“Ayağını sıcak tut, başını serin, gönlünü ferah tut, düşünme derin” deyimini severim.
Ama bir türlü özümde uygulayamam.
Durup dururken başımı derde sokmakta üstüme yoktur.
Hele hele bizim meslek örgütü diye bildiğimiz MGC’ye (Mersin Gazeteciler Cemiyeti) bulaşmanın başımı ağrıtacağını da iyi bilirim.
Yine elimizi tutamadık bulaştık, iki satır yazı karaladık.
Yapmayı planladıkları bir mesleki yarışmanın ismini kasıtla “nasıl salak bir ifadedir” demiş bulunduk.
Etkinliği ifade biçimineydi lafımız.
Öyle olmadı ne yazık ki.
“Eşek kaçtı, palan düştü” derler ya hani.
Ortalık karıştı.
Koca MGC yönetimi.
Çoğu uzun yıllardır arkadaşım.
Salak olmadıklarının da yakın tanığıyım.
Üstelik karakterimin hakaret etmeye uygun olmadığını bilirler.
Ayrıca niye edeyim?
Tutturmuşlar “sen bize salak dedin.”
Işığı gören sıraya girdi taş atmaya.
Şahsımı üzen atılan taşlar değildir.
“Yazdığımı anlatamamış” olmaktır.
Bunca yıldır yazarım, ne söylediğimi “anlatmak” durumunda hiç kalmamıştım.
Ama bir huyum daha vardır.
Her ”şer’de, “hayır” ararım.
Bunda da vardır bir hayır deyip geçiyorum.
Dahası, arkadaşlarıma iki çift laf daha edeyim yeri gelmişken.
“Bu etkinliği yapmayın.”
En azından bu dönem.
Sizin için” hayırlı” olur.
Sürenizi, içinde bulunduğunuz konjönktürü, etkinlik şartnamenizi okuyun.
Ama “iyi” okuyun.
“İyi” anlayın.
Sonra “kendim ettim, kendim buldum” türküsü söylemeyin.
Bu da sizlere son kıyağım olsun.
Benim için MGC defteri kapanmıştır kardeşim.
Sizlere “hayırlı” işler.
**
Sevdiğim Laflar:
“APTALLIK DOĞUŞTANDIR; SONRADAN ÖĞRENİLMEZ..”