Geçtiğimiz günlerde caddelerimizin, sokaklarımızın durumunu yazdım.
Zabıtalarımızın yerleşik esnaf ve seyyar satıcıların kaldırımları, yolları işgal etmesine göz yummalarını eleştirdim.
Trafik polislerimizin özellikle ana arterlerdeki kuralsız araç park edilmesine müdahalede bulunması gerektiğine dikkat çektim.
Yaya haklarının korunmadığını dile getirdim.
Yöneticilerimizi sokağa çıkmaya, kenti, kent yaşamını daha yakından görmeye davet ettim.
Sayın Valimiz sokağa çıktı, denetim yaptı.
Polislerimiz daha müdahil oldu, trafik akışkanlığı arttı.
Kural dışı araç parkları bir nebze olsun düzeldi.
Zabıta iş başı yaptı, kaldırımlar yayanın kullanımına uygun hale geldi.
İstiklal caddesi toparlandı.
Hastane caddesi nefes aldı.
Ama üç gün sürmedi yine eski haline döndü ne yazık ki.
Denetimin sürekliliği önemli.
Kurallara bir gün değil, her gün uymayı sağlamak daha da önemli.
Padişah yasağı üç gün sürermiş.
Beyefendinin zabıtaları artık caddede oturmuyorlar mesela.
Ara sokakları mesken tutmuşlar şimdi.
Öyle olmasın.
Yasak değil;
Kurallar olsun.
Kurallara saygı olsun.
Görev bilinci olsun.
Süreklilik olsun.
Alışkanlık sağlansın.
İyi işler de hakkını alsın, takdir görsün.
Mesela;
Dün Hastane caddesinde yürüdüm her zamanki gibi.
Sık aralıklarla ikişerli, üçerli yürüyen polislerimizi gördüm.
Maske takmayan vatandaşları (şahsım dahil) kibar tavırlarla uyarıyorlardı.
Geç kalındı belki ama doğru yol bulunmuş.
Güzellikler, doğrular artsın.
Mersin’e yakışan da budur.
**
Sevdiğim Laflar:
“TEŞBİHTE HATA OLMAZ!..”