Uzun zamandır, kimi aydın insanın haklı olarak eleştirdiği heykelimsi (aslında ne olduğu da belli olmayan) devasa nesnelerin yurdun dört bir yanında boy verdiğini görmekteyiz. Bu hilkat garibesi işlerin birisi de Mut’tadır. Başka yerlerde de var. Ne yazık ki, bunların arasına (belli ki anlamamışlar) bazı sanat yapıtlarını da eklemişler.
Bunca gürültünün arasında linç edilen güzelim bir Mersin heykelini savunacağımı söyleseler inanmazdım. İşin korkuncu, bir eserin yerden yere vurulmasından daha çok, mürekkep yalamış pek çok insanın, hatta aydın sayılacak pek çok kişiliğin, bir sanat eserine ucube demesidir.
Bunda kimin suçu olabilir ki? 16 yaşımda İslahiye Lisesi’nde girdiğim sanat tarihi dersleri aklıma geliyor. Basri Aydın isimli bir hocamızın ders işlemek için neler çektiğini dün gibi hatırlarım. Dinlenmediğini bildiği halde, kara tahtaya, Antik Dönem sütun başlıklarını çizerek anlatırdı. Sanki kendi kendine konuşurdu, gürültüye aldırmazdı. Koçboynuzu şeklindeki İyon başlığını, bir sepeti andıran Korinth başlıklarını vs. usta anlatımıyla ilk kez ondan duymuştum.
Dönüp sınıfa baktığımda, ayaklarını pencereden dışarı sarkıtıp sohbet edenleri görmüşlüğüm de olmuştur. Kötü geçse de bu dersler, o zamanlar müfredattaki yerini koruyordu. 1980’li yıllar, sanırım çürümenin zirvesiydi. Çürümenin çürümesi ise bu tür derslerin müfredatta seçmeli olarak yer alacağı 1990’lı yıllardı.
İnsanlığın tarih boyunca geliştirdiği sanat eserlerini öğrenip anlamanın, bugünü ilgilendiren yanları işte böylesine görünür hale gelmektedir.
Hasıla, ezbere bildiğiniz ve bugünün sanatıyla karşılaştırdığınız Antik Dönem Tanrı heykelleri, ne yazık ki sizlere gördüğünüzü okuma yetisi edindirmiyor. Sanat, kahramanlarını artık tanrılardan değil, en sıradan insandan alıyor.
En azından Alberto Giacometti’nin birkaç eserini görebilseydiniz, ucube diyerek Koreli Heykeltıraş Kim Won Geun’un Şişman Boksör heykeline böylesine hınçla saldırmazdınız. Giacometti de Kim Won Geun da benzersiz sanatçılardır. Çalışmalarını nerde görseniz tanırsınız.
Bu heykel üzerinde koparılan gürültüyü ciddiye alan Mersin Büyükşehir Belediyesi, bu türden çalışmaları gözden geçireceğini ve gerekirse kaldıracağı söylemiş. Umarım bu hataya düşmez.
Böylesine ironik bir eser, dünyada az bulunur.