Aradan geçen 1,5 aylık sürede Ankara’dan Mersin’e sadece 10 milyon TL destek gelirken, bu yardımın kime, nasıl dağıtılacağı de merak konusu oldu!
Mehmet Nabi Batuk
Mersin’de yaşanan felaketin ile ilgili şuana kadar yapılan hasar tespit çalışmaları kapsamında 136 bin dekar alanda, 5 bin 300 üzerinde çiftçinin yaklaşık 150 milyon TL zarar ettiği belirlendi. Hasat zamanı yaşadığı afet nedeniyle ürünleri çöpe giden çiftçi, sular altında kalan arazisinde yeniden üretim yapamayacak durumda kaldı. Yeniden üretim yapabilecekler ise mevcut borçları, tohum, fide, mazot, sera kurulumu gibi harcamalar için bütçelerinin olmaması nedeniyle çaresiz bir bekleyiş içine girdi. Çiftiler bankalara olan borçları nedeniyle arazilerini kaybetme riski ile karşı karşıya kalırken artan meyve sebze fiyatları da üreticiyi vurdu.
ANKARA MERSİN’İ DUYMADI!
Zararın en aza indirilebilmesi için kentin tüm dinamikleri Mersin’in afet bölgesi ilan edilmesi talebinde de bulunsa da, bu talep Ankara’dan karşılık bulmadı. Birçok siyasi kentin afet bölgesi ilan edilmesi için vaatlerde bulunurken devam eden hasar tespit çalışmaları hala neticelenmedi. Tarım sektörünün önde gelen meslek odaları ise zararın boyutunun afet bölgesi ilan edilmesi için gerekli rakama ulaşmadığı gerekçesiyle kentin afet bölgesi ilan edilemeyeceği tehlikesinin bulunduğuna dikkat çekti.
Kentin afet bölgesi olarak ilan edilip edilmeyeceği belirsizliğini korumaya devam ederken hükümetten afet zararlarının giderilmesi için ilk etapta 10 milyon TL’lik destek geldi. 10 milyon TL’lik yardım paketini gazetemize değerlendiren meslek odaları, ilk adımın gelmesinin çok önemli olduğu ancak ek destek paketlerinin bir an önce çiftçilere ulaştırılması gerektiğini dile getirdiler.
“PARALAR KİME NASIL DAĞITILACAK?”
Hükümetten gelen 10 milyon TL’lik destek paketini değerlendiren Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel, şuana kadar belirlenen zarar miktarının yaklaşık 150 milyon TL civarında olduğunu söyledi. Ancak Ankara’dan gönderilen paranın çiftçilere ulaştırılması için henüz somut bir adım atılmadığını ifade eden Gökçel “Bizde bu 10 milyon TL’nin nasıl dağıtılacağını, kimlerin bundan nasıl yararlanacağını merakla bekliyoruz.
Üstelik gözlemlediğimiz kadarıyla 800 ile 1500’lü rakımlarda bulunan 20’nin üzerindeki köyümüzde yer alan 45 bin dekar arazide kar afeti yaşandı. Şuan itibariyle Toroslar ilçemizde hasar tespit pozisyonuna gelmiş alanlarda hasar tespit çalışmaları başlatıldı. Bu afetin boyutu henüz tam olarak belirlenemedi” dedi.
“ÇİFTÇİLER TARSİM’LE GÜVENCE ALTINA ALINMALI”
Çiftçileri afetler karşısında güvence altına alacak Tarım Sigortaları Sistemi’nin (TARSİM) yaygınlaştırılmasının önemine dikkat çeken Gökçel, “TARSİM’in ileriki dönemlerde gerçekten bu doğal afetlerden zarar gören çiftçilerimizin aslında kendilerini güven altında hissedebilmesini sağlayacak bir sisteme evirildiğini görüyoruz.Yaygınlaştırılması önem arz ediyor” dedi. Çiftçileri ürünlerini TARSİM ile sigorta altına almaya çağıran Başkan Gökçel, TARSİM’de yaşanan bazı sıkıntıların çözülebilmesi için de uzun bir yol kat ettiklerini kaydetti. Cengiz Gökçel, “Geçtiğiz sene Rusya krizi bu sene yaşadığımız afetler yüzünden çiftçilerimiz uzun bir süredir para kazanamıyorlar. Burada bizi felaket telalığı yapmak ile suçlayabilirler. Ancak özellikle örtü altı yapan çiftçinin borcunu, üretim yapılamayacak duruma gelindiğini söylemek zorundayız.
Biz borç affını sürekli gündeme getiriyoruz. Ya da çiftçilerimizi üretimde tutacak, can suyu olacak, faizsiz uzun vadeli bir yapılandırma katkı yapar diye dillendiriyoruz. Hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş’un çiftçi borçlarının yapılandırılacağını açıklamasını önemli bir adım olarak görüyoruz” şeklinde konuştu.
“PARA YETERLİ DEĞİL!”
Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Mustafa Kemal Karaoğlu ise 136 bin dekar tarım arazisinde büyük hasarların olduğunu söyledi. Hükümetten çiftçiler için gelen 10 milyon TL’lik yardım paketinin dağıtılması ve yöntemi için komisyon toplantılarının devam ettiğini ifade eden Karaoğlu, “Bu para Mersin’deki zarara karşı yeterli bir miktar değildir. Asıl konu bu çiftçilerin yeniden bir şekilde ayağa kaldırılmasıdır. Çiftçimiz kış için yaptığı ekimlere harcadığı maddi manevi emeğin hepsini borçla yaptı. Bir kısım çiftçilerimiz ekim yapabilmek için kredi çekmişti. Ama daha bir kere bile hasat yapmadan yaşanan felaketler yüzünden bir anda tüm emekler ve ürünler yok oldu” dedi.
“SİGORTA YAPTIRIN”
Çiftçilerinde artık doğal afetlere karşı duyarlı olması bu kapsamda da TARSİM’e kayıt yaptırmaları gerektiğine dikkat çeken Karaoğlu, “Çünkü bu kış yaşadığımız afetler bize gösterdi ki ürünlerin bir an önce sigortalatılması gerekiyor. Şuanda sigorta çok değerli hale geldi. Ve bakanlık sistemde yaşanan sorunlara ilişkin yeni bir düzenleme yaparak çiftçiyi koruyacak şekilde sigorta içeriğini genişletti. Yaşadığımız afetler TARSİM hizmetlerinin genişlemesine neden oldu. Bizim ülkemizde zaten bir şeyler yaşandıktan sonra önlem alınır. Çiftçilerimize en büyük önerilerimizden bir tanesi ürünlerini ellerinden geldiğince sigortalatmalarıdır. Ayrıca bu afetleri ortaya çıkaran nedenlere karşı alınabilecek önlemler konusunda da bir an önce çalışma yapılmalı” diye konuştu.