Bu festival kaçmaz!


 

Mersin’i 3’üncü “Mersin Uluslararası Tiyatro Festivali’ne hazırlayan Mersin Tiyatro Derneği, bu yıl kente yayılacak etkinlikler ile kaçırılmayacak bir organizasyona imza atmaya hazırlanıyor.

Mehmet Nabi Batuk

Mersin Tiyatro Derneği Başkanı Salih Yıldırım ve Başkan Yardımcısı Melih Kayadelen, kentteki sanat hayatını ve yerel yönetimlerin sanat politikalarını gazetemize değerlendirdi. Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirecekleri Mersin Uluslararası Tiyatro Festivali’nin hazırlıklarının son sürat devam ettiği bilgisini veren ikili, festivali bu yıl tüm kente yaydıklarını açıkladı.

12 TİYATRO GRUBU BİRBİRİNE DESTEK OLUYOR

SORU: Kısa adı METİD olan Mersin Tiyatro Derneği çok zorlu yollardan geçerek bugünlere kadar geldi. Derneğin hikâyesini bir de sizlerden dinleyelim?

S. YILDIRIM: Mersin’de bu yönde bir tiyatro derneğini 1970’li yıllarda kurmak üzere bazı çalışmalar olmuştu. Ancak kurulan derneğin ömrü uzun olmadığı için kısa süre içinde kapanıyor. Daha sonraki süreçte buna benzer bir sosyal çalışma olmadığı içinde uzun yıllar tiyatro gruplarının sorunlarını anlatacak buna rehber olabilecek bir kurum oluşmuyor. 2013 yılında 4 tiyatro grubu tarafından Mersin Tiyatro Derneği kuruldu. METİD kuruluşunun ardından açık bir bildiri ile diğer gruplara haber göndererek bu yapı içerisinde herkese kapının açık olduğu herkesin yönetiminde aktif olarak çalışabileceğini anlattı. Bunun üzerine bu açık çağrıya birkaç tiyatro gurubu da dâhil olduktan sonra şuan Mersin’deki sayımız gözlemci tiyatro grubumuz ile beraber 12 oldu. Daha sonraki süreçte günden güne artan bir durum oldu. Şuanda Mezitli’de kurulan Pompei Tiyatrosu’da derneğimizin bir üyesi oldu.

SORU: Tiyatro dediğimizde hiçbir zaman aklımıza bir örgütlenme gelmiyor. Bu kadar grubun bir araya gelip bir masa etrafında buluşabilmesini nasıl sağladınız?

M. KAYADELEN: Tabi ki bu çok zor bir süreç oldu. Her şeyden öte bu örgütlülük bir ihtiyaçtan doğdu. Mersin’de birbirinden habersiz dağınık tiyatro grupları vardı. Tüm bu gruplar kendi başlarına yetmiyorlardı. Sonra bu gruplar bir araya gelerek birbirlerine yardım etmeye ve destek olmak amacıyla Mersin Tiyatro Derneği’ni kurdu. Biz dernek olarak kostüm, dekor, oyuncu, bilet satışı, teknik ekip ve ekipman desteği sunuyoruz. Bunların hepsini bu 12 tiyatro grubu birbirine veriyor.

 

“ÇALIŞTIKÇA DUYULUYOR, TALEP GÖRÜYORUZ”

SORU: Derneğin sırrı galiba iyi iş yapmaktan geçiyor. Siz neler ürettiniz bu süreçte?

S. YILDIRIM: Mersin’de ilk defa uluslararası bir tiyatro festivalini organize ettik. Kültür Mahallesi’nde bulunan 4314 Sokakta yine derneğimiz tarafından ‘Duvara Yansıyan Renkler’ projesi ile duvarları rengârenk grafiti çalışmaları ile süsledik. Dernek üyelerimiz tarafından yazılan ve oynanan Demoskratos isimli oyunumuzu sergiledik. Meslek okullarına ilişkin bir çalışma yaptık. Toplumun her kesimi ile etkileşim içinde olmaya gayret gösterdik. Tabiri caizse üretimin olduğu her yerde bizde orada olmaya çalıştık.

