Fransa’nın Cherbourg kentindeki Flamanville Atom Santralin 1 nolu reaktöründe meydana gelen patlamanın nükleer santrallerdeki güvenlik algısının çöktüğünü ifade eden Erkan, “Fransa’daki olay kaza riskinin sıfıra yakın(milyonda bir) olduğu şehir efsanesinin çöktüğünü gösteriyor” dedi.
Haber Merkezi
Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Makine Mühendisleri Odası (MMO) Mersin Şube 4. ve 5. Dönem Şube Başkanı Serdar Erkan, Akkuyu bölgesinde yapımına devam edilen Nükleer Santral inşaatı ile ilgi yayımladığı yazılı açıklamada önemli bilgiler verdi.
NÜKLEER’DE GÜVENLİK GARANTİSİ ÇÖKTÜ
9 Şubat 2017 tarihinde Fransa’da yerel saatle 10 civarında, Manş Denizi kıyısında, Cherbourg kentine 25 kilometre mesafede bulunan Flamanville Atom Santralin 1 nolu reaktörün(1300 MW) makine dairesinde yaşanan ve 5 kişinin yaralandığı ifade edilen patlamayı hatırlatan Serdaar Erkan, aynı santralde 1987 ve 1988 yıllarında devreye alınan reaktörlerde geçtiğimiz yıllarda sık sık arıza yaşandığı ,en son 2012 yılında yaşanan bir sızıntı nedeniyle bölgede büyük bir panik yaşandığının haberleri basında yer aldığını belirtti. Fransa’da 13 gün önce yaşanan patlama ile birlikte Mersin’de yapılacak Akkuyu Atom Santrali için sık sık dillendirilen güvenlik garantisinin çöktüğünü ifade eden Erkan, “Fransa’daki olay kaza riskinin sıfıra yakın(milyonda bir) olduğu şehir efsanesinin çöktüğünü gösteriyor. Çünkü uzmanlar, Atom Santrallerinde kaza olasılık hesaplarında bu tip “sözde küçük kazaları” dikkate alındığında kaza olasılık riskinin aslında %1 gibi önemli bir orana yükseldiğini ifade ediyorlar” diye konuştu.
SANTRALİN ÜRETECEĞİ ENERJİNİN MİLLİ OLMAYACAĞINI GÖSTERİYOR
Yüzde %51 hissesi Rusya Federasyonuna ait olan Akkuyu NGS firmasının, 24 Kasım 2015 tarihinde Rus Uçağının düşürülmesi ile başlayan uçak krizi sonrası santral inşaatının tamamen durdurulması ve içeride çalışan Türk personelin işten çıkartılmasıyla devam eden sürecin Akkuyu Atom Santralinin ve üreteceği enerjinin "milli" olmadığını ortaya koyduğunu belirten Erkan “Rusya ile aramızda yaşanan olaylar, 2010 yılında imzalanan çok kötü bir anlaşmayla, Akkuyu sahasında yapılması planlan atom santralinin fiziki ve ticari kontrolüne tamamen hakim olan, işletmeciliğinin ve enerji güvenliğinin tamamen Rusya Federasyonun da olduğunu bir kez daha gösteriyor. Bu nedenle santralin açılması ve işletmesi Rusya Federasyonu ile aramızdaki dış ilişkilerin seyrine bağlı olduğunu ve santralin üreteceği enerjinin de "milli olmayacağını" bir kez daha açıkça gözler önüne seriyor” cümlelerini kullandı.
AKKUYU; TÜRKİYE’YE POLİTİK YAPTIRIM ARACI OLACAK
Rusya ile çok ciddi olayların yaşandığını ve yaşanmaya da devam edeceğini dile getiren Erkan “Akkuyu Atom Santralinin işletmeciliğini yapacak firmanın ticari ve fiziki kontrolünü elinde bulunduran, Rusların dış politikada en sıkışık anlarımızda böyle kazaların olmayacağını veya kaza ile elektriklerin kesilmeyeceğini kim garanti edebilir? Bu konuda artık karar vericiler şunu görmeli ki, Türkiye’nin kalkınması için gereksinim duyduğu enerjiyi üretmesine kimse karşı çıkmıyor, ancak kalkınmamız için milli bir enerji politikası tamamen özel sektörün insafına bırakılmadan, güvenli enerji politikalarının üretimi gerekiyor. Bu nedenle, halen %70 oranında dışa bağımlı olan enerji politikalarımızı terk ederek, yıllarca TMMOB ve ona bağlı ilgili odaların sürekli dikkat çektiği gibi, milli enerji politikalarına yani, yerli ve yenilenebilir kaynaklar ile yerli işletmeciliğe öncelik vererek, çevreye ve halkın taleplerine duyarlı ve halkını aldatmayan gerçekçi ve güvenilir yönetim anlayışına dayanması gerekiyor. Aynı günde yaşanan, patlama ve askerlerimizin kazayla vurulması olayları Akkuyu Atom santrali yatırımını bir kez daha düşünmemizi gerektiriyor.