“Ele güne karşı yapayalnız” diye başlar eski bir MFÖ şarkısı.
Ve devam eder;
“Böyle de olmaz ki..”
Nerden çıktı şimdi bu demeyin.
Ruh halim son zamanlarda hep bu şarkının nakaratı kıvamında.
Ciddi işleri sulandırıyoruz sürekli.
Hayati konuları geyik malzemesi yapıyoruz hep beraber.
Ekonomimizin durumuna verdiğimiz tepki ortada.
Konuşuyoruz o kadar.
Dilimizle enflasyona katkı yapmaktan başka bir işe yaramıyor çok konuşmamız diyeyim siz anlayın.
Siyaset dünyamız orta oyunu tadında.
“Giderim” çıkışının karşılığı ne oldu mesela?.
“Salın gitsin.”
Bu durumun üzerine laf söylemek şahsen beni aşan bir nokta.
Demem o ki:
MFÖ’nün durumuna düşüp ele güne karşı yapayalnız kalmayı en başta gözüm kesmiyor kısacası.
Bende lafı orta yere Frank Ocean’a söyleteyim o zaman.
Ne demişti ünlü şarkıcı:
“Karakterimle tavrımı birbirine karıştırma.
Karakterim benim kim olduğumla alâkalıdır.
Tavrım ise senin kim olduğunla.”
Elin şarkıcısının ettiği lafa bir bakın.
Bir de bizim siyasilerimizin muhabbetine.
Sonra da özgül ağırlık nedir, nerede bulunur, nasıl ve kimler kullanmalıdır diye bir düşünün.
Bir de böyle bir ortamda gazetede az çok ciddi bir köşe yazısı yazmak durumunda olan bendenizi.
Diyeceğim;
Bu ruh haliyle benden bu kadar canlarım.
Yazının kuyruğunu da Diyojen’le bağlayayım gitsin o zaman.
**
Vaktin birinde Diyojen’e:
“Bir adamın ne kadar akıllı olduğu nasıl anlaşılır” diye sordu eşraftan bazı meraklılar.
“Konuşmasından” dedi...
Peki;
“Ya adam hiç konuşmazsa” diye devam ettiler.
“Hiç kimse o kadar akıllı olamaz” diye cevapladı Diyojen.
Yani:
O zamanlar özgül ağırlık dediğimiz kavram yerinde ve zamanında kullanılıyordu dememiz mümkün.
Ya sizce?.
Cevabı olanlar önden buyursun gari!.
**
Sevdiğim Laflar:
“AKLA SIRT ÇEVİRMEKTENSE ÖLMEK DAHA İYİDİR.”