M. KAYADELEN: Kimi kuruluşlara, demokratik kitle örgütlerine eğitimler verdik; vermeye de devam ediyoruz. Örneğin Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Mersin’deki Lions Kulüpleri, İçel Sanat Kulübü ile çalışmalar yapıyoruz. Son süreçte İçel Sanat Kulübü’ne bir tiyatro grubu kazandıracağız. Biz çalıştıkça duyuluyor ve talep alıyoruz. Bu talepler hem Mersin hem de sanat için iyi bir şeydir.

 

“İKİ PROJE ÜZERİNDE ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR”

SORU: Sürekli olarak proje hazırlayan bir atölyeniz var. Bu mutfak ekibi nasıl çalışıyor?

S. YILDIRIM: Proje mutfağında fazlası ile bir çalışma var. Şuanda projelerimizi çok dile getirmiyoruz. Ancak önemli iki proje üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. İleriki aşamalarda bu projeleri dile getireceğiz ve kamuoyuna da bildireceğiz.

 

“PARA DEĞİL DESTEK BEKLİYORUZ”

SORU: Peki, proje konusunda METİD olarak sizin Mersin’den beklentileriniz neler?

S.YILDIRIM: işin açıkçası biz kentten bir şey beklemiyoruz. Biz kente ne verebilirizin yollarını arıyoruz. Bir yere görüşmeye gittiğiniz zaman bize şunu söylüyorlar: Ne istiyorsunuz? Biz onlardan bir şey istemiyoruz. Biz aslında siz neler yapabilirsiniz ve biz size nasıl destek olabilirizin bakış açısı çerçevesinde hareket ettiğimiz için işin içerisinde ciddi üretimler oluyor.

M. KAYADELEN: Biz yerel yönetimlerden tiyatro ile sanata destek ve altyapı çalışması bekliyoruz. Bizim bundan başka bir beklentimiz yoktur. Sanatın bir toplum için önemini herkes biliyor bunu anlatmamıza gerek yok. Bunu sağlayacak ana öznelerde yerel yönetimlerdir.

 

BU FESTİVAL KAÇMAZ!

SORU: Mersin Uluslararası Tiyatro Festivali’ni konuşalım. Kasım ayında bizi renkli günler bekliyor. Festival öncesinde süreç hakkında sizden bir bilgilendirme alabilir miyiz?

S. YILDIRIM: Festivalimizin bu yıl 3’üncüsünü düzenlenecek. ilk yılımızda bazı sıkıntılardan kaynaklı olarak uluslararası çapta konuk getirememiştik. Hatta uluslararası grubun olmayışı ile ilgili bunun eleştirisini yapan arkadaşlarımız olmuştu. Ancak bu arkadaşlarımızın detayı kaçırdığı bir konu vardı. Aslında festival uluslararası bir festivaldi. Çünkü çok dilli bir festivaldi. Birçok etnik kökenden, kültürel yapıdan farklı insanların bir arada olduğu bir festivaldi. İkinci yılımızda festivalimizin konsepti biraz daha genişleyerek daha büyük alanlara yaradı. İlk yılımızda festivale katılım oranı yüzde 52’iken sonraki festivalde yüzde 92’ye çıktı. Bizim artık hedefimiz festivale katılım oranını yüzde 100’e çıkarmaktır. Çok ciddi görüşmeler, iyi ustalar ve iyi oyunlar seyirci ile buluşacak.

Festival geçen yıla göre biraz daha Mersin geneline yayılacak. Etkinlik sayısı bir veya iki iken bu yıl sayıyı biraz daha çoğaltmaya çalışacağız. Tarsus ve Silifke bazı etkinliklerimiz olacak. Festivalle ilgili olarak yaşadığımız tek şey sahne sıkıntısıdır. Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi dışında alternatif sahnelerin olabilecek fazla yer yok. olan yerlerde de birkaç teknik sorunlar var. bu sorunları göz ardı etmemiz gerekiyor. Kullanılabilmesi için bu sahnelerin yeniden işlevselliklerinin yenilenmesi gerekiyor.

