Mersin Ziraat Odası Başkanı Gökçel, temel tüketim kaynağı olan domatesin fiyatının tezgahta 10 liraya kadar yükselmesinin üreticiden kaynaklanmadığını söyledi. Gökçel, yetkililerin üreticiden tüketiciye uzanan yoldaki fiyat artışlarına engel olması gerektiğini dile getirdi.
SONER AYDIN
Türkiye’de domates üretiminde ikinci sırada yer alan Mersin’de domatesin tezgahta 10 liradan satılmasına tepkiler artıyor. Halde 3-4 lira arasında değişen domates fiyatları tezgahta 9-10 lira arasında seyrediyor. Alım gücünün düşük olduğu ve özellikle domates üretiminin Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu Mersin’de tezgahtaki fiyatlar vatandaşlardan tepki topluyor. Artan domates fiyatlarını gazetemize değerlendiren Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel, durumun çiftçilerden kaynaklanmadığını, halde 3-4 liraya satılan domatesin tezgahlarda 9-10 liraya çıktığını gözlemlediklerini dile getirdi.
“ÜRETİM AZALDI, FİYATLAR ARTTI”
Domates ve biber, patlıcan gibi diğer sebze ürünlerini artmasının temel nedenlerinden birinin 2016’nın sonları 2017’nin başlarında yaşanan doğa olaylarının etkili olduğunu aktaran Gökçel, sel, fırtına, dolu gibi afetlerin üretimi düşürdüğünü, azalan üretimin iç piyasadaki fiyatların artmasına neden olduğunu savundu. Üretimde rekolte kaybı yaşandığını sözlerine ekleyen Gökçel, “Bu dönemde örtü altına üretilen sebzeler mevsim itibariyle ısıtılarak, örtüleri kapalı tutularak mevsimi olmayan dönemde yapılan bir üretim. Bitkiyi bu da bu kadar zor hava şartlarının olduğu bir dönemde dondan kurtardık ama ürün verecek pozisyona getiremedik. Dolayısıyla bu durum geçici olarak ürün fiyatlarının yüksek seyretmesine neden oldu ama özellikle Mersin’de üreticimiz bundan kar elde edemedi edemiyor. Üreticimizin ilk ektiği ürünler su altında kalınca, mecburen tekrar o fideleri yeniden ekmek zorunda kaldılar ve tekrar ona bir masraf yaptılar. Dolayısıyla bu fiyatla bile şuanda çiftçimizin zararını karşılayacak durumda değil” dedi.
“ÜRETİCİ BİRLİKLERİ GÜÇLENDİRİLMELİ”
Tüketicinin ürünlere cüzi bir farkla ulaşmasının önünün açılması ve özellikle üretici birlikler, tarımsal kooperatiflerin güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Gökçel şöyle konuştu: “Üretici ile tüketici arasındaki fiyat farkının aşırı olduğu göz önünde. Bunu biz çiftçiler olarak gözlemliyoruz, tüketiciler gözlemliyor ve ülkenin bu konuda karar vericileri de bu durumu gözlemliyor. Biz şunu söylüyoruz; bizim ürettiğimiz ürünleri tüketicilerimiz cüzi bir farkla elde edebilirlerse buradan hem tüketicimiz kar etmiş olurlar hem de biz bundan fayda sağlarız. Çünkü tüketimi arttıracağımız için, ürünümüze talep artacağı için biz de fiyatların üreticiyi koruyacak şekle geleceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla bunlar için ısrarla söylüyoruz; üretici ve tüketicinin arasında geçen süredeki maliyetleri düşürecek önlemleri almak lazım. Tarım ürünlerinin pazarlanmasında tekelleşmeyi ortadan kaldıracak, süpermarketlerin çiftçiyi fiyat anlamında baskıda tutacak, öbür tarafta da tüketiciye aşırı fiyatta ürün satmasının önüne geçecek sistemlerin mutlaka gündeme getirilmesi lazım. Burada bizim üretici birlikleri, tarımsal kooperatifler gibi yapıların ekonomik ve idari yönden güçlendirilmesi ve bu yapıların iç piyasada ve yurt dışında ürünü direk çiftçiden alıp pazarlayacak duruma getirilmesi, dönüştürülmesi lazım. Artık tarım bakanlığının ya da bu konuda yetkili kuruluşların sadece bizi üretimde destekleyerek üretimde yanımızda olmasınlar, biz bu ürünleri satarken, pazarlarken tarım kredi kooperatiflerinin güçlendirebilirler. Biz bunu hem üretici hem de tüketici bakımında olumlu sonuç doğuracağına inanıyoruz.”