“Şimdi sizin elinizin değdiği otlarda yarın yeni bir yeşillik büyüyecek”
Bilindiği gibi Ocak 2016’da “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bir bildiri yayınlandı. Bildirinin kamuoyuna duyurulmasıyla birlikte imzacı olan yüzlerce akademisyen işinden edildi, yurt dışına çıkmaları, başka yerlerde iş bulmaları engellendi… şeklinde uzun uzun sıralayabileceğimiz, hepimizin malumu, çok çeşitli baskılara maruz kaldılar. Bir tür “yıldızsızlaşma” yaşamaya başladık sonrasında. Hocalarımızın, arkadaşlarımızın birer birer dersliklerden, koridorlardan, yemekhaneden, çimlerden uzaklaştırıldığını, etrafımızın giderek karardığını inanamayarak izledik. O endişeli gözlerle karanlığa bakmaya yeltendiğimizde de felaket sandığımız şeyin hiç de bir bitiş, bir son olmadığını gördük. Ülkenin farklı farklı şehirlerindeydiler, yan yanaydılar, ayrı ayrıydılar; ama bir yerlerde hep irili ufaklı başlangıçlar vardı. İşte Kültürhane de bu güzelim başlangıçlardan sadece bir tanesi. Neredeyse iyi ki, ihraç edilmişler dedirtecek türden bir başlangıç hem de. Dersliklerden, koridorlardan çekilen seslerini daha yakından, daha gür duyduğumuz, Hopa çay eşliğinde seminerlerin, sohbetlerin, dinletilerin gerçekleştirildiği, mutfakta hem gacı poğaçası hem bilim yapılabildiği, üniversitedeki odalarından ve Türkiye’nin her yerinden yola çıkan kitapların Mehmet Fatih Traş Kitaplığında kullanıma açıldığı, bahçesinde zeytin ağaçlarının ve kedilerin büyüdüğü Kültürhane’mizin birinci yılını kutlayacağız bugünlerde. Hem de 21 Eylül’deki Bandista konseriyle. Burası,
her şeye rağmen, nefretimi kazanamayacaksınız diyenlerin,
korkuyu ve nefreti yenebilmek için beyaz gül dileyenlerin,
dostluk, sevgi, dayanışma biriktirenlerin
gülüşü direnişe çevirenlerin
ve ısrarla, umutla sadece “barış” diyenlerin hanesi. Hepimizin hanesi.
Karanlıkta kalmış hissetsek de kimi zaman, yeni yeşillikler büyütecek sebeplerimiz var. Bunlardan birinin peşine takılın, sonra da yolunuz düşerse konserimize buyurun: Yan yana dans edelim!