SORU: Festivalde bizi neler bekliyor. Biraz tüyo alalım sizden?

S: YILDIRIM: Türkiye tiyatro tarihi açısından güzel çıkmış oyunların birçoğu buraya gelecek. İlk iki festivalde çok uygun fiyata kitlelere ulaştırılıyor. Bir gün içinde salonun dolduğunu biliyoruz. Hiçbir bilet satılmıyor ama kapının açıldığı an salonun dolduğunu biliyoruz. Geçen yılki festivalde de öyleydi doluluk oranı yüzde 90’dı. Bu hiçbir yerde yok. Başka festivalde de böyle bir şey yok. Zaten bizim festivalde Türkiye’de ilk, örneği yok diye biliyoruz. Bir derneğin organize ettiği ve tamamen seyirciye ulaştığı organizasyonuyla ilgilendiği tek festival bu.

M. KAYADELEN: Kesinlikle derneğimizin hedeflerinden biriside seyirciye, topluma bir şey aktarabilmek. Oyunlarımızın da bir mesajı var. Repertuarımızı da ona göre oluşturuyoruz.

Bazen seyirciyle oyunlarımız üzerine sohbet ediyoruz, oyunlarımızı tartışıyoruz. Bazen bizim ile gözden kaçırdığımız detayları seyirci görüp bize iletiyor. Veya onların kafasında kalmış soru işaretlerini biz biraz daha açıyoruz. Bazı metinlerin bir özelliği var biz gizli metin diyoruz. Kültür bakanlığı yayınlarından çıkmış ancak metnin içeriğinde çok farklı ince bir detay var. Onu araştırdığınızda Osmanlı’ya gidiyorsunuz, oradan Balkanlara gidiyorsunuz derken inanılmaz deryalara dalıyorsunuz. Gizli detay işte alt metin yazar o an kafasındaki derdini öyle anlatmış. Bazı seyirciler muazzam küçük noktaları çok sağlam yakalıyorlar ve bize iletiyorlar.

 

MERSİN’DE VE ÇEVRESİNDE ÖYLE BİR TİYATRO SAHNESİ YOK

SORU: Sahne sorunu ne gibi problemlere neden oluyor?

S. YILDIRIM: Sahne ile ilgili bizim çok iyi bir örneğimiz var. Polonya’dan bir tiyatro grubu ile Mersin’de 4 günlük bir atölye yapmak istedik. Bu etkinlik için onların bizden tek bir isteği vardı o da sahneydi. Bize sahne ölçülerini, sahne ışık sistemini yolladılar. Bu ölçü ve ekipmana sahip Mersin’de böyle bir sahne yok. Sonra bizim çevre illerde de araştırdık böyle bir sahne bulamadık. Bizim eksikliğimiz burada çok ön plana çıkıyor. Mersin’in birçok sahneye ve sanat alanına ihtiyacı var.

M. KAYADELEN: Bu sorunlar kentin bir sanat politikasının olmamasından kaynaklanıyor. Kent sanatçıyı yetiştirip kullanamıyor. Burada yetişen sançtılar kentten beklentilerini göremeyince soluğu İstanbul’da alıyor. Bizim dernek olarak kuruluş amaçlarımızdan birisi de bu sorunlardı. En büyük amacımız sanat potansiyelini kent içinde tutmaktır. Sanat alanında uğraşan birileri varsa onları burada tutup onları bir araya getirip bir güç oluşturmak ve hedeflerimize ulaşmak. Ancak bu insanların bir sahneye ve işe ihtiyaçları var. Mersin’de sadece Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi var. Buradaki merkezin Eylül ayından beridir öyle bir programı var ki boş günleri yok.  Kentteki etkinliklere yetmiyor. Düşünün öylesine devasa bir kültür merkezi bu kente yetmiyor.

SORU: Gençlerin sanata erişimi ile ilgili çok büyük sıkıntılar var siz nasıl görüyorsunuz?

