Deprem gerçeği her zaman yanı başımızda durur ama biz görmeyiz; görmek istemeyiz.
Sallandığımız da hatırlarız bu gerçeği.
Tıpkı 6.4 ile sallandığımız da olduğu gibi.
Şu bir gerçek;
Mersin bir deprem kuşağında gösterilmese bile deprem potansiyeli kesinlikle barındırıyor.
Bu gerçek kendini ara ara hatırlatıyor;
Gökdelen dikme merakı ile nükleer tehlikesi ise hepimizi tedirgin ediyor.
***
Mersin’in depremselliği pek dikkate alınmıyor.
Sanki geçmiş yıllarda bu bölgede hiç yıkıcı deprem yaşanmamış gibi davranılıyor.
Mersin de önemli deprem kayıtları var.
Kentin Güney bölümlerinin zemini alüvyon olması ve binaların yüksek katlı olması tehlikeye davetiye çıkarmaktadır.
Doğu bölümleri ise 1 - 2 katlı binalardan oluşmasına rağmen statik hesaplardan ve zemin etüdünden yoksun olarak inşa edildikleri için buraların da olası depremlerden etkilenebileceği gerçeği vardır.
***
Bu kentin birde kentsel dönüşüm gerçeği vardır.
Dönüşüm için bir yıkım mı olmalı?
Kentte 40-50 yıllık binalardan oluşan çok sayıda mahalle varken, biz hala kentsel dönüşümü sadece konuşuyoruz.
Akdeniz Belediye Başkanı Sayın Gültak, tüm riskleri göze alarak bu işe girişti.
Bu kentin bir çok yerinde buna ihtiyaç var.
Bir yerden başlamak lazımdı ve Sayın Gültak’ta öyle yaptı.
Çünkü bu kentin hem deprem hem de kentsel dönüşüm gerçeği var.