“Suriyelilere var da bize neden yok?”


 

Mevsimlik tarım işçilerinin zor şartlarda yaşam mücadelesi verdiğine dikkat çeken Milletvekili Şişek,”Suriyelilere verdiğimiz hakları neden kendi vatandaşlarımıza vermiyoruz?” dedi.

MHP Mersin Milletvekili Baki Şimşek; TBMM Genel Kurulunda yapmış olduğu konuşmada; mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarını gündeme getirdi. Şimşek, özellikle doğu ve Güneydoğu'dan ekmeklerini kazanmak üzere göç eden mevsimlik tarım işçilerinin, elektriği olmayan, içme suyu, tuvalet ve banyo bulunmayan mekânlarda, 2017’ye yakışmayacak şartlarda yaşam mücadelesi verdiğini dile getirdi.

“Seçim bölgemde dolaşırken, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak; bu insanları ziyaret ettiğim zaman utanıyorum” diyen Şimşek, “Suriyelilerin bir çoğuna devlet maaş ödüyor, sosyal yardım yapıyor, prefabrik ev veriyor veya kamplarda yaşam mücadelelerine destek veriyor. Ama Doğu'dan, Güneydoğu'dan gelen insanlar bu haklardan mahrum olarak yaşıyorlar, çadırlar içerisinde yaşam mücadelesi veriyorlar, kışın soğuğunda çocukları çıplak ayakla o kanalların kenarlarında yaşıyorlar. O kanallardaki suyu alıp içiyorlar” dedi.

 

“TAŞERON YASASI, İÇİ BOŞ ÇIKMASIN!”

Milletvekili Baki Şimşek; hükümetin 7 Haziran seçimlerinden bu yana taşeron işçilerin kadroya alınacağı konusunda söz verdiğini, ancak henüz bir düzenleme yapılmadığını, yapılan düzenlemelerin de beklentiyi karşılayacak düzeyde olması gerektiğini  belirterek; “Hünkâr Hacı Bektaş Veli, ‘Öl, söz verme; öl, sözünden dönme’ diyor. Hükümetimiz taşeron işçilerle ilgili gerek 7 Haziran seçimlerinde gerek 1 Kasım seçimlerinde seçim meydanlarında çok sayıda söz verdi. Yılbaşından önce, taşeron yasasının çıkacağı konuşuluyor ve bu vaadin yerine getirileceği konuşuluyor ama taşeron yasası çıkmadan insanlarımızı hayal kırıklığına uğratmasın. İçi boş bir yasanın çıkmasının bir mantığı yok. Taşeron yasasında işçilere grev hakkı, sendika hakkı, toplu sözleşme hakkı, maşlarında ve sosyal haklarında iyileştirme vermedikten sonra, bu yasayı bu hâliyle çıkartıp beş yılda bir sözleşme, yeniden sözleşme ve hiçbir sosyal hak vermedikten sonra bu yasanın bu hâliyle çıkmasının insanlara bir faydası olmayacaktır” diye konuştu.

 

“2017 TÜRKİYESİ’NDE BUNLARLA MÜCADELE EDİYORUZ!”

Kendine ve diğer milletvekillerine gelen talepleri de sıralayan Şimşek; bu konularda çözüm yolu bulunmasını, vatandaşın güvensizlik içinde olduğunu ve Meclis’in daha verimli çalışması gerektiğini söyledi. Şimşek, “Bizi arayan insanların yarısı ‘İşsizim, bana iş bulun’ diyor, yarısı -üniversite öğrencileri için şu anda okulların kayıt dönemi- ‘Bana yurt çıkmadı, yardımcı olun, torpil yapın, sıram gerideyse öne aldırın’ diyor, yarısı ‘hastanede sevk yapılmıyor, doktor yok, uzman yok, benim sağlık sorunum var, devreye girin’ diyor. Maalesef 2017 Türkiye’sinde bunlarla mücadele ediyoruz. Şu anda ne yargıya güven var ne Meclise ne milletvekiline ne devlet memuruna güven var. Meclisin itibarını ve yargının itibarını kazandırmak için, yüce Meclisin daha verimli çalışmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu.