S. YILDIRIM: Gençlerin ve çocukların sanata erişimi konusunda milli eğitim ile birçok kez yazışma yaptık. Ancak bu konuda bu sorunların çözülmesi yerine bizim bile önümüz kesilmek istenerek alanımız daraltılmaya çalışıldı. Daha önceki süreçlerde Milli Eğitim Müdürlüğü’ne var olan komisyonların sağlıklı işlemediği çocukların pedagolojik olarak sıkıntı yaşandığını dile getirdik. Fakat müdürlükten bize olumsuz yanıt verdi. Daha sonra milli eğitim oyunları yasaklamaya başladı. Bu durum Mersin’de ciddi anlamda sıkıntılar yarattı. Çünkü Mersin’in mecliste bu yönden tartışıldı. Oyunlar yine oynanmaya devam ediyor ama komik bir şekilde devam ediyor. Çünkü milli eğitim yasakladığı oyunları projeler içerisinde tekrardan organize ediyor.

SORU: Peki, gençleri sanat ile nasıl buluşturacağız?

M. KAYADELEN: Bizde bu sorunun yollarını festivallerle, kurumlarla yapılan projelerle aşmaya çalışıyoruz. Fazladan dolanıyoruz belki de biraz zorlanıyoruz ama gençleri sanatla buluşturuyoruz.

S. YILDIRIM: Her yıl verdiğimiz ücretsiz atölye kurslarımız var. Kukla yapımı, drama, gitar ve tiyatro üzerine her yıl atölyeler kuruyoruz. Bu atölyelere katılan öğrencilerin yüzde 100’ü şuanda değişik üniversitelerde konservatuarda sanat hayatlarına devam ediyor. Kimisi sinema kimisi Tiyatro tarihi üzerine okuyor.

 

“MERSİN PROJELERİN ÇALINDIĞI BİR ŞEHİR”

S. YILDIRIM: Şuanda ileriki aşamalarda bu eski öğrencilerimiz ile beraber yapacağımız çok farklı çalışmalar var ama bu projeleri açıklamak istemiyoruz. Çünkü bu anlamıyla Mersin çok ilginç bir şehir projelerin çalındığı bir şehir. Bununla ilgili biz hep bir hikâye anlatırız. Antalya Film Festivali Mersin’de üretiliyor proje opera binasında tartışılıyor ama toplantıya katılan biri projeyi alıp Antalya’ya satıyor. Biz bu proje hırsızlığı olaylarını çok yaşadık. Bizim Duvara Yansıyan Renkler Projemizde olimpiyatlarda bizim projemizi devre dışı bıraktılar. Sonra bir baktık üstgeçidi boyamışlar. Bu böyle olunca biz projelerimizi en son aşamaya geldikten sonra açıklıyoruz.

SORU: Bazen sanatsal etkinliklerin fiyatları çok yüksek oluyor. Gerçektende bu organizasyonlar çok pahalı mı oluyor?

S. YILDIRIM: Avrupa ve dünyanın birçok yerinde gelişmişlik bakımlarına göre sinema biletleri tiyatro biletlerinden pahalı değil tam tersi daha ucuzdur. Tiyatro biletleri daha yüksek meblağlarda satılır. Bizim ülkemizde halen biz sinema biletinden daha ucuz bilet satmaya çalışıyoruz. Biz aslında iyi bir izleyici kitlesi yaratmaya çalışıyoruz. Bilet fiyatlarını öyle yükseğe çıkarıp insanları ürkütmek yerine tam tersi uygun bir fiyata tutup hem daha çok oyun izlemesini sağlıyoruz. Biz sirkülasyondan kazanıyoruz. Mesela yazın boşluğa düşüp de bizi arayanlar var ‘Ne zaman başlıyorsunuz?’ diye.

SORU: Bilet fiyatları konusunda bazı yerel yönetimlerle olumlu konuşmalarınız oldu diye biliyoruz. Hatta salon fiyatları ile ilgili özellikle Yenişehir Belediyesi ile ilgili bir görüşmeniz oldu. Bize iyi bir haber verecek misiniz?

