“OHAL yönetim biçimi haline getirildi”


 

Olağanüstü Hal’in (OHAL) bir yılını doldurmasını protesto eden emek ve demokrasi güçleri, AKP iktidarı eleştirerek, OHAL’in bir an önce sona erdirilmesi için çağrı yaptı. Başkan Muşlu,“Anayasa değişikliği ile OHAL rejimi süresiz ve sınırsız şekilde temel yönetim biçimi haline getirildi” dedi.

Mehmet Nabi Batuk

Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, OHAL’in uzatılması ve Suruç katliamı ile ilgili düzenlediği basın toplantısında iktidara, “Ne askeri ne sivil darbe, acil demokrasi” çağrısı yaptı.

Eğitim-Sen Mersin Şubesi’nde düzenlenen açıklamaya; SES Mersin Şube Eş Başkanları Yılmaz Bozkurt Özgü Göncü, Mersin Cemevi Genel Sekreteri Nuran Kılıçkaya, Tüm Bel-Sen Mersin Şube Başkanı Canan Solak, Emekçi Gençlik Derneği Mersin Şube Temsilcisi Şilan Sürmeli  ile çok sayıda sivil toplum kurul ve kuruluş temsilcisi katıldı.

“HESAP VERMELİLER”

Platform adına açıklamayı okuyan Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Sinan Muşlu, 15 Temmuz 2016’da cemaatin; yıllardır devlet fideliğinde büyüyen/büyütülen, AKP iktidarı döneminde ‘ne istediyse verilen’, ortak olduğu iktidarı tümüyle ele geçirmek isteyen, bu isteği yerine getirilmeyince darbe girişimine tanık olunduğunu söyledi.

“Bu girişim, açıkça iki siyasal İslamcı fraksiyon arasındaki iktidar çakışmasının ürünüdür” diyen Başkan Muşlu, 15 Temmuz darbe girişiminde tanklar, savaş uçakları, helikopterler ile meclise, devlet kurumlarına ve halkın üzerine ateş açıldığını, 249 vatandaşın yaşamını yitirdiğini anımsattı. Darbe girişimini şiddetle kınayan Muşlu, tüm sorumluların açığa çıkarılarak yargı önünde hesap vermesi için çağrı yaptı.

“OHAL’İN İLANI İLE BİRLİKTE AKP SİVİL DARBESİ GERÇEKLEŞTİ”

Emek ve Demokrasi Platformu’nun; 15 Temmuz Darbe Girişimi karşısında daha ilk günlerden net bir tür tutum aldığını da dile getiren Sinan Muşlu, “Bedeli ne olursa olsun her türlü darbeye karşı olduğumuzu, karşı bir duruş sergileyeceğimizi, temel hak ve özgürlükleri kim çiğnerse çiğnesin onlara karşı bir mücadele içerisinde olacağımızı belirtmiştik.

Aradan bir yıl geçti 15 Temmuz darbe girişimi, darbelerin panzeri olan demokrasini tüm kural ve ilkeleriyle hayata geçirilmesi, parlementer sistemin kurum ve kurullarıyla işletilmesi, farklı düşünce ve inançların kendilerine ifade edebilmelerinin sağlanması için bir  zemin ve gerekçe haline getirilmeliyken tam tersine AKP’nin sivil darbesine gerekçe hale getirilmiştir.

AKP, darbe girişimini 14 yıldır yapamadıklarını hayata geçirme konusunda ‘Allah’ın bir lütfü’ olarak görmüş, büyük bir siyasi fırsata çevirmiştir. 15 Temmuz bir darbe girişimi olarak başarısız olmuş, ancak 20 Temmuz’da OHAL’in ilanı ile birlikte AKP sivil darbesi gerçekleşmiştir” diye konuştu.

“ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE OHAL REJİMİ SÜRESİZ VE SINIRSIZ ŞEKİLDE TEMEL YÖNETİM BİÇİMİ HALİNE GETİRİLDİ”

AKP iktidarının, devletin tüm olanaklarını, baskı araçlarını kullanarak muhalif tüm kesimlerin topyekün tasfiye edilmesi için darbe girişimini kullandığını belirten Muşlu,

OHAL ilan edilirken ‘bir ay’ gibi bir süre öngören siyasi iktidarın, bırakın birkaç ayı, bir yılını dolduran OHAL’i 3 ay daha uzatarak, sivil darbeye devam edileceğini gösterdiğini söyledi. “Kaldı ki; referanduma sunulan anayasa değişikliği ile de OHAL rejimi süresiz ve sınırsız şekilde temel yönetim biçimi haline getirilmiştir” diyen Başkan Muşlu, açıklamasını şöyle sürdürdü; “15 Temmuz’dan buyana açıklanan KHK’lar ile anayasa rafa kaldırılmış, ülkemiz anayasasızlaşma sürecine sokulmuş, hukuk ayaklar altına alınmıştır. 20 Temmuz OHAL ilanı ile birlikte milletvekilleri cezaevine konulmuş, kayyumlar ile birçok belediyeye el konulmuş, birçok belediye eş başkanı ve çalışanları tutuklanmıştır.

