Pandeminin ortasında bir bayrama daha giriyoruz.
Geçen yıl hepimizin aklındadır mutlaka.
“Yeni normal” algısı ile açılıp saçılıp bu günkü zor günlerin temelini atmıştık hep beraber.
Oysa pandeminin beli kırılmak üzereydi.
Dayanamadık.
Yeni normal adı ile bayram ve tatili birleştirdik, şehirlerarası yolları açtık.
Yazlıkçılar geldi ki; Mersin lebalep doldu.
Sonra gittiler.
Bir baktık ki Mersin olarak kırmızıya dönmüşüz.
Şimdi turuncudayız.
Bayram sonu ne olacak bilen yok.
Destek alamamış esnaf bunalmış açılım istiyor haklı olarak.
Hiç olmazsa “iki gün” diyor.
Mallarımız raflarda çürümesin.
Bayramda iaşemiz çıksın.
Çalışanlarımız evlerine ekmek götürsün.
Borçlarımızı hiç olmazsa hafifletelim.
Haklılar.
Cüzdan ile can arasına sıkışmak böyle bir şey.
Yetkililerin ağzından çıkanlar ise kimseyi tatmin etmiyor.
Sözde kanaat önderleri eveleyip geveliyor.
Rakamların arkasına sığınıp yol göstermeye çalışanlardan geçilmiyor ortalık.
Rakamlar değişiyor ama gerçekler değişmiyor artık.
Bu arada altta kalanın ise canı çıkıyor ne yazık ki.
Yarın ne olacağını bilmediğimiz, öngöremediğimiz saçma sapan bir sürecin içindeyiz.
Böyle bir ortamda bayram yazısı yazmakta saçma aslında.
Ama;
Umutlu olmak, umudumuzu korumak zorundayız.
Zor olacak ama normale dönülecek sonunda.
Elimiz mahkum.
Mecburuz.
İyi bayramlar olsun.
**
Sevdiğim Laflar:
“SÖYLEYENE BAKMA, SÖYLETENE BAK!..”