Mezitli’nin Esenbağlar Mahallesi’nde 30 yurttaş, Orman ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın ortak projesiyle yıllardır yaşadıkları bölgede okul yapılması nedeniyle kış öncesi yurtsuz kaldığını iddia etti.
Mehmet Nabi Batuk
Mersin’in Mezitli İlçesine bağlı Esenbağlar Mahallesi’nde bulunan ve mülkiyeti Orman Bakanlığı’na ait olan içerisinde tarım ve hayvancılık yapılan 209 dönümlük arazinin, orman vasfını yitirdiğine ilişkin karar alındı. Daha sonra bölge 49 yıllığına Milli Eğitim Bakanlığına devredildi. Yapılan proje çalışmalarının ardından Milli Eğitim Bakanlığı, zeytin, üzüm ve limon ağaçlarının bulunduğu ve Yörük vatandaşların derme çatma evler yaparak yaşam mücadelesi verdiği alanda, eğitim kampüsü ve bilim sanat merkezi yapılmak üzere inşaat çalışmalarına başladı. Bir yıl önce başlanan iki okul inşaatı çalışmaları kapsamında şimdiye kadar yaklaşık olarak 35 – 40 yaşlarında oldukları bildirilen 400 ağacın kesildiği, yaklaşık 30 Yörük vatandaşın yaşadığı 4 evin zorla yıkıldığı ileri sürüldü.
İnşaat çalışmalarının da sona ermesi ile birlikte başlatılacak çevre düzeni çalışması ile birlikte betonlaştırılmaya başlanan yeşil arazide daha çok ağacın kesileceği önü sürülerken, Mersin’deki çevreci kurumlar ve Yörük vatandaşlar konuyla ilgili olarak hukuki çalışma başlattı.
“BİZE YUMURTA TAVUKTAN ÇIKTI DEDİLER”
Eğitim Kampüsü projesi kapsamında inşaat çalışmalarının bir yıl önce başladığını söyleyen Esenbağlar Mahalle Muhtarı Hasan Develi, mahallede yaşayan vatandaşların haberi olmadan söz konusu bölgede bir eğitim kampüsü inşaatına başlanıldığını belirtti. Projeyi duyduklarında ihale aşamasına gelindiğini anlatan Muhtar Develi, “Bu bölgenin yazışmalarının bakanlıklar arasında 2011 yılında başladığını öğrendik. Bunun için hiç zaman kaybetmeden gerekli yerlere müracaat ettik. Ancak biz nereye gittiysek buranın yapılacak bir şeyinin kalmadığını söylediler. Bize yumurta tavuktan çıktı dediler. Siz bu araziye artık hiçbir şey yapamazsınız dediler. Sonra biz söz konusu projenin biraz daha yukarı bölgelere kaydırılabilmesi için topladığımız dilekçelerle birlikte Ankara’ya gittik. Çünkü daha da yukarıda daha uygun boş hazine arazileri vardı. Ama iki bakanlıkta bizi reddetti. Bize buranın projesini tamamlayıp onayladıklarını ve projeyi bir metre bile kaydırma şanslarının olmadığını söylediler” dedi.
“YATACAK YERLERİ YOK”
Söz konusu bölgede 30 Yörük vatandaşın kış aylarında yaşadığı 4 evin zorla yıkıldığını hatırlatan Muhtar Hasan Develi, “Vatandaşlarımız şuanda çok mağdur ve rezil bir durumdadır. Vatandaşlarımızın çoğu şuanda geçimlerini sağladıkları hayvanlarla birlikte yaylarda bulunuyor. Şuan çok büyük sıkıntımız yok ama, onlar hayvanları ile birlikte kışın tekrar buraya geldiklerinde ne olacak. Burada kimse okul projesine karşı değil ancak mağdur edilen vatandaşlarımızın durumu gittikçe kötü bir hal alıyor. Bizim tek derdimiz çalacak kapsısı olmayan Yörük vatandaşlarımızın sorunlarının giderilmesidir. Eğer bu vatandaşlarımız için yeni uygun yerler gösterilirse sorun çözülmüş olacak. Orman Bölge Müdürlüğümüz buradaki hayvan üreticilerimize bir uygun alan göstermelerini istiyoruz. Bunun için Mezitli Kaymakamlığı’na müracaat ettik ama hiçbir sonuç alamadık. Büyükşehir Belediyesi sadece bize çadır yardımı yaptı. Ama o çadırları ileriki dönemlerde gelip alacaklarını düşünüyoruz. Sonra AFAD İl Müdürlüğü’ne gidin dediler oraya da gittik ama orada da hiçbir sonuç alamadık. Önümüzde çok büyük bir kriz var. 30 kişilik Yörük vatandaşlarımız yaylalardan döndüklerinde kış aylarında yatacak yerleri yok. Kışın yağmurda, fırtınada ve soğuk havalarda çok rezil olacaklar. Diğer bir yandan geçimini sağladıkları hayvanlar içinde çok büyük bir risk var” uyarılarını yaptı.
