Mersin’de bireysel anlamda tekvando ve okçuluk sporu ile ilgilenen öğrenciler, Spor kulüpleri ve Doğu Akdeniz Okulu’nun ortak çalışması ile Türkiye ve Mersin’de düzenlenen spor müsabakalarında dereceler elde etti.
Mehmet Nabi Batuk
Doğu Akdeniz Okulu ile spor kulüplerinin işbirliği başarıyı getirdi. Doğu Akdeniz Okulu öğrencilerinden Enes Doğan, Nihal Selvi ve Merve Kısılmış imza attıkları başarılar ile Mersin’in gururu oldu.
Okçulukta çeşitli dereceleri bulunan Enes Doğan Okçuluk Genç Erkekler Makaralı Yay İl Birincisi, Nihal Selvi; Okçuluk Genç Kızlar Makaralı Yay İl Birincisi ve genç tekvandocu Merve Kısılmış Tekvando Yıldız Kızlar 35 kg’de il birincisi oldu.
“ÖĞRENCİLERİMİZİN HER ALANDA GELİŞİMİ İÇİN ÇABA SARF EDİYORUZ”
Spor kulüpleri ile yapılan işbirliği sayesinde genç sporcuları başarıya götüren Doğu Akdeniz Okulları Müdürü Güven Ogulgönen, spor ve müzik gibi derslere, sosyal dersler kadar önem verdiklerinin altını çizdi.
İdarecilikten önce beden eğitimi öğretmeni olduğunu söyleyen Ogulgönen; “Çocuklarımızın hem derslerini hem de sosyal aktivitelerini bir arada yapabilmesi gelişimleri adına çok önemli. Okul olarak öğrenci yapımız bir takım oluşturmaya yetecek kapasitede değil ancak biz yine de spor alanına çok önem veriyoruz. Beden eğitimi dersi müfredatının yanında istekli olan öğrencilerimizi yetenekli oldukları branşlara yönlendiriyor. boş zamanlarını değerlendirmelerini sağlıyoruz. Bu amaçla; futbol, basketbol, voleybol ve hentbol sahalarımıza ek olarak serbest sporlardan okçuluk, tekvando, maitavo sporları ile ilgilenen öğrencilerimiz için mekansal düzenlemelere imza attık.
Fiziki ve teknik altyapının yanı sıra kentteki spor kulüpleri ile de işbirliği yaparak, öğrencilerimizin her alanda gelişimi için çaba sarf ediyoruz” dedi.
NEFRETE KARŞI OYUN!
Beden eğitimi, müzik gibi sosyal derslerin öğrencilerin hem bedensel, ruhsal, hem fiziksel ve hem de kültürel anlamda kendini geliştirebildiği dersler olduğunu ifade eden Güven Ogulgönen, “Beden eğitimi aslında insanın alması gereken en temel eğitimdir. Bu temel eğitimin önemini de eğitimcilerin artık kavraması gerektiğini düşünüyoruz. Çocuğun gelişiminde oyunlar, beslenme, dinlenme kadar önemli bir faktördür. Bu tüm bireyler için geçerlidir. Bizler maalesef oyun ve spora gereken zamanı ayıramıyoruz. Bu da okullarda şiddeti ve nefreti çoğaltabiliyor. Okul olarak felsefemiz çocukların bilgi donanımlarını ve oyun oynama becerilerini geliştirmek. Böylece sağlıklı bireyler olarak hayata atılmalarını sağlamak” diye konuştu.
“SOSYAL AKTİVİTELER İLE ÇOCUKLARA OKULU SEVDİRİN”
Son olarak tüm ilk, orta ve lise okullarının yöneticilerine seslenen Ogulgönen, “Beden eğitimi konusunda yaşanan sıkıntılar nedeniyle en çok mesaj verilmesi gereken yöneticilerdir. Ben uzun yıllar idarecilik yaptım. Önceki okullarımda bir idareci olarak en fazla yaptığım şey sosyal aktiviteleri çoğaltıp çocukların kendilerini ifade edebilecekleri alanlar, organizasyonlar hayata geçirmek oldu. Sınav odaklı eğitimin yanında mutlaka ve mutlaka güzel sanatlar eğitimleri olmazsa ve olmaz olarak görülmeli. Bol miktarda aktivitelerle çocukların okulları sevmeleri ve benimsemeleri bu sayede kötü alışkanlıklardan uzak kalmaları sağlanmalıdır. İdarecilik yaptığım okullarda sosyal aktiviteleri arttırmamız ile şiddetin azaldığını ve sigara kullanma oranının yok denecek seviyelere düştüğüne bizzat şahit oldum” şeklinde konuştu.
