GİZEM EKİCİ
Mersin Üniversitesi’nde 25 yıldır hizmet üreten ve2013 yılından buyana da Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanlığı görevini yürüten Prof. Dr. Murat Gizir, çalışmalarını üniversitenin yayın organı Akademi Gündem’e anlattı.Fen-Edebiyat Fakültesi için “Burası, Türkiye'nin geleceği için nitelikli bilim insanı yetiştiren bir fakülte” diyen Prof. Dr. Gizir, durmayan, uyumayan bir fakülte olarak öğrenci yetiştirmek ve halka hizmet etmek için ellerinden geleni yaptıklarını dile getirdi.
KADROLARIN TAMAMLANMASI BEKLENİYOR
Fakültenin 3 Temmuz 1992 yılında kurulduğunu anımsatan Gizir, “Üniversitemizin ilk kurulan fakültesiyiz. 25 yıllık bir deneyimle eğitim-öğretim ve araştırma etkinliklerini sürdürüyoruz. Şu an 17 bölümde 3624 lisans, 754 lisansüstü öğrencimiz var. 2016-2017 eğitim-öğretim yılı itibarıyla 42'si profesör, 27'si doçent ve 48'i yardımcı doçent olmak üzere 180 akademik personelimiz bulunuyor. 31 idari personelle birlikte toplam 211 personel görev yapıyor. Fakültemizde 17 bölüm mevcut. Bunlardan 13'ü aktif, 4 tane de öğrenci almayan bölümümüz var. Fakültemizde halen Arkeoloji, Biyoloji, Çeviri, Felsefe, Fizik, İngiliz Dili ve Edebiyatı (İngiliz Dil Bilimi), Kimya, Matematik, Psikoloji, Sanat Tarihi, Sosyoloji, Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı olmak üzere toplam 13 bölümde lisans düzeyinde eğitim-öğretim yapılıyor. 2014 yılında kurulan Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü, 2015 yılında kurulan Biyoteknoloji Bölümü ile Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü, yeniden aktif hale getirilen Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü şu an öğrenci almıyor. Bu bölümlerimiz lisans eğitim-öğretimi verebilmek amacıyla gerekli hazırlıkları yapıyor. Gerekli kadrolar tamamlandığında öğrenci almaya başlayacağız.
İkinci öğretimimiz vardı fakat bu sene itibarıyla sona erdi. Biyoloji, Felsefe, Kimya ve Tarih bölümlerine önceki yıllarda, Matematik Bölümü'ne ise bu sene öğrenci alımı durduruldu. Bu, mezun sayısının fazla, istihdamın az olmasından kaynaklı YÖK'ün aldığı bir karar. Halen kayıtlı öğrencilerimiz mezun oluncaya kadar ikinci öğretim programları sürdürülecek” dedi.
“TERCİH EDİLMEYEN BÖLÜM YOK”
Öğrencilerin en çok tercih ettiği bölümler hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Murat Gizir, “Fakültemiz sosyal bölümlerinin kontenjanları her yıl doluyor. Bu bağlamda hiçbir bölüm, tercih edilmeme gibi bir durum yaşamıyor. Bunun yanında Psikoloji, İngiliz Dili ve Edebiyatı ile Çeviri Bölümünün ÖSYM yerleştirme puanlarına göre diğer bölümlerle karşılaştırıldığında kendi puan türlerinde daha yüksek puanla öğrenci aldıklarını söyleyebilirim. Bu bölümlerin öne çıkan en önemli özelliği yabancı dil. Bu bölümlerden İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü İngiliz Dil Bilimi programında tamamen İngilizce, Psikoloji Bölümünde ise yüzde 30 oranında İngilizce eğitim-öğretim yapılıyor.
Yüksek lisans ve doktora düzeyinde karşılaştırmalı Edebiyat ile Arap Dili ve Edebiyatı Bölümleri hariç diğer tüm bölümlerde yüksek lisans programı mevcut. Ayrıca Biyoloji, Biyoteknoloji, Fizik, Kimya, Matematik, Arkeoloji, Çeviri, Alman Dili ve Edebiyatı, İngiliz Dili ve Edebiyatı, Felsefe, Sosyoloji, Psikoloji ve Tarih olmak üzere 13 ana bilim dalında doktora programı yürütülüyor.
