Mersin’de yaşama tutunmaya çalışan sığınmacı ailelerine destek vermek ve çocuk ve kadın sığınmacılara yönelik proje yürüten gönüllüler tarafından kurulan MAYA Derneği, Adanalıoğlu mahallesinde yaklaşık 2 bin sığınmacının bölgeden tahliye edilmesine neden olan gerilimin ardından hazırladıkları raporu yazılı olarak kamuoyu ile paylaştı. Kent yöneticilerinin eleştirildiği raporda, “Uyarılarımızın ışığında gerekli ve yeterli politikalar geliştirilmiş olsaydı yerli halk ve Suriyeliler arasında bugün su yüzüne çıkan sorunların bu boyutta yaşanmayacağına inanıyoruz. Nitekim bugün de yaşanan sorunun “tahliye/tasfiye” yoluyla çözümlenme yoluna gidilmesi sadece benzer sorunların farklı mekânlarda ve zamanlarda ortaya çıkacak şekilde ertelenmesinden başka bir sonuç getirmeyecektir” ifadelerine yer verildi.
AĞIR KAYIPLAR YAŞANABİLİRDİ
Adanalıoğlu’nda Suriyeli gencin bir tarım dükkânından bir miktar tarım ilacı çalması, üzerine başlayan şiddet olaylarını anlatan Maya Derneği, yayımladıklarını raporda söz konusu olayla ilgili olarak “Adanalıoğlu’nun yerlisi birkaç genç tarafından kendilerine dayak atılması üzerine Suriyeliler, yalnız yakaladıkları bir yerli genci dövüyor. Ardından köylülerin alışverişe gelen birkaç Suriyeli genci ağır şekilde darp etmeleri üzerine bu haber çadır alanına söz konusu gencin hayatını kaybettiği şeklinde yansıyınca, çadır bölgesinden bir grup Suriyeli sopalarla köye doğru yürüyor ve birkaç arabaya zarar veriyorlar. Bu olayı haber alan köylüler birbirlerine haber vererek Suriyelilere karşı toplanmaya başlıyor ve civar mahallelerden Arap Alevileri de desteğe çağırıyorlar. Her iki tarafın da kalabalık bir şekilde toplanması ve saldırıya hazırlanması üzerine emniyet güçleri ve muhtarlar devreye girme ihtiyacı duyuyor ve iki grubun karşılaşmasını önlemek amacıyla çadır bölgesi ile köy yerleşimi arasında bariyer oluşturuyorlar. Bu önlem alınmasaydı ağır kayıplar yaşanabileceği her iki tarafça da dile getirilmiştir. Bunun üzerine köylüler Suriyeliler tamamen tahliye edilmeden dağılmayacaklarını bildiriyorlar ve Akdeniz Kaymakamlığı ile Valilik gece yarısından sonra çadır bölgesini tahliye ederek orada yaşayanları şehir merkezinde bir spor salonuna naklediyor” cümlelerini kullandı.
BÖLGEDE IRK VE MEZHEP KUTUPLAŞMASI VAR
Spor salonuna nakledilen sığınmacıların sağlık taraması işlemlerinin ardından İslahiye’deki sığınmacı kampına nakledileceğini açıklayan Maya Derneği, yazı açıklamasını şu cümlelerle sürdürdü. “Bu olayı değerlendirirken bölgenin kendine has dinamiklerini göz önünde bulundurmak gerekir. Adanalıoğlu bölgesi Arap Alevilerin çok yoğun yaşadığı bir bölge olup buradaki halkın Suriye’de yaşanan savaş sonrası Türkiye’ye göç etmek zorunda bırakılmış olan Sünni Suriyelilere karşı çok büyük bir tedirginlikleri bulunmaktadır. Bunun nedeni Ortadoğu ve Türkiye’de son dönemde yükselen ırk ve mezhebe dayalı kutuplaşmalardır. Arap Aleviler açısından en küçük bir olay dahi bir cihat çağrısı ve katliam olarak algılanmakta ve bu durum ciddi korkulara yol açmaktadır. Ancak tarım bölgesi olması ve tarımın içinde bulunduğu krizin doğurduğu ekonomik darboğaz, her iki halkın karşılıklı tüm kaygılara rağmen ekonomik ilişki içine girmesi zorunluluğunu doğurmuştur. Tarımsal iş ilişkileri içinde bölgedeki tarım işçiliği tamamen tarım aracılarının inisiyatifine bırakılmış, ücret, yaşama ve çalışma koşulları ve temel hizmetlere erişim açısından işçiler çok büyük sıkıntılarla yüz yüze kalmıştır.”
GEREKLİ ÖNLEMLER ALINSAYDI BÖYLE OLMAZDI
Bundan sonraki süreçte Adanalıoğlu’nda tedirginliğin artarak devam edeceği uyarısında bulunan MAYA Derneği, bölgede diğer çadır yerleşkeleri ve bahçe evlerinde yaşayan Suriyeli sığınmacıların korku içerisinde yaşadığı vurgulayarak “2 yıldır Adanalıoğlu bölgesinde tarım işçisi Suriyelilerle dayanışma içinde bulunan bir sivil toplum kuruluşu olarak muhtelif defalar ilgili kurum ve kuruluşlarla temas kurarak çadır bölgelerindeki Suriyelilerin çalışma ve yaşama koşullarındaki ve yerli halk ile olan sorunlarını dile getirmiş, uygun çözümler talep etmiş, kayıt meselesinin çözülmesinin gerekliliğini vurgulamış, sığınmacıların eğitim ve sağlık temel hizmetlerine erişiminin sağlanması gerektiğini bildirmiş, bunların yapılmaması durumunda da çok ciddi toplumsal sorunların ortaya çıkacağına dikkat çekmiş idik. Bu uyarılarımızın ışığında gerekli ve yeterli politikalar geliştirilmiş olsaydı yerli halk ve Suriyeliler arasında bugün su yüzüne çıkan sorunların bu boyutta yaşanmayacağına inanıyoruz. Nitekim bugün de yaşanan sorunun “tahliye/tasfiye” yoluyla çözümlenme yoluna gidilmesi sadece benzer sorunların farklı mekânlarda ve zamanlarda ortaya çıkacak şekilde ertelenmesinden başka bir sonuç getirmeyecektir. Daha bütüncül ve uzun erimli politikaların gerekliliği konusundaki ısrarımızın geçerli olduğunu bir kez daha ifade etmek isteriz” diye belirtti.