Haber Merkezi

Mersin Üniversitesi’nde hakkında yürütülen gizli soruşturmanın ardından İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılan KHK ile 18 yıllık işine son verilen Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Esra Ergüzeloğlu Kilim’i son iş gününde okuldan uğurlamaya gelen öğretim üyelerine, öğrencilere ve personel memurlarına Mersin Üniversitesi Rektörlüğü tarafından soruşturma açıldı. Elde edilen son verilere göre; rektörlük yönetimi veda etkinliğe katılan dokuz akademisyen, üç idari personel ve altı öğrenciye izinsiz gösteri düzenlemek veya katılmak’ suçundan soruşturma başlattı. 

ÜNİVERSİTE YÖNETİMİ KEYFİ UYGULAMALARINA YENİLERİNİ EKLİYOR
Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yayınlayan Yard. Doç. Dr. Esra Ergüzeloğlu Kilim, işinden neden çıkarıldığının kendisine hala açıklanmadığının altını çizerek, kendisini okuldan uğurlamaya gelen yakınlarına soruşturma açılmasına da tepki gösterdi. 22 Şubat 2017 tarihinde üzerinde olan demirbaşları ve bir ay öncesinden peşin yatan maaşını iade etmek için son kez okula gittiğini ifade eden Yard. Doç. Dr. Esra Ergüzeloğlu Kilim, “Aynı gün çalışma arkadaşlarımla vedalaşmak amacıyla Fakülte bahçesinde buluştuk. O gün ilişiğimin kesileceğini duyurduğum çalışma arkadaşlarım, dostlarım ve üzerimde emeği büyük olan aile üyelerimde beni yalnız bırakmadılar.  Yaşadığım bunca haksızlıklara direnebilmek için yanımda olduklarını göstermek amacıyla benim için şarkılı türkülü güzel bir veda hazırladılar. Ancak bu küçük uğurlamanın bile Üniversite Yönetiminin keyfilik ve zorbalıklarına bir yenisini eklemek için vesile olarak kullanıldığını görmekten büyük bir üzüntü duymaktayım” cümlelerini kulandı. 

“REKTÖRLÜK HANGİ HUKUKA DAYANARAK İŞLEM YAPTIĞINI AÇIKLAMAK ZORUNDADIR”
Mersin Üniversitesi Yönetimi’nin kendisine yapılan veda törenini “izinsiz gösteri ve basın açıklaması” kapsamında sınıflandırdığını belirten Yard. Doç. Dr. Kilim, sözlerini şu cümlelerle sürdürdü: “Sadece bana veda etmek isteyenler üzerine yersiz, zamansız, hangi amaca hizmet ettiği anlaşılamayan bir suçlama, korkutma ve yıldırma politikası izlemekte bir sakınca görmemiştir. Ömrümün en verimli yıllarını harcadığım, toplumun ve öğrencilerimin yararına olmadığını düşünmediğim hiçbir akademik çalışmaya katılmadığım, ürettiğim hiçbir eserin maddi kazancını hesaplamadığım bir etik anlayış ile bunca yıl emek verdiğim ve karşılığında kitaplarım dışında mülkiyet edinmediğim mesleğimden neden çıkarıldığımın kamuoyuna açıklanmasını istiyorum.  Sağlığım, barınma hakkım gibi temel hak ve özgürlüklerimi kaybetmeme sebep olan bu idari işlemin gerekçesi nedir? Rektörlük hangi hak ve hukuka dayanarak işlem yaptığını açıklamak zorundadır. Bugüne kadar hakkımda açılmış adli veya idari bildiğim hiçbir soruşturma bulunmadığı halde, Üniversite yönetimi akademik faaliyetlerimi güvenlik gerekçesi ile engellemiştir. Yayınlarımın dosyamdan çıkartılması için çirkin bir yıldırma politikası izlenmiştir. Akademisyen ve öğrencilere bu uygulamanın sebebi olarak hakkımda “çok gizli ve kalın dosyaların” olduğu söylentisi yayılmıştır. Hakkımda hazırlanan her türlü gizli bilgi ve belgenin kamuoyu ile paylaşılmasını talep ediyorum.”  

“REKTÖRLÜK ANAYASA VE HUKUKA UYGUN DAVRANMALI”
Son olarak hem işine son verilmesini hem de veda törenine katılanlara başlatılan soruşturmanın takipçisi olacağını ifade eden Yard. Doç. Dr. Kilim “22 Şubat günü yapılan uğurlama sırasında arkadaşlarıma yaptığım veda konuşmasını bile soruşturma konusu eden Üniversite Yönetimine karşı hukuki haklarımın sonuna kadar takipçisi olacağımı bildirmek istiyorum. Olağanüstü Hal Yönetimi koşullarında yargı süreçlerinin yavaş işlemesi yetkilerin kötüye kullanılması için gerekçe oluşturamaz. Adalet yerini bulana kadar geçen süreçte kişilik haklarımın, onurumun zedelenmesini, adımın lekelenmesini kabul etmiyorum.  Her koşul ve durumda Rektörlüğü keyfi, telafisi olmayan davranışlardan vazgeçmeye ve Anayasa, yasalar çerçevesinde hukuk devleti ilkelerine uygun davranmaya çağırmaktan vazgeçmeyeceğimi kamuoyuna bildirmek isterim” diye belirtti.