Mersin Çevre Ve Doğa Derneği (MERÇED) Başkanı Sabahat Aslan, tarihe kara leke olarak geçen dünyada uygulanan kapitalist sistemin rant ve savaş politikaları sonucunda 6-9 Ağustos 1945 yılında ABD’nin, Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atom bombaları atışının yıldönümünde devam eden nükleer santral projelerini eleştirdi.
500 BİN KİŞİ ÖLDÜ 1 MİLYONA YAKIN İNSANI YARALANDI
Emperyalizmin bir insanlık ayıbı olan Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarının, 500 bin kişinin ölümüne 1 milyona yakın insanında yaralanmasına neden olduğunu anımsatan Aslan, “Bu insanlık ayıbının izleri günümüzde hala devam etmektedir. Ölen insanları saygıyla anıyor, bu bombaları masum insanların üzerine atan Amerika Birleşik Devletlerini lanetliyoruz. Atom bombaları nükleer santrallerde üretilmektedir. Nükleer santraller tarih boyunca milyonlarca insanın ölmesine ve sakat yaşamasına,ekolojik dengenin bozulmasına ve hesaplanamayan milyarlarca para değerinin heba olmasına neden olmuştur. Nükleer santrallerin insanlığa verdiği ekonomik ve sosyal zararlarının korkunç boyutlarını Çernobil ve Fukuşimada gördük” dedi.
“NÜKLEER SİLAHLAR ORTADOĞU HALKINA KARŞI KULLANILACAK”
Nükleer santrallerde üretilen nükleer silahların özellikle Ortadoğu da halkların öldürülmesinde kullanılması acımasızlığının da bilincinde olduklarını vurgulayan Aslan, “Türkiye’de nükleer santrallerin kurulmasına dönük tüm argümanlar bilimdışıdır ve gerçekleri yansıtmamaktadır. Türkiye’nin kurulum, üretim, işletim ve güvenlik maliyetleri çok yüksek olan, atık sorunu çözülemeyen ve tüm dünyada elektrik üretim yöntemi olarak terk edilen nükleer santrallere ihtiyacı yoktur. Türkiye’nin bugün içine düşürüldüğü dışa bağımlılıktan kurtulması için yine dışa bağımlı, pahalı ve güvenliksiz olan nükleer santrallere değil, kamusal planlamaya ve yerli kaynaklarını değerlendirmeye ihtiyacı vardır.
“AKKUYU VE MERSİN HALKI NÜKLEER SANTRALLERE KARŞIDIR”
Hükümetin nükleer santrallerle ilgili yapmış olduğu yasa ve yönetmelikler, insanların nükleer santral kurulumuna ikna edilmek için ‘nükleer teknoloji ve istihdam hayali’ ile kandırıldığını görüyoruz. Yasalara göre nükleer santrallerde çalışacak personeller yurtdışından getirilecektir. Yapılan sözleşmelere göre de ülkemiz nükleer teknolojiyi kullanamayacaktır. Ama ülkemizin nükleer çöplük yapılması söz konusudur. Nükleer santraller yaşamı bitirir. Yaşadığımız topraklarımızı terk etmemek, işimizi, aşımızı sağlığımızı ve geleceğimizi korumak için bizler, ülkemizin nükleer çöplük olmasına, ülkemizde nükleer silahların üretilmesine, siyasi baskı sonucunda kurulmak istenen başta Akkuyu Nükleer Santrali olmak üzere hiçbir nükleer santralinin yapılmasına izin vermeyeceğiz. Akkuyu ve Mersin halkı nükleer santrallere karşıdır. Halkın iradesine rağmen nükleer santraller kurulamaz. Hükümeti, ülkemizde planlanan tüm nükleer santral projelerinden vazgeçmeye çağırıyoruz” diye konuştu. (bülten)