Kısmet olursa bu sene Türk Dili ve Edebiyatının doktora programının açılması için YÖK’e yapılan başvurunun olumlu sonuçlanmasını bekliyoruz. Orayı da tamamladıktan sonra anabilim dallarımızın büyük bölümünde doktora programı mevcut hale gelecek.
“TÜRKİYE'DE BAZI ŞEYLER YAVAŞ YAVAŞ DEĞİŞİYOR”
Yüksek lisans ve doktora programlarında bütün anabilim dallarına ciddi derecede bir ilgi var. Özellikle Tarih, Sosyoloji, Psikoloji, çok ilgi gören alanlar. Bu programlara isteğimizden fazla başvuru oluyor. Mesela geçen sene 10 kontenjan verdiğimiz bir bölüme 90 başvuru vardı.
Türkiye'de bazı şeyler yavaş yavaş değişiyor. İnsanlar artık kendini geliştirmek istiyor. Bu yüzden farklı bölümlerden mezun olanlar gelip, diyelim ki tarih programında yüksek lisans yapmak istiyor. Bu konuda, biz de imkânlarımızı açmaya çalışıyoruz. Biliyorsunuz her öğretim üyesinin öğrenci kontenjanı var; 12'den fazla öğrenci alamıyor. Biz bunu en üst sınırda kullanmaya çalışıyoruz. Üniversitelerin birinci amacı öğrenci yetiştirmek, ikinci amacı bilimsel bilgi üretmek, üçüncü amacı da halka hizmet etmek. Bunun için elimizden geleni yapıyoruz” diye konuştu.
YENİ BÖLÜMLER İLE FİZİKSEL İHTİYAÇ ARTTI
Fakültenin mevcut fiziki yapısı ve olanaklarına da değinen Gizir, “Fakültemizin içinde bulunduğu binada 30 derslikte toplam 1720 öğrenciye aynı anda eğitim verebiliyoruz. Ayrıca merkezi derslikler ve yeni yapılan merkezi derslikler binası da yükümüzü oldukça hafifletecek. Mesela bu yıl Psikoloji Bölümüne gelen öğrenci sayısı 90. Bizim 90 kişilik sınıfımız yok. Bu anlamda merkezi derslikler bizim için çok iyi olacak.
Fizik, kimya ve biyoloji alanlarında öğrenci ve araştırma laboratuvarları mevcut. Bilgisayar laboratuvarları da dâhil olmak üzere temel bilimlerin gereksinimi olan toplam 24 laboratuvarımız var.
Ayrıca bu sene içerisinde Psikoloji Bölümüne bağlı Çocuk Oyun Terapi Odası kurduk. İki araştırma görevlimizin çabaları ve Psikoloji Bölüm Başkanının destekleriyle kurulan Terapi Odasını yakın zamanda Mersin halkının hizmetine sunacağız.
Yeni bölümlerin kurulmasıyla artan fiziksel ihtiyaçlarımız, ek binamızın tamamlanmasıyla giderilecek. Güzel Sanatlar Fakültesi ile MEİTAM binasının arasında yapılması planlanan bir binamız var. Projesi bitti, şu an ihale aşamasında. Umarım kısa sürede ek binamız bitecek” dedi.
“ÜLKENİN EN BÜYÜK İHTİYACI; ARAŞTIRMA-GELİŞTİRME”
Türkiye’nin en büyük ihtiyaçlarından birinin araştırma ve geliştirme olduğunu da altını çizen Prof. Dr. Murat Gizir, şunları söyledi; “Biz burada bilim insanı ve araştırmacı yetiştiriyoruz. Zaten Ar-Ge laboratuvarlarının istihdamı buradan çıkmak zorunda. Bu sadece temel bilimler değil, diğer bölümlerimiz için de geçerli. Bunun için öğrencilerimizi tam donanımlı şekilde mezun etmeye gayret gösteriyoruz.
Fakültemiz her yıl 550 civarında mezun veriyor. Mezunlarımızla sürekli iletişim halindeyiz. Onları her konuda yönlendiriyoruz. İstedikleri alanlarda Sürekli Eğitim Merkezi aracılığıyla kurslar açıyoruz. Mezunlarımız da bize katkıda bulunuyorlar. Hatta bazılarıyla ortak projeler yapıyoruz.
