Mersin Üniversitesi’nde görevden alınan akademisyenler, haksız ve hukuksuzluk karşısında sesiz kalan meslektaşlarına tepki göstererek, “Yaşananlar karşısında susmak, suça ortak olmaktır” dedi.
SONER AYDIN
Mersin Üniversitesi’nden ihraç edilen akademisyenler ihraç edildikten sonra intihar eden Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) öğretim üyesi Dr. Mehmet Fatih Tıraş’a dair açıklama gerçekleştirdi. Eğitim Sen Mersin Şubesi'nde düzenlenen toplantıda konuşan Eğitim Sen Mersin Şubesi Başkanı Sinan Muşlu, hukukun ayaklar altına alındığı, adalet duygusunun yitirildiği bir süreç yaşadıklarını söyledi.
“MAHKEMELER ÖNÜNDE HESAP VERECEKLER”
Muşlu, Mersin Üniversitesi’nde görevine son verilen Yrd. Doç. Dr. Esra Ergüzeloğlu Kilim, Yrd. Doç. Dr. Ertan Zereyak ve istifaya zorlanan 3 akademisyen ile birlikte görevine son verilen akademisyen sayısının 15’e yükseldiğini belirtti. Akademisyenlerin hukuksuz uygulamalara maruz kaldığını savunan Muşlu, “Esra Ergüzeloğlu ‘Barış Bildirisi’ imzacılarına destek sunan ikinci imzacılar arasındaydı. Ertan Zereyak da ‘Barış Bildirisi’nin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesini savunan bir başka metine imza atması dolayısıyla aynı muameleye maruz kaldı. Hukukun ayaklar altına alındığı, adalet duygusunun yitirildiği ve çeşitli kamu görevlilerinin makam, mevki ve koltukları için her türlü hukuksuzluğu ve adaleti iktidara yaltaklanarak hayata geçirmeye çalıştığı bir süreç yaşıyoruz. Anadolu insanının en fazla kirletildiği bir dönemi yaşıyoruz. İnsanların vicdanlarının kirletildi bir başka dönem olmadı. Haksız, hukuksuz uygulama olduğunu bile bile, yetkisini kötüye kullanarak iktidarın istekleri doğrultusunda hakaret ederek insanları ihraç edenler, işten çıkartanlar açığa alanlar elbet bunun hesabını bir gün mahkemeler önünde verecekler” dedi.
“AKADEMİ HİÇBİR ZAMAN ÖZGÜR OLMADI'
Görevden ihraç edilen akademisyenlere destek vermek için açıklama katılan Eğitim-Sen Mersin Üniversitesi sorumlusu Prof. Dr. Mustafa Kalay, akademinin, akademisyenlerin ve bilim insanlarının hukuksuz uygulama karşısında suskun olmasının dikkat çekici bir durum olduğunu söyledi. “Türkiye’de akademi hiçbir zaman özgür olmadı” diyen “Devlet tarafından devletin atadığı yöneticiler tarafından kontrol edildi. Türkiye’de akademik camianın şu anda 100 binin üzerinde olduğunu biliyoruz. Ve bu barış bildirisine imza atanlar sadece 2 bin 200 kişi yani yüzde bir buçuk. 2 bin 200 akademisyenin dışında kalanlar da sorumludur. Sessiz kalarak sorumluluk almaktadırlar. İşlevlerini yapmamaktadırlar. Kendileri bilim kimliği taşımaktadırlar ancak gereğini kesinlikle yerine getirmemektedirler. Bilim öyle kolay bir şey değildir. Erke karşı tavır sergileyemeyen, ona karşı çıkmayan bireylerin bilim yapmaları ve bilim insanı olmaları mümkün değildir. Bunun dışına çıktığınız zaman yapacağınız bir teknisyenlik hizmeti olur. Türkiye’de ne yazık ki akademilerde çoğu teknisyenlik yapmaktadır” diye konuştu.
“TIRAŞ, SESSİZ ÇIĞLIK ATTI”
Üniversitedeki görevinden ihraç edildikten sonra intihar eden Dr. Mehmet Fatih Tıraş’ın intiharını “sessiz çığlık” olarak değerlendiren Yrd. Doç. Dr. Esra Ergüzeloğlu ise, “AKP ve MHP etiketini kullanarak, onların adına söz alarak fakülte kurullarında konuşan bazı profesörler, doçentler var. Bu kişiler nerden aldıkları belli olmayan bilgilerle insanları ‘terör’ etiketi ile yaftaladılar. Etiketlediler. Bu cüreti nereden aldılar. Bunu açıklamamalılar. Yargı sürecinin durmuş olmasını işlemez olmasını bir fırsat olarak görmemeleri gerekirdi. Burada arkadaşımızı bedenini yok etmeye götüren süreç sadece geçim olanaklarının elinden alınması olarak görülebilecek bir şey değildir. Bu arkadaşımızın onuru kırılmıştır. Bu arkadaşımız hak etmediği bir uygulamaya maruz kalmıştır. Bunun hesabını sormamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
‘SORUMLULARDAN HESAP SORACAĞIZ’
Uzman Deniz Galip Altınay da, akademisyenlerin mücadelesinin ekmek mücadelesi olmadığını, barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesi olduğunun altını çizdi. Altınay, akademisyenlerin bundan sonra barış ve özgürlük mücadelesini yükselten her çalışmaya omuz vereceğini belirterek, Mehmet Fatih Tıraş’ı ölüme sürükleyen süreçte sorumluluğu olanlardan da hesap soracaklarını vurguladı.