CHP’li belediyelerin özellikle çevre konusunda daha bir hassas davranması bekleniyor. Haklı olarak!...
Ancak gerçekte böyle mi oluyor?
Tabiî ki hayır!
Çünkü bizim siyasi kimlik referansına değil liyakatli, ülkesini seven, dünyayı korumak isteyen, sorumluluk sahibi kadrolar ihtiyacımız var…
Öyle parti rozeti üzerinden olmuyor bunlar…
Mersin’de özellikle Büyükşehir ölçeğinde görüyoruz bunu!
Örneğin Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin enerji nakil hatları için gerekli imar düzenlemeleri ile ilgili CHP’liler tepkili yaklaşsa da konuya teklif mecliste Cumhur İttifakı’nın oy çokluğu ile geçti.
Normal adamların sayıca üstün.
Ancak sayın başkanın kararı veto etme yetkisi vardı ama etmedi!
“Cumhur İttifakı’nın sandalye üstünlüğü varmış, nasıl olsa kabul edilecekmiş…” bile denildi!
İyi de sizin durduğunuz yer önemli!
Karınca misali tarafınızı belli etmeniz, mücadeleyi beslemeniz, güçlendirmeniz, destek vermeniz adına bu tür adımların önemi büyük!
Biz sanıyorduk ki CHP’li Büyükşehir ile özellikle kentteki nükleer karşıtlığı desteklenir ve karşılık bulur!
Ancak görüyoruz ki hiçte öyle olmadı!
Örneğin Nükleer Karşıtı Platform’un kurumsal yapıya kavuşması adına bu belediyeler destek veremez miydi?
Verebilirdi!
Ama vermedi!
Üstüne üstlük yan yana bile gelmedi!
Kapalı kapılar ardında gelmiş olabilirler, kamuoyu önünde böyle birleşme, bütünleşme sergilenmedi!
Neden?
Çünkü konu gündemlerinde bile yok!
Sadece gerektiğinde siyasi malzeme yapılıp kullanılıyor sonra geri rafa kaldırıyor…
Konu çevre olunca CHP’li Zekeriya Özgür’ün kentin nefes alma noktası olunca koskoca Atatürk Parkı’nı otoparka dönüştürme teklifini bile duyduk hatırlayalım!...
Yani bu iş bu kafayla olmaz!
Ve kaybeden Mersin olur bu kafayla!...
CHP’li belediyelerin özellikle Mersin’deki çevre hassasiyetine karşı daha somut adımlar atmaya ve duruş sergilemeye ihtiyacı var.
Bunu yapmıyorlar ise taban bunu istemeli ve sağlamalıdır!
Aksi takdirde oy kullanıp CHP’lilerin başa getirmenin ne anlamı kalır?
Şikayet etmek ile bir yere varamayız…
