Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde geçen hafta Akkuyu Nüklere Santrali’ne ilişkin görüşmelerde yaşanan kavgadan gazeteciler de nasibini almıştı…
AKP ve MHP’li bazı meclis üyeleri, HDP’li Bedriye Kuş’un üzerine yürürken bazı CHP’liler araya girip tansiyonu düşürmeye çalışırken, bazıları da gazetecilerin görüntü almasını engellemeye çalışmıştı!
Geçen hafta SANSÜRE sessiz kalanları yazdım ve devam edeceğimi söyledim. İşte bu yazı geçen haftanın devamı…
Neden devam ediyorum yazılarıma; çünkü ses çıkarması gerekenler hala sessiz!
Örneğin Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC)!
Yani üyesi olduğum meslek örgütüm!
Yani benim haklarımı korumak için var olan ve bu yönde faaliyet gösteren meslek kuruluşum…
Peki nerede MGC?
Ortada yok!
MGC’den bir Allah’ın kulu, bırakın olayın üzerine gitmeyi, hakkımızı savunmayı, ‘geçmiş olsun’ deme nezaketini bile göstermedi!
GÖSTEREMEDİ!
Vallahi bu kadarına ben bile şaşırdım!
Ne CHP’ymiş, ne Büyükşehir’miş arkadaş!
Gık çıkartamadı millet!...
Gazeteciler olarak; “Korku imparatorluğu var, iktidarı eleştiremiyoruz, hapishaneler, baskı, zulüm, işsizlik ile sindiriliyoruz” diyorduk…
Peki konu CHP olunca nasıl sindirildik?
Anlamadım!!!
Aklım ermedi!
Ortada birkaç trol var, yok efendim iftiraymış, sansür yokmuş gibi söylemler ile konu çarpıtmaya çalışıyor…
Manipüle edip, olayı siyasi veya şahsi kavgaya dönüştürmeye çalışanlarda var…
Bunlara şaşırmadım da, kabak gibi görüntülerin olduğu bir olayla ilgili MGC nasıl bu kadar sessiz kalabildi ona şaşırdım!
Bunlar zaten ‘besleme’ takımı!
Böyle bakmaları çok çok çok normal…
Ama MGC bizleri hüsrana uğrattı…
Ses çıkaranlar da oldu. Haklının, mağdurun yanında olup, zalime karşı cesurca dik durmayı bilenler var hala bu ülkede çok şükür!
Biz de zaten işte onlardan aldığımız güç ve destekle işimizi yapmaktan vazgeçmiyoruz.
Yılmıyoruz!
Yılmayacağız da!
Baskınıza, sansürünüze, zulmünüze sessiz kalmayacağız!