“TEKVANDO İLE ÖZGÜVENİM ARTTI”
Yaklaşık 3 yıldan buyana tekvando sporu ile ilgilenen 8’inci sınıf öğrencisi Merve Kısılmış, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından yapılan tanıtım çalışmaları sonucunda kardeşi ile birlikte tekvandoya başladığını söyledi. Jimnastik ile de ilgilenen ve bir süre iki branşta birden yeteneklerini geliştirmeye çalışan Kısılmış, “Jimnastiği bırakıp tekvandoya devam ettim. Tekvandonun bana çok katkıları oldu. Özgüvenim arttı. Derslerin yanında kafamı boşaltabileceğim bir alan oldu. Spor sizin fiziksel özelliklerinizi de belirliyor, daha dinç alıyorsunuz. Ayrıca arkadaş çevreniz büyüyor. Önümüzdeki dönemlerde milli sporcu olmak istiyorum. Milli takıma girerek dünyada Türkiye’yi temsil etmek istiyorum” dedi.
Mersin’de düzenlenen yarışmalarda iki madalyası bulunan genç okçu Nihal Selvi ise yaklaşık 3 yıldır okçuluk sporu ile ilgileniyor. Küçük yaşlardan buyana kendini okçuluğa yakın hissettiğini söyleyen Selvi, “Bu spor hayatımı, beni bir disipline soktu. Okçuluktan önce farklı bir spor yapmamıştım. Bu sporla birlikte daha çok disiplinli olmaya başladım. Kişisel gelişimime çok katkısı olduğu gibi yeni arkadaşlıklar edinmemi sağladı” dedi.
Öğrencilere boş zamanlarını değerlendirmek için spor yapma çağrısında da bulunan genç okçu; “Sporda illaki bir başarı elde etmeniz gerekmiyor. Sadece bir hobi olarak da bir spor dalında kendinizi geliştirebilirsiniz. Kitap okumak veya satrançta buna dâhildir. Yeter ki kendinizi geliştirmeye ve bu alanı yaratmaya istekli olun. Boş vakitlerinizi iyi değerlendirmeniz gerekiyor. İleride arkaya dönüp baktığınızda, ‘ben geçmişte bunu yaptım, bu alanda kendimi geliştirdim’ diyebilmeniz gerekir” diye konuştu.
“ARTIK A MİLLİ TAKIM SPORCUSU OLMAK İSTİYORUM”
Okçuluğu küçük yaşlarındayken yapmak istediğini anlatan diğer genç okçu Enes Doğan ise 8 yıldır okçuluk yaptığını ifade ediyor. “Ata sporu olan okçuluğu hep yapmak istemişimdir” diyen Doğan, “Ama bu sporu yapacak bir olanak bulamıyordum. Sonra rahatsızlandığım için gittiğim hastanedeki afişi gördükten sonra okçu oldum. Şuanda kentin en eski okçusuyum. Okçuluk yarışmalarında Türkiye birinciliği dâhil birçok derecem var. Türkiye’de ayrıca takım halinde birinciliklerimiz var. Artık A Milli takım sporcusu olmak istiyorum. Ülkemizi dünyada temsil etmek istiyorum” dedi.
Okçuluğun yaşamına önemli katkılar sunduğunu söyleyen Doğan, “Okçuluk benim hayatımda çok büyük değişiklikler yarattı. Hem ruhen hem de bedenen kendimi geliştirdim. Kalıplaşmış düşüncelerimi ve kişiliğimi değiştirdi. Genç arkadaşlarımız evlerinde, okullarında ve sokaklarda boş boş oturmasınlar bir spor alanı seçsinler” diye konuştu.
GENÇ OKÇU YÖNETİCİLERE SESLENDİ: “GENÇLERE OLANAK YARATIN”
Birçok devlet okulunun malzeme, mekan yetersizlikleri gibi problemler nedeniyle gençleri spora yönlendirmekte geri kaldığını da söyleyen Enes Doğan, yöneticilere seslenerek, “O koltuklarda boş boş oturmasınlar. Gençlere olanaklar yaratsınlar. Atatürk bu ülkeyi gençliğe emanet etti. Birçok devlet okulunda çok kaliteli sporcu arkadaşımız var. Ancak su genç arkadaşlarımıza fırsat verilmiyor. Bu genç arkadaşlarımız kendilerini daha ileriye götürecek olanağı bulamıyor. Spor Bakanlığı 2014 yılında bana bu okları ve bu yayı vermeseydi ben bugün bu sporu yapamayacaktım. Elimizdekiler eskimeye başlasa da idare etmeye çalışıyoruz ve yeniden bir malzeme yardımı için bekleyiş içersindeyiz. Spora gönül vermiş insanlara yardım edin. Çünkü onların desteğe ihtiyacı var” cümlelerini kullandı.