edersek bir gün bunlarda bitecektir. 
Topraklarımızı kentleşme adına veya başka amaçlar adına harcamamız gerekiyor. 
SORU: Mersin’in çevre düzeni planlarına baktığınız zaman tarım alanları üzerinde tehlikeli bir gidişat görüyor musunuz?
M. K. KARAOĞLU: Bu durum Türkiye çapında yaşanıyor. Verimli atarım arazilerine, tek bir çivi dahi çakılmasına izin verilmemeli. Zararın neresinden dönsek kardır. Tarım arazilerinin peşkeş çekilmesine izin vermemeliyiz. 

“BİRLİKLER İÇİN DİNAMİTİN FİTİLİ ATEŞLENMELİ”
SORU: Sektörün en önemli sorunlarından biri de ‘Birlik’ meselesi. Türkiye’de birliklere yeteri kadar destek veriliyor mu?
M. K. KARAOĞLU: Bu konuda bazı çalışmalar var ama genel de birlikler atıl durumda. O dinamitin fitilinin ateşlenmesi gerekiyor. Örneğin su konusunda birlikler yetkili ancak ne bütçeleri ne de altyapıları bu soruna çözüm üretmeye imkan vermiyor. 
Ancak örneğin Konya’daki Torku bir biriktir. Tüm birliklerimizi bir araya getirip onunda üstünde Çukurova Birliği gibi bir yapı kurmalıyız. 

“SORUNLARA BİRLİKTE ÇÖZÜM ÜRETELİM”
SORU: Son olarak kent yöneticilerine ve halka ne söylemek istersiniz?
M.K. KARAOĞLU: Ben kent yöneticilerine özellikle şunu söylemek istiyorum. Ülkemiz şuanda çok zor dönemlerden geçiyor. Bu zor günlerde düşüncelerimiz ne olursa olsun birlik ve beraberlik içerisinde olmak zorundayız. Mersin tarımını, Mersin çiftçisini nasıl geliştirebiliriz bu konuda bir fikir birliğine varmak zorundayız. 22 – 25 Şubat’ta Mersin Tarım Fuarı var. Bununla ilgili olarak bizde bir komite hazırlamaya çalışıyoruz. Bu sene Mersin Tarım Fuarı çok aktif olsun diyoruz. Kentte tarım ile ilgili dinamiklerin bu komisyonda olmasını istiyoruz. Geçen sene Akdeniz meyve sineği kent tarımına çok fazla zarar vermişti. Bununla ilgili bir komite de kurduk. Bununla ilgili çalışmalara başladık. Kentteki bütün dinamiklerin Mersin’in sorunları ne ise bunların üzerine eğilmesini istiyoruz. Birlik beraberlik içerisinde yol alıp Mersin’imizin başkenti yapmak istiyoruz.   

 



   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA