Mersinli avukatlar özellikle savunmanın engellendiği böyle bir dönemde Baro Başkanı Ali Er’in pembe tablo çizmesine tepki göstererek, 'Adalet nerede?” sorusuna yanıt istedi.

Mehmet Nabi Batuk  

Toplumsal ve siyasi olaylara duyarsız ve ilgisizliği ile kentteki üye avukatlar tarafından sık sık eleştiri yağmuruna tutulan Mersin Barosu Başkanı Ali Er ve yönetimi, yeni adli yılı Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlediği tören ile açtı. Alanda yer alan Atatürk büstüne çelenk sunulması ile başlayan tören, saygı duruşu ve hemen akabinde okunan İstiklal Marşı ile devam etti.

Törenin sonunda Mersin Barosu Yönetim Kurulu adına basın açıklaması yapan Başkan Ali Er’in konuşmasının büyük bölümünde adalet vurgusu yapması tepkilere neden oldu.

“HUKUKÇULARIN EN BÜYÜK DÜŞMANI KİN VE KEYFİLİKTİR”

Konuşmasında adaletin ülkelerin temeli olduğunu vurgulayan Ali Er, “Adaletten önemli hiçbir şey olamaz. Son bin yıldır bir ana gibi bizi bağrında yaşatan bu topraklarda barış, huzur ve sevgi arayan herkes için adaleti en hassas ölçülerle tartarak dağıtmak boynumuzun borcudur. Vatandaşlarımızın en güvenli limanı olan adliyelerimizde; avukatlarımız, hâkimlerimiz ve savcılarımız hep birlikte bu güveni sağlamak yükümlülüğü altındadırlar. Adaletin uygulayıcısı olarak biz hukukçuların en büyük düşmanı kin ve keyfiliktir. Kahraman, fedakâr, asil, namuslu, vicdanlı avukatlar olarak bizler asla kin tutmayız, keyfilik yapmayız” dedi.

“HUKUKA OLAN SAYGI VE GÜVENİ TESİS EDEREK ÜLKEMİZİN GELECEĞİNİ, MESLEĞİMİZİN İTİBARINI TEMİNAT ALTINA ALABİLİRİZ”

Tüm hukukçuların, bir araya gelerek, insanlara güven veren ve inandırıcılığı olan bir hukuk sistemi inşa etmek zorunda olduğunu kaydeden Er, “Böylelikle, insanlarımızda hukuka olan saygı ve güveni tesis ederek, ülkemizin geleceğini, mesleğimizin itibarını teminat altına alabiliriz. Ortak geçmişimiz ile geleceği birlikte yaşama ülkümüzün altını çizerek, geçmişi insan sevgisi ve hoşgörüye dayalı bir toplumun bireyleri olarak, ayrışmak yerine birbirimizi tamamlayarak herkesin geleceğe güvenle bakmasını sağlamalıyız. Birbirimizi daha iyi dinlememiz, daha çok bir araya gelmemiz, hoşgörü ve uzlaşma kültürünü geliştirmemiz gerekmektedir” diye konuştu.

ANTMEN: “AYNASI İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ”

Başkan Ali Er’in aksine Mersin Barosu’nun son bir yıldan beridir hukukçu kimliğinin erozyona uğratıldığını söyleyen Mersin Barosu’nun eski Başkanı Alpay Antmen, “Baro yönetimi yeni başkan ile değişti. Mersin Barosu’nun yaklaşık 90 yıllık demokrat, cumhuriyetçi, ilerici, Atatürkçü ve muhalif dik duruşu ile Türkiye’nin hukuk kalelerinden biri olan kimliği erozyona uğratıldı. Mersin Baro Başkanı’nın adli açılış töreninde adalete işaret edip dikkat çekmesi söylemde güzel olabilir ama aynası iştir kişinin lafa bakılmaz. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde bir kadın meslektaşını iten bir başkanın, hukuk konusunda neler düşündüğü neler yapabileceği buna paraleldir. Mersin Barosu hiçbir partinin ön veya arka bahçesi olmamışken; son bir yıldır siyasi iktidarın dümen suyunda ve güdümünde bir çizgi izliyor. Türkiye’de adalet ayaklar altına alınırken, yargı yandaşlaştırılmaya çalışılırken, hukuk katledilirken; Mersin Barosu bir yıl boyunca tüm bu olaylara sesini çıkartmamıştır. Başkan Er’in; ‘birleşip hukuku tesis edelim’ açıklamasının, hiçbir karşılık içermeyen sadece siyasi iktidarın dümen suyunda birleştirilmesini düşünen bir anlayış olduğunu düşünüyorum. Mersin Barosu bunlara layık değildir. Mersin Barosu; demokrat, ilerici, cumhuriyetçi, Atatürkçü çizgisine elinde sonunda dönecektir. Yeni yılın tüm Türkiye’ye adalet getirmesi temenni ediyoruz” şeklinde konuştu.

“MERSİN BAROSU’NUN TÖRENİNDE MİYİM DİYE ETRAFIMA BAKINDIM”

Başkan Ali Er’in konuşmasına bir tepki de geçen seçimlerde Mersin Barosu başkanlığına Çağdaş Avukatlar Grubu’nun adayı olan Bilgin Yeşilboğaz’dan geldi. Yeşilboğaz, “Mersin’deki Yeni Adli Yılı Açılış Tören’lerinde bu kadar suya sabuna dokunmayan, hukukçuların özellikle avukatların sorunlarına değinilmeyen bir açıklamayı ben ilk kez gördüm ve duydum. Baroya üye olduğum günden buyana tüm adli yılı açılış törenlerine katılmışımdır. Siyasi görüşleri ne olursa olsun birçok baro başkanımız olmuştur. Ama hukuk, avukatlık mesleği dediğiniz zaman bir yerde duruyorsun. Kendi mesleki sorunlarımızı dile getirmek zorunda hissediyorsun. Bu sorunları geçmişteki baro başkanlarımız her zaman dile getirdiler. O dönemde o zaman ki baro başkanlarımız da siyasi iktidarın mensubuydular ancak yinede hukukçu kimliklerini öne çıkararak, hukukçu vicdanı ile yanlışları söyleyip doğruları ve hakkı talep ettiler. Ancak bugünkü konuşmada her şey güllük gülistanlıktı. Bir an ben Mersin Barosu’nun töreninde miyim diye etrafıma bakındım. Kendi kendime Paris Barosu’nun konuşmasını dinlediğimi sandım” dedi

“AKLINDAN GEÇEN İLE YAPTIKLARI BİRBİRİNİ TUTMUYOR”

Türkiye’de son çıkan KHK’lar ile birlikte avukatların savunma haklarına ciddi yasaklar getirildiği bir dönemde Mersin Baro Başkanı Ali Er’in bu yasaklara duyarsız kalmasının kabul edilemez olduğunu kaydeden Bilgin Yeşilboğaz, “Şuanda cezaevlerinde görüş yasakları var. Avukatlar müvekkilleri ile görüşemiyorlar. Örneğin Mersin ve Tarsus Cezaevlerinde bizleri müvekkilimiz ile görüştürmüyorlar. Avukatların savunma hakları engelleniyor. Emniyet Müdürlüğü’nde avukatlara bir ton sorun çıkartılıyor. Geçtiğimiz günlerde bir Emniyet Müdürü; ‘buraya sorun çıkarmaya mı geliyorsunuz’ diyerek avukatları müdürlükten kovdu. Avukatlar X-RAY cihazlarından geçiriliyor, belgeleri üstü başı didik didik aranıyor. Burada ‘adalet nerede’ diye sormak lazım. Baro başkanının kendi şehrindeki bu sorunları dile getirmesi gerekiyordu. Bu sorunların çözümünü tüm avukatlar adına talep etmesi gerekiyordu. Mersin Baro başkanı olması gerekeni söylüyor ama aklından geçen ile yaptıkları birbirini tutmuyor. Eğer siz bir baronun başı olmak istiyorsanız önce sizin harekete geçmeniz gerekir. Kendinize somut öneriler koyup öne çıkmanız gerekir” diye konuştu.

“BASKILARA RAĞMEN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ”

Yeni adli yılın avukatlar için çok ciddi sıkıntılar ile açıldığını kaydeden Yeşilboğaz, sözlerini şu cümleler ile sona erdirdi: “Yine avukatların ve savunma alanında çok ciddi sorunlarla uğraşacağı bir dönemdeyiz. Çünkü bizi bir engel olarak görüyorlar.  Biz avukatlar demokrasiyi tesis etmek zorunda olan kesimlerdeniz. Hem kamu hem de sivil toplum örgütleri ile birlikte hareket ettiğimiz için bizi bir engel olarak görüyorlar. Ama biz demokrasinin geliştirilmesi için tüm baskılara rağmen yine elimizden geleni yapacağız. Daha önceden kim demokrasiyi ortadan kaldırmaya çalışmışsa bizde onun karşısında durduysak aynen öyle devam edeceğiz. Avukatlar olarak adaleti ve demokrasiyi savunacağız, eşit bir hukuk ve adalet sisteminin oluşması için elimizden gelenin en iyisiniz yapacağız. Umarım diğer meslektaşlarımızda bulundukları mercilerin bilincinde olurlar. Hep birlikte adalet bilincinde mücadele verirler. Adaletin herkes için uygulanabilir olduğu bir dünyayı yaratmak için tekrar mücadele edeceğiz.”