25 Kasım, kadına karşı şiddete boykot günü, farkındalık günü!
Sosyal medya hesaplarında ekranlarımızı kararttık, pankartlar açtık, sokaklara çıktık…
Avazımız çıktığı kadar bağırdık, sesimizi her mecrada duyurduk duyurmasına da, vicdanlara bir türlü duyuramadık..
Şiddeti protesto ettik de, yan evde yükselen seslere kulak kabartmadık ..
Aile meselesidir dedik, karı-koca arasına girilmez dedik, her evde olur böyle şeyler dedik,
Evliliğin tuzu biberidir dedik. Daha neler dedik neler!
Kim susturdu bizi? Kim sindirdi? Kim normalleştirdi şiddeti?
20’sinde bir gencin kadına şiddeti engellemeye çalışırken geleceğinin, hayallerinin solduğu gün sustuk asında biz.
Evet Kadir ŞEKER’di o genç. Parkta şiddete uğrayan bir kadını görmezden gelmediği için, gözlerini kapatıp yanından geçip gitmediği için geleceği kararan pırıl pırıl bir genç…
Adaletin kestiği parmak acımaz elbet, ama vicdanlar acır.. Acısı soğuyunca da duyarsızlaşır insan.
Biz bir gün değil, her gün sokaklara dökülsek de,
sistem kadının aleyhine işledikçe, kadın cinayetleri davalarında iyi hal indirimi uygulanmaya devam ettikçe,
defalarca şikayetçi olunan ‘koca’ 3 ayda salıverildikçe hiçbir vicdan rahat uyumayacak bu ülkede.