Mersin Nükleer Karşıtı Platformu, Çernobil nükleer faciasının 31’inci yıldönümünde yaptığı açıklamada; kentte AKP hükümeti tarafından yürütülen nükleer programlara karşı kararlı mücadele mesajı verdi.
Mehmet Nabi Batuk
Mersin Nükleer Karşıtı Platformu, (Mersin NKP) Çernobil Nükleer Faciasının 31’inci yıldönümü nedeniyle Mersin Tabip Odası’nda basın açıklaması düzenledi. Facia sırasında yaşananların gözler önüne serildiği fotoğraflarında gösterildiği açıklamada Platform temsilcileri nükleer işareti taşıyan yelekler giydi. Çernobil Nükleer Faciası’nın yıl dönümü nedeniyle kentte gerçekleştirecekleri etkinlik programını açıklayan Platform bileşenleri, ayrıca AKP Hükümetinin nükleer programına karşı verdikleri hukuki ve siyasi mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı. Mersin NKP bileşenleri adına hazırlanan ortak basın metnini okuyan Mersin NKP Dönem Sözcüsü Erkan Demir, yeni bir nükleer bölgenin Gülnar ilçesi Akkuyu bölgesinde yasadışı olarak inşa edilmeye devam edildiğinin altını çizdi.
Çernobil faciasının ölümcül etkilerinin hala devam ettiğini ve hala bölgeye girilemediğini hatırlatan Mersin NKP Sözcüsü Erkan Demir, bölgedeki nükleer facianın etkilerinin yüzlerce yıl devam edebileceğini belirtti. Aynı zamanda Jeoloji Mühendisleri Odası Mersin Temsilcisi olan Demir, Çernobil 31 yıl önce yaşanan facianın hemen ardından dönemin Türkiye hükümetinin uyguladığı yanlış politikaları anlattı. Demir “Kazadan bir hafta sonra, felaketin kaynağı yüksek radyoaktif madde içeren nükleer atıklar komşu coğrafyadan bulutlar yoluyla ülkemize giriş yaptı. Bu atık yüklü bulutlar yoğun yağış bırakarak önce Doğu Karadeniz de ardından tüm Karadeniz kıyılarında ve Trakya da bir kabusun başlangıcı oldu. Felaketten 10 gün sonra radyasyon düzeyi; normal düzeyin 5 katına çıktı. Bunlar olurken biz ülke olarak halk sağlığı için yani radyasyondan korunmak için için ne yaptık? tabi ki hiçbir şey. Her şey bir yana bir şey yapmıştık; halk sağlığı için olmasa da dış ticaret, turizm ve ekonomi önemliydi, insandan önce sermaye düşünülmeliydi. Radyasyondan korunmak için önlem alınması gerekirken, Çay ve fındık ihracatına zarar gelmemesi adına gerçekler saklandı. Üniversitelerin konu ile ilgili araştırma ve ölçüm raporlarını yayınlaması yasaklandı. Karadeniz'deki radyasyonu belgeleyen raporlar gizlendi. Konu ile ilgili açıklama yapacak tek yetkili seçilen Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral'ı unutmayacağız. Tüm yaşananların çıplaklığına rağmen sayın yetkili bakan radyasyon için konuştu; "Dininize, imanınıza inandığınız gibi biliniz ki, Türkiye'de kesinlikle böyle bir tehlike mevcut değildir" dedi. Bu yetmedi ardından televizyon karşısında çay içerek, "Radyasyonlu çay daha lezzetlidir", "Biraz radyasyon kemiklere iyi gelir" gibi akıl sınırlarını zorlayan açıklamalarda bulundu. Bakan radyasyona rağmen, tüm ürünlerin tüketiminin rahatlıkla yapılabileceği söylendi.
“KİRLİ NÜKLEER SANTRAL PROJELERİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”
Çernobil’de yaklaşık 230 kilometrekare bir alanda yüksek radyasyon nedeniyle hiçbir yaşamsal faliyet yapılamadığını hatırlatan Demir, “Yıllardır nükleer santral projeleriyle karşımıza çıkan hükümetlerle mücadele ettik ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Dünya nükleer felaketlerden dersini aldı. Dünyanı gelişmiş ülkelerinin aksine AKP hükümeti bu güne kadar yaşanan nükleer felaketlerden ders çıkartmadı. Sadece rant uğruna enerji maskesiyle topluma dayattığı kirli nükleer santral projelerine izin vermeyeceğiz” diye konuştu.