“GÖZLERİMİZİN ÖNÜNDE GELİP ZORLA EVLERİMİZİ VE AĞAÇLARIMIZI YIKTILAR”
Okul ve öğrenci yurdu inşaatları nedeniyle 35 yıldır yaşadığı evi yıkılan Mehmet öngel isimli vatandaş ise yıllar önce ektikleri ağaçların bir günde kestiklerini kendilerini sokağa terk ettiklerini söyledi. Çiftçi, Döngel, “35 yıldır burada yaşıyoruz. Eşim ile birlikte çocuklarımızı buradan okutup büyüttük. 2/B yasası çıktıktan sonra bizim burada yaşadığımız orman kadastrosu ekipleri kayıt altına alınmayınca bizim evlerimiz, ağaçlarımızı yıktılar. Evimiz okul sınırları içinde görüldüğü için yıkıldı. Bize hiç kimse bir şey söylemedi. Ormancılarımız sürekli gelirlerdi çayımızı kahvemizi içerlerdi. Sonra Orman Bakanlığı bizim ev ile birlikte 4 evin olduğu, Zeytin, Üzüm ve Limon ağaçlarının olduğu hayvanların otlatıldığı araziyi Milli Eğitim Müdürlüğü’ne kiraladı. Biz duyunca şok olduk. Madem bu araziyi kiralamak istiyorlardı gelip neden bize sormadılar. Eğer bu arazinin kiralanması gerekseydi biz bu kiraları öderdik. Bizim elektriğimiz, suyumuz, telefonumuz, kanalizasyonumuz her şeyimiz vardı. Biz okul yapılmasına karşı değiliz ancak bizim evlerimizin ağaçlarımızın üzerine okul yapılmasına karşıyız. Ama hiçbir şey yapamadık. Gözlerimizin önünde gelip zorla evlerimizi ve ağaçlarımızı yıktılar” dedi.
“KURAN AYETİMİ BU DEĞİŞTİREMİYORSUNUZ DEDİK”
Söz konusu bölgenin 2 km üzerinde boş bir hazine arazisi olmasına rağmen Milli Eğitim Bakanlığı’nın kararından döndüremediklerini söyleyen çiftçi Öngel, “Biz 1 metre bile geri çekemeyiz dediler. Eğer proje 15 ileriden yapılmış olsaydı bizim evlerimiz kurtulurdu. Sonra bakanlık yetkililerine tepki gösterdik. Kuran ayetimi bu değiştiremiyorsunuz dedik. Sonra geldiler zorla evlerimizi yıktılar bizi kaderimiz ile baş başa bıraktılar. Bizim yağ yaptığımız zeytin ağaçlarını bırakmadılar. Sonra buradaki yol ve çevre düzeni çalışmalarında daha birçok ağacı keseceklerini söylediler. Bu ıssız, tarım yapılan araziye neden çok katlı okullar inşa ettiklerini hala anlamadık” diye konuştu.
“DEVLETE BİR GRAM GÜVENCEMİZ KALMADI”
Büyükşehir Belediyesi’nin kendilerine çadır vermediğini sözlerine ekleyen Çiftçi Mehmet Öngel, daha sonra iki odalı bir evi tutup kiraya çıktıklarını ancak ağaçlarının kesilmesi nedeniyle geçimini sağlamakta zorluk yaşadıklarını belirterek şunları söyledi: “Ben Bağ – Kur’dan 840 Lira maaşla emekli olmama rağmen çiftçilik yaparak geçimimi sağlamak zorunda kalıyordum. Tansiyon ve kalp hastasıyım. Eşimin kalp ve şeker hastalığı bulunmakta. Evlerimiz yıkılmadan önce elektriğimizi, suyumuzu ve telefonumuzu kesmeye gelen ekipler hasta raporlarımızı görünce bize 15 günlük müsaade tanıdılar. Bize seçim zamanları geldiğinde saç saça girin AKP’ye oy verin diyorlardı. Şimdi AKP bizim yüzümüze bile bakmıyor. Biz bir çadır yardımı bile alamadık. Eşyalarımızın bir bölümü hala yıktıkları evimizin molozlarının yanında. Bir sürü eşyamız dışarıda kaldı. Bizim devletimiz ta Etiyopya’ya kadar, Somali’ye kadar yardım götürüyor. Biz Mezitli’nin dibindeki Esenbağlar Mahallesinde yardım alamıyoruz. Devlete bir gram güvencemiz kalmadı. Devletimiz artık bize sahip çıksın. Biz başka hiçbir şey istemiyoruz ” diye konuştu.
“SİZE DAHA ÇOK HİZMET GETİRECEĞİZ DİYORLARDI HANİ NEREDE BU HİZMETLER”
Dikiş ve pike makinesinin dışarıda kaldığı için çok üzüldüğünü ifade eden Çiftçi Mehmet Öngel’in eşi Şükriye Öngel ise şunları söyledi: “Devletimiz karşısında boynumuz kıldan incedir. Gelip bizim evimizi zorla yıktılar ancak bizim içinde bir yol göstersinler. Biz yıllardır yaşadığımız yurdumuzdan, ağaçlarımızdan ettiler bari bizim ocağımızı yuvamızı tekrar versinler. Bir odada kirada oturuyoruz. Ve bu yaşımıza rağmen hala çocuk okutuyoruz. Yarın okullar açıldığında bu bir odanın içerisinde nasıl ders çalışacak. Devlet bizim yuvamız için bize yeni bir yer göstersin. AKPliler buraya geldiklerinde bize saç başa girin AKP’ye bir oy alın diyorlar. Biz size daha çok hizmet getireceğiz diyorlardı hani nerede bu hizmetler. Seçimleri kazananlar masa başına geçince kimse kimseyi tanımaz oldu. AKP İl başkanına kadar çıktık yapacak bir şeyimiz yok diyor. Tam yukarımızda boş bir hazine arazisi var. Kimse kullanmıyor bomboş orada bekliyor. Ama geldiler insanların evlerinin içine okul yaptılar. 50 metre 100 metre yukarıya yapılsaydı bu okullar bizim içimizde kalmazdı. Bağımız bahçemiz kesilmez ve evimiz yıkılmazdı.”