Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ö. Abdullah Özdemir 2016-2017 narenciye ihracat sezonunu değerlendirdi. Geride bıraktığımız yedi aylık ihracat sezonunda 2 Eylül 2016 - 31 Mart 2017 arasında, narenciye ihracatının yüzde 14 artış göstererek 1.6 milyon ton olduğunu açıkladı. Mevcut ihracatın yüzde 43'ünü mandalina, yüzde 28'ini limon, yüzde 22'sini portakal ve yüzde 7'sini greyfurt oluşturduğunu dile getiren Özdemir, “Yedi aylık narenciye ihracatından 796 milyon dolarlık bir gelir elde edildi. Narenciye ihracatımızın yüzde 35’ni Mersinli firmalar gerçekleştirdi. Mersin narenciye ihracatında liderliğini sürdürdü” dedi.
RUS PAZARI CANLANDI
Toplam narenciye ihracatının üçte birini karşılayan Rusya'ya gönderilen ürün miktarının bu dönemde yüzde 38 yükseldiğini, Irak, Ukrayna, Suudi Arabistan ve Romanya'ya olan ihracatın bu sezon da artışını sürdürdüğünü sözlerine ekleyen Özdemir, “Geçen yıl, ülkemiz meyve ihracatının yüzde 67'lik bölümünü narenciye ürünleri oluşturdu. Ülkemizin narenciye üretimi ise 4.3 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Bu üretim miktarının yüzde 40'lık bölümü ise ihracata gitti. Mersin narenciyenin üretimi, ticareti, işlenmesi ve lojistiğinde ana merkez konumundadır. Bu nedenle, kentimiz açısından narenciye ürünleri stratejik öneme sahip bir ürün grubu. Ülkemizdeki toplam narenciye üretiminin dörtte birlik bölümü Mersin'de gerçekleşmektedir. Diğer yandan, ülkemizin narenciye ihracatında Mersin, yüzde 35'lik pay ile ilk sırada bulunmaktadır. Bu yüksek üretim ve ihracat oranları, ülkemiz narenciye sektörünün kalbinin Mersin'de attığını göstermektedir” diye konuştu.
“DIŞ TİCARETTE JEOPOLİTİK RİSKLER DEVAM EDİYOR”
Son yıllarda komşu ülkelerde yaşanan siyasi krizler ve savaşlar nedeniyle dış ticarette jeopolitik risklerin devam ettiğini belirten Özdemir, “Bu kapsamda, narenciye ihracatında yarattığımız pazar çeşitliliğini önümüzdeki dönemde de korumamız ve mümkünse yeni pazarlara ulaşmamız gerektiğini düşünüyorum. Diğer yandan, ihracatçılarımız uluslararası rekabetin böylesine yoğun olduğu bir ortamda başa baş fiyatlar ile mücadele etmeye çalışıyorlar. Bu nedenle, ihracat desteklerinin devam etmesinde fayda görüyoruz. Ayrıca, arz fazlası olan narenciye ürünlerinde, geleceğe yönelik destekleme politikalarında özellikle endüstriyel talebe cevap verebilecek tedbirlere ağırlık verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Arz fazlasını eritmenin bir başka yolu da iç tüketimi artırmak. Bu konuda narenciye ürünlerinin faydalarını tüm topluma anlatacak kampanyalar yapılmalıdır. Bunları yaptığımızda hem ihracat kabiliyetimizi sürdürebilir hem de üreticilerimizin eline daha çok gelir geçmesini sağlayabiliriz” ifadelerini kullandı. (bülten)