Evet..nereden baksan 35 yıl oldu..
1990’lar ..İlk iklim anlaşmaları, farkındalık.. İklim değişikliğinin bilimsel olarak kabul edilmesi
1997 yılı Kyoto Protokolü , ülkeler ilk kez karbon salımını azaltma taahhüdü verdi.
Bu dönem yeşil dönüşümün başlangıç aşaması sayılır.
2000–2010 yılları ..Yenilenebilir enerji yatırımları artışı..
2015 yılı …Paris Anlaşması – Yeşil dönüşümün gerçek başlangıcı..
2020 yılı sonrası..Zorunlu ve hızlı dönüşüm dönemi..
2021 yılı “Yeşil Mutabakat & Paris Anlaşması” ile Türkiye'de hızlanma..
35 Yılda Elde Edilen Büyük Sonuçlar
Yenilenebilir enerjinin payı 10 kat arttı
Güneş ve rüzgâr, artık dünyanın en ucuz enerji kaynakları. Aslında baştan beri onlardı..
Elektrikli araç dönüşümü başladı
Birçok ülke benzinli/dizel araçları 2030–2040 arasında tamamen bırakacak.
Uluslararası iklim anlaşmaları yerleşti
Atık, su, enerji, kaynak verimliliği politikaları yaygınlaştı
Sanayi temiz üretim teknolojilerine geçti
Yeşil OSB modelleri, karbon yönetimi, enerji verimliliği standartlaştı.
Şehirler ve bireyler dönüşüme dahil oldu
Akıllı şehirler, geri dönüşüm sistemleri, toplu taşıma dönüşümü…
Son 35 yılda dünya, fosil yakıtlara dayalı bir sistemden yenilenebilir, verimli, karbon nötr bir sisteme geçiş için tarihi bir adım attı.
Bu süreç devam ediyor ve 2030–2050 arası asıl büyük dönüşüm dönemi olacak.
Yerel yönetimler tarafından, Mersin’inde yeşil dönüşümde ulaşım, enerji, atık, iklim uyum gibi birçok alanı kapsayan stratejilerle bütünsel bir dönüşüm hedefleniyor olması umut verici..
Fakat açıkçası, değil 35 yıl 135 geçse de ne Mersin’ in ne de Türkiye’nin “yeşil yeşil” dönüşebileceğine inanmak zor..