Mersin’de 29 Aralık 2016 günü yaşanan sel felaketinin yaraları sarılmaya çalışılırken, Mezitli Belediye Başkanı Tarhan, gerek 2001’de gerekse 2016 sonunda meydana gelen sel afetleri can kayıpsız, hasarsız ya da en az hasarla atlatılabilecekken, geçmişten bugüne yönetimler ve insan eliyle yapılan hatalar sonucunda birer felakete dönüştüğüne dikkat çekti. 29 Aralık’ta yaşanan selde Mezitli ilçesinde de tarım üreticileri, iş yerleri ve az da olsa konutların zarar gördüğü bilgisini veren Tarhan, Mezitli Belediyesi olarak yaptıkları çalışmalarda ilçede 205 noktada hasar tespit edildiğini kaydetti. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından da selle ilgili hasar tespitlerinin yapıldığını, belediyelerin bu çalışmalara teknik destek verdiklerini ve komisyonlarda görev aldıklarını dile getiren Tarhan, hazırlanan raporun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verildiğini ifade etti. Tarhan, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün hasarın maliyet hesabını yaptığını ancak, kendilerine bu konuda herhangi bir bilgi verilmediğini belirtti.
“DERE YATAKLARININ KAPATILARAK İMARA AÇILMASI BİRİNCİ SORUN”
Mersin’de son yaşanan sel felaketini İHA muhabirine değerlendiren Başkan Tarhan, dünyanın her yerinde zaman zaman yaşanan ve bazen büyük kayıplara da neden olan selin bir doğal afet olduğunu söyledi. Doğal afetlerin önüne geçmenin mümkün olmadığını, ancak bu afetlerin nedenleri üzerinde durmak gerektiğini belirten Tarhan, imar planlarında yapılan hatalara işaret etti. Tüm Türkiye’de geçmişten gelen ve zaman zaman sıkıntılar yaşanmasına neden olan imar planlarından kaynaklanan bir sorun olduğunu dile getirdi. “Maalesef kentlerde imar rantı nedeniyle dere yataklarının imara açılması bunun en temel nedeni” diyen Tarhan, oysa birçok kentte selin önüne geçmek için doğal dereler, nehirler, bazı illerde de deniz olduğunu ifade etti. Tarhan, “Yağmur suyu için Mersin’de mevcut kuzey-güney istikametindeki tüm dereler rahatlıkla kullanılabilecek durumda ve deniz de bunların son noktası. Oysa ilçeler de dahil ne yapılmış Mersin’de? Dere yatakları imara açılmış. Birinci sorun bu. Hala mevcut tapulu yerlerde dere yatağında arsası olan kişilerin imarlı arsası olduğundan bu inşaatlar maalesef şu anda da devam ediyor. Mersin özelinde önemli nedenlerden birisi dere yataklarının kapatılması” diye konuştu.
“DSİ GÖZ YUMMUŞ, BELEDİYELER DE DERELERİN ÜSTÜNÜ KAPATMIŞTIR”
Derelerin Devlet Su İşleri’nin (DSİ) tasarrufunda olduğunu anımsatan Tarhan, “DSİ, belediyelerin bu dereleri kapatmasına müsaade etmemesi gerekirken maalesef buna göz yummuştur. Bir taraftan DSİ burada görevini ihmal etmiştir, bir taraftan da belediyeler DSİ’ye rağmen derelerin ve taşkın kanallarının üstünü kapatmıştır. Aslında bunlar sel gibi durumlar için yapılmış kanallar. Bunu Çavuşlu’da, Tozkoparan tarafında, Yenişehir bölgesinde görüyorsunuz. Hatta Mezitli-Yenişehir sınırında fuar alanının karşısında yine kapanan bir kanalı görebiliyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Mersin Büyükşehir Belediyesi ile yapılan görüşmelerde Yenişehir-Mezitli sınırındaki kanalın kapatılan bölümünün açılmasına karar verildiğini, diğer ilçelerdeki kanalların da aynı şekilde açılacağını bildiren Tarhan, “Mersin’de üzeri geçmişte kapatılan kanalların mutlaka açılması gerekiyor, çünkü bunun üzerine ayrıca ev yapanlar, spor sahası yapanlar var. Bunların tümü zaten kaçak yapı olduğu için ruhsatsız yapılar ve bunlar yıkılacak. Diğer taraftan üzeri kapatıldığı zaman kanalların temizlenmesi mümkün değil. Açık kanal olduğu zaman bunların temizlenmesi çok rahat oluyor. Bu büyük bir ihmal ve yanlış mühendislik veya birilerine ihale verilmiştir, burada iş yaratılmıştır açıkçası” şeklinde konuştu.