Burası çok demokratik bir ortam; mesela ekip olarak her ay öğrenci temsilcileriyle toplanır, onların sıkıntılarını, dilek ve önerilerini dinleriz. Sonra, öğrenci-hoca ilişkileri çok iyi. Bu konuda öğrencilerimiz gerçekten çok şanslı. Ben yetiştiğim dönemi biliyorum, hocalarımızın odasına giremezdik. Burada bizzat odamıza gelip kişisel sorunlarını dahi aktarabiliyorlar. Çünkü her biri bizim çocuğumuz. Her zaman söylerim; burada gösterdiğimiz müsamahayı kendi çocuğumuza çoğu zaman gösteremiyoruz.
Öğrencilerimizin, öncelikle iyi bir öğrenci sonra iyi bir insan olmalarını bekliyoruz. Bu bilinci onlara aktarmaya çalışıyoruz. İyi ve mutlu insan yetiştirmek istiyoruz. Gelecek kaygısı olmayan insanların buraya gelmesini ve donanımlı bir şekilde buradan ayrılmasını istiyoruz.
Ayrıca bilime ve çağdaşlığa dayalı bir bakış açısı kazandırmaya çalışıyoruz ki; bu bakış açısına sahip olan öğrenci zaten kendisini geliştirmeyi, düşünmeyi, üretmeyi ve paylaşmayı ilke edinir. Bunların yanında öğrencilerin yabancı dil öğrenmeleri, yazılı ve sözlü ifade becerilerini geliştirmeleri, çeşitli öğrenci topluluklarının faaliyetlerine katılarak sosyal ve kültürel yönlerini geliştirmeleri, kariyer planlama çalışmalarına katılmalarını tavsiye edebilirim.
“TOPLUMA FAYDALI OLMA ÇABASINDAYIZ”
Aslında durmayan, uyumayan bir fakülteyiz. Sürekli bir çalışma ve çaba içindeyiz. Sadece akademik anlamda değil toplumsal anlamda da çalışmalar yapıyoruz. 2016 yılı içerisinde topluma hizmet uygulamaları kapsamında 70 etkinlik düzenledik. Toplumun bilgilendirilmesi ve kültürel hayatın canlandırılmasında bu etkinlikler önemli bir paya sahip.
Fakültemiz öğretim elemanlarının gerçekleştirdikleri yayınların, topluma ve ülkeye katkı anlamında çok önemli olduğunu düşünüyorum. Toplam yayın sayısı 2014’te 182, 2015’te 227, 2016’da 414’e yükselmiştir. Bu artış aynı zamanda önemli bir akademik gelişmeyi de gösteriyor.
Bunun dışında öğretim üyelerimiz, üniversite-sanayi iş birliği doğrultusunda bazı şirketlere danışmanlık yapıyor. Aynı zamanda her yıl ortaokul ve lise öğrencilerine matematiğin sevdirilmesi amacıyla Matematik Olimpiyatları düzenliyoruz. Özellikle İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile aramızdaki protokol gereği liselere gerekli destek ve hizmeti götürüyoruz. Bilim fuarları, bilimsel konuşmalar ve eğitim desteği konusunda buradaki her öğretim elemanımız gönüllü bir şekilde severek ve isteyerek katkıda bulunuyorlar.
Burası, Türkiye'nin geleceği için nitelikli bilim insanı yetiştiren bir fakülte. Üstelik Adana, Maraş, Antep, Hatay ve Antalya'yı kapsayan geniş bir bölgenin en fazla bölümüne sahip fen-edebiyat fakültesiyiz.
Bizler makinenin bir parçasıyız; biz ne kadar iyi çalışırsak üniversitemizi o kadar yüksek yere taşırız. Bu yüzden proje sayısının artmasını istiyorum. En azından her hocamızın bir tane projesi olması çok önemli.
En büyük hayallerimden biri fen-edebiyat fakültelerinin toplum nezdinde layık olduğu yere tekrar gelmesi. Burada bilim insanı yetiştiriliyor. Unutulmamalıdır ki; bilim insanları, bir toplumun geleceğidir”.