 

“KÖYLER MAHALLE OLDU DERTLERE YENİLERİ EKLENDİ”

6360 Sayılı Büyükşehir Yasasıyla kapatılan köy ve mahallelerin yaşadığı sıkıntıları da gündeme getiren Baki Şimşek, ilçe belediyelerinin daire başkanlığı ve şube müdürlüğü boyutuna düşürüldüğünü ifade ederek şu açıklamalarda bulundu; “Sosyal, ekonomik ve siyasi birçok risk taşıyan bu Kanun'un yürürlüğe girmesiyle birlikte yeni kurulan ve sınırları genişleyen bütün büyükşehirlerde köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmıştır. Bu yerlerdeki köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde isimleriyle tek mahalle olarak ilçenin belediyesine katılmıştır. Hayata geçirilen bu kanunla beraber mahalleye dönüştürülen köylerde ve beldelerde vatandaşlarımız birçok sorunla karşı karşıya kalmaktadır. Maalesef, yetkilerin bir kısmı büyükşehir belediyesine, bir kısmı ilçe belediyelerine bağlanmıştır. Köylerin yollarının yapımı büyükşehir belediyesine ama köy içi yolların yapımı ilçe belediyesine verilmiştir. İçme suyuyla ilgili olan yetki büyükşehir belediyesine, çöp toplama yetkisi ilçe belediyesine verilmiştir. Düşünebiliyor musunuz Mersin'in Yenice'den, Anamur'a 400 kilometre, Anamur'un kuzeyine doğru gidildiği zaman da 70-80 kilometre, en az 450-500 kilometrelik bir yerdeki cenaze hizmeti büyükşehir belediyesi tarafından sağlanmaktadır. O mezarlıktaki otların biçilmesi bile büyükşehir belediyesi tarafından yapılmaktadır. İlçe belediyeleri şu anda bir daire başkanlığı ve şube müdürlüğü boyutuna düşürülmüştür. İlçe belediyelerinin inşaat ruhsatı verme ve çöp toplama dışında doğru dürüst bir yetkisi kalmamıştır. Büyükşehirin sadece bir fen işleri müdürlüğünün ya da yol müdürlüğünün bütçesi kadar koskoca bir ilçe belediyesinin bütçesi yoktur.Ayrıca, bu yasayla beraber vatandaşlarımız planlamayla ilgili de birçok sorunla karşı karşıya kalmaktadır. Türkiye'nin terör ve işsizlikten sonraki en önemli sorunu planlamadır. Şu anda köyleri mahalle yapmışız, adını değiştirmişiz, ‘Siz mahalle oldunuz’ demişiz. Yalnız, köyler yine Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği'ne göre ruhsat almak zorunda dolayısıyla uygun arsa da üretilmediği için, imar planları olmadığı için vatandaşlar eski usul gidip kaçak inşaat yapıyorlar”

 

“KÖYDE BİR EVE ELEKTRİK BAĞLANACAK; MUHTAR VATANDAŞLA, VATANDAŞ BELEDİYE İLE KARŞI KARŞIYA GELİYOR”

Milletvekili Şimşek; çıkan yasanın altyapısı olmadığı için birçok sorunu çözemediğini belirterek şu açıklamalarda bulundu; “Kaçak inşaat yapan vatandaşlar elektrik abonesi olacaklar, efendim, muhtardan ‘2004 yılından önce yapılmıştır’ diye yazı alın gelin diyor TEDAŞ. Şimdi, muhtar da biliyor, vatandaş da biliyor, TEDAŞ da biliyor bu binanın hangi tarihte yapıldığını. Ama, böyle bir yazı alamaz ise TEDAŞ elektrik bağlamıyor. Şimdi, muhtar kendi köylüsüyle karşı karşıya geliyor, belediye kendi vatandaşıyla karşı karşıya geliyor ve sorun çözülmüyor. Köylerde arsa üretmeden, köylerin planını yapmadan, altyapısını yapmadan çıkartılan yasa, maalesef çok sayıda insanımızı mağdur etmektedir.

 

“BELEDİYESİ SAHİLLERİ MAFYANIN ELİNDEN KURTARMA MÜCADELESİ VERİYOR”

Ayrıca belediyelerle ilgili gayrimenkul devirlerinde çok sayıda sorunla karşılaşılmaktadır. İktidar belediyelerine, o il sınırı içerisindeki hazineye ait olan birçok gayrimenkul ve özel idareye ait olan birçok gayrimenkul devredilmesine rağmen muhalefet belediyelerine bu devirler yapılmamıştır. Bir büyükşehir belediyesi, her vatandaşın her köylünün içtiği sudan sorumlu olacak, su kaynağıyla ilgili bir yetki almak istediği zaman aylarca, yıllarca hazineyle -su kaynağının olduğu- ve orman müdürlükleriyle izin alma mücadelesi yapacak. Bu şekilde işlerin çözülmesi mümkün değil. Altyapı yapacak, arıtma tesisi yapacak, maalesef bulunduğu yer hazinenin veya orman veya ormandan bir geçiş yapılmak zorundaysa aylarca prosedürle uğraşılıyor. Sahiller işgal edilmiş, Mersin Büyükşehir Belediyesi sahilleri mafyanın elinden kurtarma mücadelesi veriyor. Bununla ilgili hazineden kiralama yapıyor, hazine sadece Mersin merkezdeki sahillerle ilgili 1 trilyon kira bedeli koyuyor ama AKP'li belediyeler bu tahsislerin tamamını bedavaya alıyorlar”. (bülten)


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA