Mehmet Nabi Batuk

Türkiye’nin sahip olduğu birçok endemik bitki türü ve akarsularıyla bütünleşmiş doğası ile anılan Tunceli (Dersim) ilinde TSK tarafından PKK Terör Örgütüne karşı gerçekleştirilen bombalama sonucu çıktığı öne sürülen orman yangınına müdahale edilmemesine ve müdahale etmek isteyen vatandaşların engellenmesine Mersin’den tepki geldi. Mersin’de faaliyet gösteren Mersin Dersimliler Derneği öncülüğünde; Munzur Koruma Kurulu, Demokratik Alevi Dernekleri Mersin Şubesi, Munzur Çevre Derneği, Pir Sultan Aptal Kültür Derneği Mersin Şubesi ve Dersim Araştırmalar Merkezi yöneticileri Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenledikleri ortak basın toplantısında şuan hala devam eden orman yangınına  devlet kurumlarının müdahale edilmemesi ve müdahale etmek isteyen vatandaşların güvenlik önlemleri gerekçe gösterilerek engellemesini kınadı. Açıklamaya Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri de destek verirken, “Dersim dört dağ içinde, dört dağ alev içinde” yazılı pankart açıldı.

“HAYVANLAR VE ENDEMİK BİTKİ TÜRLERİ YOK EDİLİYOR”

Açıklamada imzası bulunan kurumlar adına hazırlanan ortak basın açıklamasını okuyan Mersin Dersimliler Derneği Başkanı Hasan Tanrıkurt “Devlet ve rantçı sermaye elbirliği halinde Dersim’i öldürüyor” diyerek tepkisini dile getirdi. Önceki dönemlerde de Tunceli’nin doğasına defalarca saldırı yapıldığını hatırlatan Tanrıkurt, “Bir kez daha ormanlarımız yakılarak coğrafyamız yaşanılmaz hale getirilmeye çalışılıyor. Yine öncekilerde olduğu gibi basın bu felaketi görmezden geliyor ya da yazması engelleniyor. Yine öncekilerde olduğu gibi devletin güvenlik güçleri Dersimlilerin yangınları söndürmeye gitmesini engelliyor. Dersim coğrafyası güvenlik gerekçesiyle yapılan ve yapılması planlanan baraj HES projelerinin tehdidi yetmezmiş gibi birde artık sistematik hal alan orman yangınlarıyla tahrip ediliyor. Bu nedenledir ki orman yangınları söndürülmek yerine genişleyerek devam ediyor. Bu yangınlarda Dersim sadece insanlar için yaşanılmaz hale getirilmekle kalmıyor, aynı zamanda hayvanların yaşam alanı ve hakları yanı sıra pek çok endemik bitki türü de yok oluyor” dedi.

“DERSİM HALKI DOĞASI YAKILARAK TERBİYE EDİLMEK İSTENİYOR”

Pülümür ilçesinde bulunan Meçi, Rabat Tepesi karşısındaki mezra köyü, Uzun evler mahallesi ve Kaymaz Tepe, Dere boyu köy civarı, Hozat’ın Boydaş mevkii ve Ali Boğazı bölgeleri, Dersimin Nazimiye ilçesinde ve merkeze bağlı Sarıtaş, Doğantaş mevkileri, Keza Ovacık ilçesinde sistematik olarak orman yangınları çıkarıldığını öne süren Hasan Tanrıkurt, “Çıkartılan bu sistematik orman yangınlarında çok yönlü felaket yaşanıyor.  Her çatıma ve operasyonların ardından sürekli orman yangınları çıkarılarak terörle mücadele edildiği öne sürülüyor. Oysa yapılan şey, Anadolu’nun binlerce yılda oluşmuş olan bu önemli orman ekosistemin tükenmesine yol açacaktır. Biz Dersimliler olarak orman yakmakla hiçbir sorunun hele ki toplumsal olayların çözülmeyeceğini çok iyi bilmekteyiz. Çözüm kendi doğasını tahrip edecek, büyük bir akıl tutulmasıyla sosyolojik gerçeklerle savaşma inadına sürdürmek değil, barışı ve evrensel hukuku sağlamaktır. Bu kapsamda Dersim halkı; ormanları yakılarak, barajları da kuşatılarak, siyanürlü altın faaliyet geliştirerek ve köyleri boşatılarak terbiye edilmek isteniyor” şeklinde konuştu.

“ÇIKAN YANGINDA HABER VERDİK AMA GELMEDİLER”

Söz konusu bölgeden gelerek izlenimlerini aktaran Mersin Tunceliler Vakfı Başkanı Hıdır Acar “Yaklaşık bir aydır Tunceli’deyim. Mersine yeni geldim. Bizzat yaşadım. Bazı gecelerde uyuyamadım. Bölgede sürekli olarak Heronlar geziyor. En ufak kıpırdamada bile o bölge hemen taranıp ve bombalanarak ateş altına alınıyor. Ormanlar yanmaya devam ediyor. Yangının söndürülemediği bölgelerde köydekilerle beraber orman söndürmeye gittik. Ama çoğu yerde hala yangınlar var. Kimsenin söndürmesine de izin verilmiyor. Çıkan yangında haber verdik ama hiç kimse gelmedi. Ama Dersimliler olarak buna dur diyebilirsek ne mutlu bize” diye konuştu.