Tarım uygarlıktır; temelinde hayvanların yaşam kalitesi ve tahıl üretimi kaygısı olmayan toplumlar diğer kültür ürünlerini de üretemezler.
Yaygın olarak bilinen yanlışların başında uygarlık tanımlaması gelir. Basitçe söyleyecek olursak, tarımdan sanata toplumların açığa çıkardığı değerler bütünüdür. Batı toplumlarının temeli de bunun üzerinde yükselir; tek başına teknolojik üretimi takip eden ikinci-üçüncü dünya ülkeleri, böylece felaketlerini de hazırlar.
Bakınız Almanya topraklarının yarısı tarım alanıdır ve nüfusun neredeyse yarısı kırsalda yaşar. Bugün onlar araba teknolojisi üzerinde söz sahibi olmalarına rağmen ihracatının diğer büyük kalemini, üzümden elde edilenler (üstelik Kuzey’de olmalarına rağmen), arpa, buğday, çavdar gibi tahıl ürünlerinden elde etmektedir.
Oradaki zihniyet, “bir araba, şu kadar ton buğday” değildir. Halkını öz kaynaklarıyla besleyemeyen toplumların teknoloji üretmesi hayaldir.
Kime anlatıyoruz. İnsanların yaşam kalitesini yükseltmeyenler, hayvanların ahırıyla yediği içtiğiyle mi ilgilenecek, dendiğini duyar gibiyim. Elin adamı tam da böyle yaparken bize ise araba fabrikamı sizde kurayım uygarlaşın diyor. Yersen tabi…
Merkezi hükümetin bir tarım politikasının varlığı kuşkulu olsa da, yerel yönetimlerin umut veren çabaları evlatlarımıza bir gelecek bırakmayı da vaat ediyor. İstanbul, İzmir, Mersin Büyükşehir Belediyeleri, tarımı destekleyerek bir başlangıç göstermekte. Zararın neresinden dönülse kârdır!
Bu doğrultuda tanıklığını tuttuğumuz Mersin Büyükşehir ve diğer alt belediyeler, çiftçilere sağladığı, küçükbaş hayvan, gübre, tarım aletleri desteği, kooperatiflerle işbirliği yürütmesi yıllardır ihmal edilen boşluğu doldurmuyor ama yapılması gerekenlere işaret etmesi açısında bir değer de oluşturuyor. Tarsus Belediyesi’nin geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği Tarım Çalıştayı buna en güzel örnektir.
…
Tüm bunların yanı sıra Büyükşehir, Murat Atak’ın sanat yönetmenliğinde Şehir Tiyatrosu’nun iyileştirilmesini, bir kent orkestrasının kurulmasıyla devam ettirdi. En az 15 yıllık çileli konservatuar eğitiminden sonra pek çok işsiz genç müzisyenimiz için bir umut kapısı oldukları gibi tarımdan sanata, eşdeğer bir şehir de bugünden tasarlanmakta. Bir opera sanatçısı olan Bengi İspir Özdülger’in daire başkanlığıyla hayat bulan bu projeler Mersinlilerden takdir görmekte.