S. YILDIRIM: Bu yıl salon fiyatları biraz daha yükseltildi. Bizde bunu dernek yönetimi olarak kendi aramızda konuştuktan sonra İbrahim Genç’e çıktık ve durumu izah ettik. Dışarıdan gelenlerin biletleri 90-100 lira arasında değişirken yerel tiyatro organizasyonlarında 10-15 liraya bilet verebiliyoruz. Bu organizasyonlar arasında çok ciddi bir uçurum var ama salon fiyatlarına gelindiğinde siz onlarla aynı payı ödemek zorunda kalıyorsunuz. Bizde bilet fiyatlarında belediyenin aldığı yüzdelik dilimin yerel gruplar için daha uygun hale getirilmesini talep ediyoruz. Tabi bununla ilgili birkaç görüşme oldu ve Başkan gayet olumlu karşıladı. Beklediğimizden de çok büyük bir indirip aldık. Biz yüzde 20-25’lik bir indirim beklerken yüzde 70-75’lik bir indirim aldık.

 

“YARININ HİÇBİR ÖNEMİ YOK AÇISIYLA HİÇBİR ZAMAN BAKMADIK”

SORU: Mekan olmadığı zaman çok sıkıntı yaşıyor musunuz?

S. YILDIRIM: Hepimizin geçmişinde bunlar var. Salon bulamadığımız için parklarda, çatı katlarında çalıştık. Hatta bir gün şehir dışındaydım bir haber okuyordum. Gazetede “Mersinde salon bulamadığı için damda çalışan tiyatro grubu” başlıklı bir haber ile karşılaştım.  Mersin’in dışarıdan böyle olmaması gerekiyor. Devlet Tiyatrosu Mersin’e geldiğinde seyirci bulması gerekiyor. Seiyerci konusunda da ciddi çalışmalarımız oldu. Devlet Tiyatrosu’nun Mersin’deki oyunlarının bilet satışlarını biz üstlendik. Biz sanata hiçbir zaman “Benim işim bugün olsun aman yarının hiç önemi yok” açsısı ile bakmadık. tam tersi biz hep yarını düşündüğümüz için günden güne seyirci kitlemizde katlanmaya başladı.

SORU: Kentteki toplumu yönlendiren, büyük resimleri gösterebilen kesimlerin de devreye girmesi gerekiyor ki tiyatroya destek verilsin. Salonlar inşa edilebilsin bunu talep etsin. Örneğin; böyle sanata yatırım yok çağrısını Ticaret Odası, Mersin Ticaret Borsası’da dile getirmiş olsa daha yüksek sesle duyulmuş olacak değil mi?

M. KAYADELEN: Dediğiniz doğru. Kurumsal olarak belki henüz böyle bir destek yok. Görüşmelerimizle Mersin’in önemli kişileri olan ve kurumlarda çalışan kişiler bize destek vermeye başladı. Bunu kurumsallaştırdığımız zaman başarıya bir adım daha yaklaşmış olacağız.

S. YILDIRIM: Bizim yaptığımız festival tamamen kurumların yardımıyla yapılıyor. Her hangi bir ticari beklentisi yok. Kimi kurum otelleri karşılıyor kimi kurum yeme içme giderlerini karşılıyor derken bu şekilde festival ortaya çıkıyor ve gideri olmuyor. Bizde elimizden geldiğince yükümüzü dağıtmaya çalışıyoruz.

SORU: Bir tiyatro sever olmak hayattaki duruşunuzu nasıl etkiler kişiliklere ne yön verir?

M. KAYADELEN: Her şeyden önce sorgulayan ve bilinçli bir insan olur. Çevresinde gelişen veya gelişemeyen olayların ayrımında olur ve algılamaya çalışır. Bir tiyatro seyircisi bunu yapar çünkü onlar sadece tiyatro ile beslenmez. Tiyatroya giden insanlar okurlar ve araştırırlar. Oyundaki o ince detayı yakalayabilmek için kişinin kendini geliştirmesi gereklidir. Dolayısıyla okumuş ve gelişmiş insan toplumu da geliştirir. Tiyatro sever toplumu daha iyi götürecek olan insanlardır.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA