Mersin pis! Evet evet şehir gerçekten pis. Hatta Toroslar Belediyesinin çiçeği burnunda başkanı Abdurrahman Yıldız, Cumartesi günü yapılan ilk belediye meclis toplantısında bizzat bu durumu dile getirdi. Bayram süresince en çok çöplerin toplanmaması ile ilgili şikayet aldığını söyledi. Bazı belediye yöneticilerinin bayram izninde olması nedeniyle belediyeye dair yeterli bilgi alamasa da işleyişteki sıkıntıyı gördüğünü söyledi.
İyi de bir şehir neden pis olur? En önemli ve başlıca neden halkın bu konudaki sorumsuzluğu, bilinçsizliği, ilgisizliğidir. Aidiyet duygusu yoktur! Kendini o şehrin bir parçası görmüyor, şehre karşı sorumluluğu olduğunu düşünmüyordur!
Bu gayet doğaldır… Hele hele Mersin gibi göçle oluşmuş bir şehirde….
İşte yerel yöneticilerin, siyasilerin bizatihi en belli başlı birincil görevi kentte birliği, beraberliği sağlamak, aidiyet duyusunu pekiştirmektir! Ayrıştırmadan, ötekileştirmeden yönetim sergileyerek kentin de kucaklaşmasını sağlamalıdır.
Ama maalesef bu Mersin’de bu yapılmadı! Çünkü birilerini nişine gelmedi… Zaten sadece Mersin’in de sorunu değil bu kaynaşamama meseli, ülkenin durumu ortada!
Ya sağa kayıyoruz ya sola! Ortası yok…
İyi de işte o zaman da olan yine bize oluyor! Bu durum birilerinin işine geliyor! ‘önüm kesildi, engellendim, ben yapmak istedim ama izin vermediler’ deyip oturuyor yıllarca! Hizmet üretmiyor. Mağdur biz oluyoruz…
En basiti temizlik sorununa dahi çözüm üretilemiyor!
Bunu hak etmiyoruz! Layık olduğumuz hizmetler çok daha fazlası! Bunu istemesini, talep etmesini, almasını bilmeliyiz!
Siyasiler gelip geçer…
Şehir bizim şehrimiz. Biz çoluğumuzla çocuğumuzla burada yaşamaya devam edeceğiz.
O nedenle kentli olarak hizmet almak istiyorsak birlik olmalıyız!
Hele hele yıllardır hak etmemize rağmen alamadığımız hizmetler düşünülürse daha fazla çalışılması için bastırmalıyız.
Özellikle de kaynakların verimli kullanılması, heba edilmemesi için çabalamalıyız!
Takipçisi olmalıyız!
Belediyelerin daha şeffaf bütçelerle halka hesap verilebilir olmasını istemeliyiz!
Gerçekten kamuoyunun karşısına çıkabilen, hesap verebilen, soru sorulabilen yöneticiler istemeli, böyle davranmayana kırmızı kartı göstermeliyiz!
Artık takip zamanı!
Oy verdik, seçim yaptık!
Şimdi seçimlerimizin peşine düşeceğiz!
Hesap soracağız…
Aksi takdirde bu düzen değişmez! Böyle gelmiş böyle gider…
olan da bize olur!
Sırtımızdan geçinen rantçılar kenti yağmalarken bizlere yaşanmayacak ve belki de çocuklarımızın dahi bugün yarın terk edeceği çorak topraklar bırakacaklar!
Bugün nefes alamadığımız, pisliğinden duramadığımız bu şehir için hala geç değil!
Hala bu yanlışlardan dönebiliriz!
Hala adeta cennetten bir köşe olan Mersin’i geri kazanabilir, kurtarabiliriz!
Yeter ki isteyelim!
Yeter ki bir araya gelebilelim…
Yeter ki bir olalım!
Yıllarca bize kaybettirenin; BİZ olamamak olduğun anlayalım!
PİS’liği ancak BİZ olarak temizleyebilir, önleyebiliriz!
