Uzunca bir süredir kamuoyunda en “kötü” hastane olarak anılan Tıp Fakültesi hastanesini yakından tanıma fırsatım oldu ve anladım ki bu hastane namını hak ederek almış. Aslında kurulduğundan beri çok ta iyi anılmayan bir hastane olan Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesi son dönem de ise, gerçekten de namını katlayarak sürdürmüş ve modern çağın “en ilkel hastanesi” olarak yaşamını devam ettirir duruma gelmiş.
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, bir süre önce Türkiye gündemine de düşmüş ve sorunlar, CHP Mersin milletvekili Cengiz Gökçel tarafından TBMM’ne de taşınmıştı. Söylentilerden ve yayın organlarından takip edebildiğim bu “meşhur!” hastaneyi, bir süre önce yakından tanıma fırsatım oldu. Bir kere onlara söyleyebileceğim ilk tavsiye şu “terzinizi değiştirin” hani ameliyat sonrası yarayı kapatan “eleman” var ya onu, derhal değişin.
Adamda incelik ve “estetik” diye bir şey yok, hani aynı terzi mi bilmiyorum ama yıllar önce “kanser” teşhisiyle orada bulunma ve ameliyat olma şanssızlığına eren bir “gazeteci” arkadaşımız da burada şifa bulamayınca, yanılmıyorsam Ankara’ya gitmişti ve göründüğü ilk hekim ona; “oğlum baytar’mı ameliyat etti seni” diye sormuştu.
Dedim ya bu meşhur hastaneyi yakından tanıma fırsatım oldu diye, tanımaz olsaydım. O çevrede bulunuyordum, belimden yaşadığım bir rahatsızlık neticesinde oraya gitmek zorun da kaldım. Dayanılmaz ağrı ile gittiğim acil de, diğer hastaların durumunu görünce kendi derdimi unuttum desem yalan olmaz herhalde, 70-75 yaşların da yaşlı bir bayanı ayak kırığı teşhisiyle orada gördüm ki anlatılmaz, acıdan duramayan bu bayan ben gittiğim de orada bekliyordu.
Ben kendi derdim için yaklaşık 50 dakika bekledim, ben orayı terk ederken ise o yaşlı bayan ismi okunduğu için bir başka hastanın yardımı ile “lütfen” acilden içeri alındığını gördüm. Belki bana orada hiçbir müdahale yapılmadı ama o yaşlı bayanın içeri alındığını görmek, inanın acımı hafifletti.
Mersin Üniversitesi gibi bir kurumun hastanesinin böyle olmaması gerekir, bir hastane açalım da “hastalar bizim öğrenci çocuklara kobay olsun” diye düşünmemeli.