Mersin gündeminin vazgeçilmesi
maalesef ki çevre talanı!
YAĞMA!
RANT!...
İstesek de bu gündemin dışına çıkmamız
mümkün olmuyor...
Her gün yeni bir ‘talan/rant projesi’ ile
karşılaşıyoruz...
Cennet doğası, iklimi, tarihi, kültürü
yok edilmek için parsel parsel değil
metrekare metrekare yok ediliyor şehir!
Ve ne yazık ki herkes kendi canının
derdine düşmüş kafasında!
Haftasonu Türkiye İşçi Partisi (TİP)
Mersin İl Yönetiminin misafiri olduk.
Orada Yenişehir İlçe Başkanı Elif
Taşaran çok önemli bir tespitte bulundu;
“Partimize ilgi çok yoğun çünkü artık
vatandaş ‘ben de bir şeyler yapmayalım’
düşüncesinde” dedi.
Umarım dilerim bu kişilerin sayısı
artıyordur!
Yoksa sonumuz iyi değil!
Eğer gemisini kurtaran kaptanlar
çoğalırsa vay dünyanın haline!
Ama ‘ben de bir şeyler yapmayalım’
diyenlerin sayısı artarsa hepimiz için
çok daha yaşanabilir bir dünya mümkün
olur...
İşte bunu sağlamak için kendimizden
başlayarak ve özellikle de çocuklarımıza
birlikte bir şeyler yapma kültürünü
hatırlatmalı, öğretmeliyiz.
Birlikte değiştirebiliriz.
Birlikte dönüştürebiliriz.
Birlikte güzelleştirebiliriz.
Birlikte iyileştirebiliriz.
Birlikte mücadele edebiliriz.
Birlikte kazanabiliriz.
Tek başına veya sadece belli bir kesimin
çıkarına, yararına olan kazanımlara
karşı ancak ve ancak ‘BİZ’ olursak geçit
vermeyiz.
Mersin’in en büyük sorunudur ‘BİZ’
olamamak!
Bu yüzdendir kentin geriye gidişi,
kaybedişi...
Bu yüzdendir verdiğinden azını alması!
Hak ettiğini alamaması...
Çok uzağa gitmeyelim yaşadığımız
şehirden bunu görebiliyoruz işte...
Mersin’de idareci, yönetici, karar
alma mekanizmalarında ki koltuklarda
oturanların, sesimiz olması gerekenlerin,
milletin temsilcisi olduklarını iddia
edenlerin MERSİN için değil kendileri için
bir şeyler yapmasına geçit vermemeliyiz!
Göz yummamalıyız!
Bundan pay almaya çalışmamalı,
nemalanarak kendi gemimizi yürütmenin
peşine düşmemeliyiz!
Bunun karşısında durmalı, hepimiz için
‘BİZ’ için MERSİN için çabalamalıyız.
Özellikle de seçim sathına girilen şu
günlerde belki çok uzattım ama bu ‘BİZ’
kavramını için doldurması gereken sivil
hareketlere daha çok ihtiyaç var.
Artık onların sahaya inmesi gerekiyor.
Ortak aklı yaratması gerekiyor.
Ortak akılda buluşturması gerekiyor.
Mersin’in geçmiş yıllarda çok aktif
olan, kenti ileri taşıyan ortak aklı bugün
birilerinin, bir şeylerin arka bahçesi haline
getirilmek istense de henüz tam olarak
bu başarılamadı.
Ama hala cılız da olsa bir direniş var.
Bu direnişe güç verilmeli.
Mersin’in sivil aklı yeniden yeşermeli,
büyümeli.
Kente hakim olmalı!
Kenti ileriye taşımalı!
Bunun için de BİZİM bu sivil aklı
istememiz, sahip çıkmamız gerektiğinin
farkına varmalıyız!