“MÜHENDİSLİK HATALARI DA SELİN BİR BAŞKA NEDENİ”
Sel felaketinin yaşanmasında özellikle yağmur suyu drenaj hatlarında yapılan mühendislik hatalarının da bir başka nedeni oluşturduğunu söyleyen Tarhan, son yıllarda başlayan kanalizasyon ve yağmur suyu kanallarının ayrık sistemle yapılmasında mühendislik yönünden hatalar yapıldığına dikkat çekti. Mezitli’de de aynı sorunun yaşandığını dile getiren Tarhan, şöyle devam etti: “Kanalizasyon ve yağmur suyu kanalı ayrı yapılırken parçacı yöntemler uygulandı. Parçacı planlarla yağmur suyunu çözmeniz mümkün değil. Noktasal bir yeri alıyorsunuz, bu kez diğer yerlerle bağlantısını tam kuramıyorsunuz. Örneğin suyun asıl geldiği derenin bulunduğu yerde 80 cm, 1 metre çapında bir boru koyduğunuz zaman daha geride daha geniş çaplı bir baks yapsanız dahi bunun bir fonksiyonu olmuyor, çünkü zaten bu suyu alacak kapasitede bir çap hesap edilmemiş. Burada mühendislik hatası var. Mezitli özelinde üstünde durduğumuz konulardan birisi de bu. Mezitli özelinde mühendislik hataları var. Mezitli’de bazı hatlarda böyle yanlışlıklar olduğu için farklı bağlantılar sonradan ulama yoluyla birleştirilmiş, bütünlüğü yok. Son sel olayında deniz kenarındaki baksların çalışmadığını gördük. Halbuki deniz kenarındaki bakslara yukarıdan gelen suyun ve hatların bağlanması gerekirdi. Seli en hafif atlatan ilçemiz Mezitli oldu ama bu mühendislik hatası nedeniyle 2-3 noktada sıkıntı yaşandı. O hata yapılan yerleri düzeltmemiz gerekiyor. Bunu MESKİ Genel Müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyesi ile de görüşüyoruz zaten.”
Öte yandan, Mezitli ve Yenişehir arasındaki iki ilçeyi de ilgilendiren üzeri kapatılan kanalın Mersin Üniversitesi kampüsü ve fuar alanının karşısına isabet eden bölümün açılarak denize bağlanmasıyla engellerin ortadan kalkacağını anlatan Tarhan, böylece tüm ilçelerde yapılacak bu çalışmayla gelecekte yaşanabilecek olası bir sel afetinde hiç kimsenin zarar görmeyeceğini söyledi.
“HÜKÜMETİN DESTEK VERMESİ GEREKİR”
Yaşanan selde tarım üreticileri, iş yerleri, konutlar ve belediyelerin zarar gördüğünün altını çizen Tarhan, şunları söyledi: “Bu zararların giderilmesi için demek ki 4 tarafa da bir şeyler yapmak gerekiyor. Ancak, hükümetin bu konuda maalesef herhangi bir yaptırımı olmadı. Bir, üreticilerin bu zararlarını önlemek için hükümetin karar alması gerekir. İki, iş yerlerinin zararları için sigorta bağlamında ve hükümetin alacağı kararlar noktasında bir karar verilmesi gerekirdi. Üçüncüsü, konutlarda zarar gören insanların mağduriyetlerini önlemek gerekirdi. Dördüncüsü de belediyelere destek olunması gerekir. 2001 sel felaketinde Mersin’de yine bir takım zararlar oluşmuştu. O zaman belediyelerin İller Bankası payında belli katsayıda bir artış öngörülmüştü. Maalesef bu dönemde henüz bugüne kadar böyle bir şey olmadı.”
“Bir sel yaşandı, bir sel olgusu var, bu gerçektir ama bu sele karşı maalesef hala bürokrasi içerisinde de bazen sorunlar da yaşıyoruz” diyen Tarhan, “Örneğin, DSİ’ye ait sulama kanallarının ıslahı konusunda hala Büyükşehir ve DSİ bağlamında sorunlar yaşıyoruz. Bu taşkın kanallarının belli mesafelerinin koruma altına alınması gerekir. Belli mesafelerde kamulaştırma sorunu çıkacak. Bu kamulaştırmayı kimin yapacağı konusunda bir anlaşmazlık var. Diğer taraftan kamulaştırılacak alanlarda bu taşkın bölgesinde yapılmış apartmanlar var. Yıkılması gerekiyor bunların. Bunların bedellerinin ödenmesi gerekir. Bu kamulaştırma bedellerini Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin karşılamaları mümkün değil. Burada mutlaka DSİ’nin yani hükümetin devreye girmesi gerekiyor. Hala şu anda bu sorun çözümlenmiş değil maalesef” dedi. (iha)