SONER AYDIN
Bir dizi temaslarda bulunmak ve 16 Nisan’da gerçekleştirilecek Anayasa referandumu çalışmalarında bulunmak için Mersin’e gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı ekonomist Selin Sayek Böke, Mersin’li iş dünyası ile bir araya geldi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası meclis üyeleri ile bir araya gelen Böke, önemli değerlendirmelerde bulundu. Ekonominin içinde bulunduğu krize ve her gün artan işsizliğe değinen Böke, Türk Lirası’nın OHAL döneminde 65 kuruş değer kaybettiğini söyledi.
“SİYAHLA BEYAZI OYLAYACAĞIZ”
Türkiye’nin 16 Nisan’da ötekileştiren, ayrıştıran, kutuplaştıran bir sistemi mi yoksa toplusal barışın inşa edildiği, ayrıştıran değil birleştiren ve o birleştirici gücün Türkiye’nin önünü açıp açmayacağının oylanacağını kaydeden Böke, “Biz siyahla beyaz gibi iki yolu oylayacağız” diye konuştu. Bugün yaşanan düzenin özgürlüklerin sınırlandığı, korku dilinin hakim olduğunu savunan Böke, “Özgürlüğü yarının ekonomisinin olmazsa olmazı olarak gördüğümüz için yüceltmemiz gerekiyor. Bugün Türkiye’de özgürlüklerden bahsetmek mümkün değil. Bugünkü mevcut düzen korkuyla, baskıyla, tehditle yönetmeyi tercih ediyor. Tehditkar siyasi iklim, maalesef yaratıcı, yenilikçi, özgürlükçü ekonomiyi de her geçen gün elimizden alıyor. Biz onun için bu anayasa değişikliğine ‘Hayır’ diyerek bugün bu siyasi iklimi yaratan iktidarı ikaz ederek Türkiye’yi aydınlık geleceğe taşımanın mümkün olduğunu düşünüyorum. Baskının ortaya çıkardığı ekonomik yıkımla, özgürlüklerin ortaya çıkardığı ekonomik fırsatlar arasında bir tercih yapacağız. Türkiye’nin ekonomik olarak neye ihtiyacı olduğunu biliyoruz” diye konuştu.
“16 NİSAN BİR FIRSAT”
Bir ‘Hayır’la Türkiye’nin nefes alacağını ve bu nefesten sonra yeni bir ekonomik istikrarın kurulabileceğini aktaran Böke, “Onun için biz 16 Nisan’ı bir fırsat olarak görüyoruz. Bir son değil, bir başlangıç olarak görüyoruz. Bir ‘Hayır’ dersek, buradan kurduğumuz aydınlık geleceği o ‘Hayır’la kurduğumuz demokrasi ile yaşatmamız mümkün olacak. Ekonomik istikrarın en fazla dokunduğu kitle sizsiniz, iş dünyası. Peki, bugün Türkiye’den ekonomik özgürlükten bahsetmek mümkün mü? Eğer yanıt ise bugün bu anayasa değişikliği ile bize vaat edilenin istikrarı değil, istikrarsızlığı vaat etiğini tespit etmemiz gerekiyor. 15 Temmuz’da hep beraber bir facia yaşadık. Hep beraber demokrasiye sahip çıktık. 15 Temmuz’da 1 dolar 2.82 iken ardından gelen 3 aylık OHAL döneminde Türk Lirası sadece 8 kuruş değer kaybetti. 3 Ekim’de OHAL tekrar uzatıldı ve bir hafta geçmeden Anayasa değişikliği teklifini oylayacağımız gerçeği ortaya çıktı. OHAL kalıcı olacağını hep beraber öğrendik. 3 Ekim’den bu güne Türk Lirası 65 kuruş değer kaybetti. Bugün Türkiye dışarıya 417 milyar dolar borçlu. Borcun yüzde 70’i özel sektör. Türk Lirası her değer kaybettiği gün sizin borcunuz daha da arttı. Her 1 kuruşluk değer kaybında 3.5 milyar dolar kaybediyoruz. Yani OHAL’den bu yana hep beraber 215 milyar lira kaybettik. Yarın uyandığınızda mal güvenliğinizin olduğunda nemin misiniz? Bu gece çıkartılacak bir kararname ile yarın sizin malınıza el konulmayacağınız söyleyebiliyor musunuz? Söyleyemezsiniz. Yani hiçbirimizin mal güvenliği yok” diye konuştu.
“AYRIŞTIRICI SİYASETE DUR DEMEMİZ GEREKİYOR”
Siyasetin halkı siyasi tercihler üzerinden ayrıştırdığını savunan Böke, şunları söyledi: “Komşu olamıyoruz, iş yapamıyoruz, çocuklarımızı birbirinden ayrıştırarak bir gelecek inşa edemiyoruz. Eğer biz sosyal istikrar, milli birlik beraberlik arıyorsak o zaman ayrıştırıcı siyasete bir dur dememiz gerekiyor. Bizi ayrıştıran siyasetin kendisi. ‘Hayır’a terörist diyen bu siyasi anlayışa dur dememiz gerekiyor. Eğer hedefimiz bu ülkenin 80 milyonu için istikrarsa o zaman burada bir dur dememiz gerekiyor. Bir ‘Hayır’ ile siyasete istikrar talebimizi iletmemiz gerekiyor.