“OHAL KOMİSYONU GÖSTERMELİK”

Onlarca medya kuruluşu kapatılmış, çalışanları ve yazarları cezaevlerine konulmuş, basın yasaklarına sosyal medya yasakları da eklenerek haber alma hakkı engellenmiş, düşünce ve ifade özgürlüğünde cumhuriyet tarihimizin en karanlık günlerine imza atılmıştır. Nükleer enerji projelerine ve HES’lere yeniden yol açılmış, OHAL gerekçe gösterilerek halkın demokratik talepleri engellenmiştir. Bir kamu emekçisinin hiçbir adil soruşturma geçirmeden, savunma hakkı verilmeden ve sadece OHAL süresince değil ömür boyu meslekten ihraç edilmesi vatandaşlık haklarının sınırlandırılması nasıl bir zorbalık ile karşı karşıya olduğumuzun en somut ifadesidir. Kendi çıkardıkları yasaya bile uyulmamış, bir ay içinde kurulması gereken OHAL İnceleme Komisyonu aylar sonra kurulmuş, ilgili tebliğ 12 Temmuz’da Resmi Gazete’de açıklanmıştır. Hükümete bağlı/bağımlı bu komisyonun mağduriyetleri ortadan kaldırmayı değil, içeride ve dışarıda yoğunlaşan tepkileri dindirmeyi, sürece yaymayı ve göstermelik bazı işlemler ile hukuksuzluğu meşrulaştırmayı amaçladığı bileşiminden ve çalıştırma tarzından anlaşılmaktadır.

“İNSANLAR ÖLÜME TERK EDİLİYOR”

AKP sivil darbesi açıkça sendikal örgütlülüğü, temel hak ve özgürlükleri hedef almaktadır. Sendikal hak ve özgürlükler KHK’lar yoluyla ortadan kaldırılmıştır. Sendikal faaliyetler açığa almaların, ihraçların, gözaltı ve tutuklamamaların gerekçesi haline getirilmiştir. Hala 70’e yakın KESK’li sendikal faaliyetlere, meşru ve haklı eylem, etkinlikleri nedeniyle tutukludur.

İşlerine dönmek talebiyle 133 gündür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutukluluk hallerine son verilmesi, taleplerinin karşılanarak, tüm ihraç edilenlerin görevlerine iade edilmesi acilen sağlanmalıdır. Gerek ihraçlarda ve gerekse açığa almalarda her hangi bir hukuksal süreç işletilmemiş, siyasi iktidar keyfiye dayalı ve kendi yasal ajandası doğrultusunda çıkardığı KHK’larla emekçileri, ailelerini ve milyonlarca insanımızı sosyal ölüme terk etmek istemiştir.

“MÜCADELEDE KARARLIYIZ”

İhraçların bir amacı da demokratik, bilimsel, özerk, laik ve anadilinde eğitimi savunan akademisyenlerin uzaklaştırılarak, barış ve bir adada yaşama talebinin bastırılması, gerici eğitimin önünün sonuna kadar açılmasıdır; Gereci-mezhepçi temelde kültürel hegomanya tesis etme çabasıdır. On binlerce eğitim emekçisi ve akademisyenin ihraç edilmesi eğitim hakkının da ihlal edilmesidir.

AKP bu süreci kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan  kaldırmayı ve performans sistemi ile kamuyu tümüyle özel şirketlere dönüştürmeyi hedefleyerek yine fırsatçılık yapmıştır. Bu süreçte emekçilerin grev hakları OHAL ve KHK gerekçe gösterilerek, yasaklanmıştır. Daha iki gün önce AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, işverenlere yönelik olarak, ‘Biz göreve geldiğimizde Türkiye’de OHAL vardı, ama bütün fabrikalar grev tehdidi altındaydı, hatırlayın o günleri. Ama şimdi grev tehdidi olan yere biz OHAL’den istifade ederek anında müdahale ediyoruz’ diyerek OHAL7in emek düşmanı politikalara nasıl manivela yapıldığını açık ve net olarak itiraf etmiştir. İhraç edilen arkadaşlarımız tekrar görevlerine dönünceye, OHAL kaldırılıncaya, KHK’lar ve iş güvencesini ortadan kaldırmayı hedefleyen düzenlemeler geri çekilinceye kadar kesintisiz bir mücadelede yürüteceğiz”. 



   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA