Mehmet Nabi Batuk

Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel – Sen)  Mersin Şubesi ile DİSK’e bağlı Türkiye Genel Hizmetler İşçileri (Genel-İş) Sendikası Mersin Şubesi ortak basın toplantısında son yayımlanan KHK ile 2’si Büyükşehir ve 16’sı’da Akdeniz Belediyesi’nden olmak üzere 18 belediye emekçisinin mesleklerinden ihraç edilmesini kınadı.

Birçok sivil toplum örgütü temsilcilerinin ve geçmişte işlerinden atılan veya ihraç edilen emekçilerinde katıldığı basın toplantısında sendika avukatları, ihraç edilen veya işten çıkarılan sendika üyesi memur ve işçilerin işlerine geri iade edilmeleri için yürüteceği hukuki işlemler konusunda bilgi verdi.

“TOPLUMSAL MUHALEFET YOK EDİLMEYE ÇALIŞILMAKTADIR”

Son yayımlanan KHK ile yeni işten çıkarma kararına sert tepki gösteren, Tüm Bel – Sen Mersin Şube Başkanı Canan Solak, Türkiye’nin gittikçe büyük bir karanlığa doğru sürüklendiğini ifade ederek, AKP Hükümeti’nin darbe girişimini fırsata çevirerek kendisinden olmayan herkesi hukuk dışı yöntemlerle yok etmeye çalıştığını söyledi.  Solak, “Bir yandan içeride ve dışarıda son hız sürdürülen savaş ve şiddet politikalarıyla toplum kutuplaştırılıp, şoven ve ırkçı propagandalarla maniple edilmekteyken; diğer yandan toplumsal muhalefeti hukuk dışı yöntemler dâhil kullanarak susturulmaya yok edilmeye çalışılmaktadır. Demokrasinin temel direği olan kuvvetler ayrılığı hiçe sayılmakta darbecilerle mücadele bahanesiyle ilan edilen OHAL kapsamında gece yarıları KHK’lar çıkarılarak halkın iradesi olan meclis fiilen işlemez kılınarak anayasa ayaklar altına alınmaktadır. Halklarımızı çıkışsız bir karanlığa sürükleyen söz konusu bu uygulamalar kapsamında son olarak gece yarısı çıkarılan bir KHK ile darbeyle alakası olmadığı herkesçe bilinen aralarında barış için akademisyenlerin de olduğu birçoğu konfederasyonumuz üyesi yüzlerce emekçi işinden edilmiş merkezden kayyuma devredilmesi yürürlüğe sokulmuştur” dedi.

“BUGÜNDE YARINDA ÜYELERİMİZLE DAYANIŞMA İÇERSİNDE OLACAĞIZ”

Konuşmasının son bölümünde AKP Hükümetine seslenen Solak, “Bizler dün olduğu gibi bugünde yarında üyelerimizle dayanışma içersinde olacağız. Onların bu haklı mücadelesinde yan yana kol kola olacağız. Halkın iradesini yok sayma; ülkemizin çoğulcu yapısının ve toplumsal demokrasisinin köklerinin dinamitlenme yurttaşların mülkiyet hakkı dahil olmak üzere tarihsel, kültürel ve ekolojik varlıklarının talanı ve biz yerel yönetim emekçilerinin hak ve özgürlüklerini gasp ederek, çalışma ve yaşama koşullarımızı çok daha kötüleşmeyi amaçlayan böylesi bir dönüşümü kabul etmiyoruz. Demokrasinin beşiği olarak kabul ettiğimiz belediyelerin halkın kendi kendini yönettiği özgür ve demokratik kurumsallaşmalar olması için bütün belediyelerde parçası olduğumuz halkla birlikte belediyelerimize ve üyelerimize sahip çıkacağımızı, buralarda halkın emekçilerin iradesinden öte başka bir irade tanımayacağımızı ilan ediyoruz” diye konuştu.

“BU HAKSIZLIKLARIN KARŞILIKSIZ KALMAYACAĞINI BİLİYORUZ”

AKP Hükümeti’nin OHAL’i kullanarak kendisine muhalif olan gruplara adeta bir savaş başlattığını ifade eden DİSK Genel – İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy ise, ihraçlara karşı mücadelelerine hukuki ve siyasi alanlarda aralıksız olarak devam edeceklerinin altını çizerek sözlerine başladı. Toplamda 10 sendika yöneticilerinin mesleklerinden ihraç edildiğini hatırlatan Göksoy, sözlerini şu cümlelerle sürdürdü: “Bizim bir şube başkanımız olmak üzere 5 şube yöneticimizin iş Akitleri tek taraflı olarak feshedilmiştir. Ondan önce de 5 arkadaşımız ile birlikte toplamda 10 yöneticimizin iş Akitleri feshedildi. Bu arkadaşlarımız bu süreçte işlerinden edilmişlerdir, mesleklerinden ihraç edilmişlerdir. Üyelerimize ifade edilen suçların hiçbir karşılığı yoktur. İcat edilen ve bu genellenmiş suçlamalarla ilgili olarak yapılanların asılsız, mesnetsiz, kimin hazırladığı belli olmayan gizli raporların istihbarat tarafından hazırlandığını biliyoruz. Biz bu topraklarda çok şeye tanıklık ettik. Geçmişte yine hafızalarımızdan silinmeyen birçok faşizan ve anti demokratik uygulamalar var. Bu uygulamalardan biride 15 Temmuz bahanesi ile devam eden OHAL uygulamalarıdır. Geçmişte yaratılan Ergenekon, KCK gibi örgütlerle binlerce insan mağdur edilmişti. Ancak biz sonrasında gördük ki bu örgütleri yaratıp binlerce insanı mağdur eden raporları hazırlayan insanların bugün hepsinin FETÖ /PDY  terör örgütü üyeliğiyle yargılandığını gördük. Yine bugün binlerce insanın mesleklerinden ihraç edilmesini sağlayan raporları hazırlayan kişileri yarın hangi örgütle ilgili olarak yargılanacaklarını merak ediyor ve bekliyoruz. Bunu önümüzdeki dönemlerde göreceğiz. Yani biz sonuç olarak bu topraklarda şahitlik yaptığımız bu olayların bu haksızlıkların karşılıksız kalmayacağını biliyoruz.”