Danıştay’da hukuk doğadan yana tecelli etsin!


 

Mersin’de çevre dernekleri yaptıkları ortak basın açıklaması ile bugün Danıştay’da görülecek Akkuyu Nükleer Santrali ÇED Olumlu Raporu iptali davası için; hukukun doğadan yana tecelli etmesini istedi.

Mersin Çevre ve Doğa (MERÇED ), Mersin Çevre Dostları (M. ÇEDO ) ve Tarsus Çevre Koruma Kültür ve Sanat Merkezi (Tarsus ÇEKSAM ) Dernekleri’nin ortak basın açıklaması, “Akkuyu nükleer santralinin ÇED raporunun iptal edilmesini istiyoruz” başlığıyla yayınlandı. Danıştay’da bugün görülecek Akkuyu Nükleer Santrali ÇED Olumlu Raporu iptali davasına katılacaklarını bildiren dernek yöneticileri, hukukun doğadan yana tecelli etmesi için çağrı yaptı. Akkuyu Nükleer Santrali projesinin ÇED raporunun her aşamasının hukuksuz ve antidemokratik bir şekilde yürütüldüğünün savunulduğu açıklamada, “Akkuyu Nükleer Santrali ÇED raporu yasal formata uygun olarak yapılmamıştır. Halkın katılımı toplantısı halkın yoğun protestosu nedeniyle yapılamamıştır, halkın itirazları dikkate alınmamıştır, süreç şeffaf yürütülmemiş, ÇED raporunda görev alan kurumların görüşleri halktan gizlenmiş, sivil toplum örgütlerinin ve meslek odalarının görüşleri dikkate alınmamıştır. Akkuyu ÇED Raporuna sahte imza atılmıştır. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Türkiye’yi, Akkuyu ÇED raporunun şeffaf olmayışı, dünyada denenmemiş bir teknolojinin uygulanacak ve denetimin bağımsız kuruluşlar tarafından yapılmayacak oluşu gibi birçok konuları içeren bir raporla uyarmıştır. Ama bu uyarı raporunu da Türkiye gizlemiştir.

İTİRAZLAR DİKKATE ALINMADI

Bütün itirazlara rağmen Akkuyu ÇED Raporu olumlu olarak imzalanmıştır. Olumlu ÇED raporunun iptal edilmesi için açtığımız davanın 11 Temmuz 2016 tarihinde Akkuyu sahasında yapılan bilirkişi keşfi, dava dilekçemizde belirtilen hiçbir sorumuza cevap verilmediği gibi yayımlanan bilirkişi raporunun hiçbir bilimsel dayanağı da bulunmamaktadır” denildi. Akkuyu’da yer lisansının 1976 yılında alındığının hatırlatıldığı açıklamada. yer lisansının güncelliğini yitirdiği savunuldu. Akkuyu Nükleer Santralinin çalışmalarının küresel ısınmaya etkileri ve küresel ısınmanın Akkuyu Nükleer Santraline etkilerinin göz ardı edildiğinin de iddia edildiği açıklamada, Akkuyu’nun deprem bölgesinde olduğu ve soğutma sisteminin tamamen dolgu alanında yapılacak olma riski, Akkuyu Nükleer Santral sahasının toprak yapısı değiştirilmiş olduğundan yapılan jeolojik etütlerin gerçek olarak yapılmadığı iddiaları da gündeme taşındı.

BÖLGEDE KORUMA ALANLARI VAR

Açıklamada ayrıca, “ÇED Raporunda bulunan nükleer santralin etkileşim bölgesinde ‘Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgelerine ve 1.Derece Doğal Sit Alanında, Arkeolojik Sit alanında ve Önemli Doğa Alanında yapılmak istendiği, Akkuyu bölgesine yakın olan Aydıncık-Silifke arasında Akdeniz Foku Yaşam Alanları, Önemli Kuş Alanları, Göksu Deltası Sulak Alanı, Deniz Kaplumbağası Yuvalama Kumsalları alanları uluslar arası koruma bölgeleri olduğu bilinmektedir. ÇED raporunda Akkuyu NGS ile referans olarak gösterilen NGS arasındaki teknik ve ekonomik farklılıkların olduğu Akkuyu’da uygulanması planlanan VVER-1200 tipi reaktörlerin; batı ülkelerinde, özellikle AB kurumlarında kabul edilmiş bir lisansa ya da yeterliliğe sahip olmadığı, söz konusu santrallerin dünyada ‘3. nesil’ olarak adlandırıldığı ve reaktör modeli ile dünyada henüz işletmeye alınmamış olduğu unutulmamalıdır.

AKKUYU, FUKUŞİMA OLMASIN!

Bu santrallerin Rusya’da dahi faaliyette olmadığı, Akkuyu Nükleer Santralinin güvenlik sistemlerinin yetersiz olduğu, Akkuyu Nükleer Santralinin tasarımının bitirilememiş olması Akkuyu Nükleer Santralinin ÇED raporunun güvensiz olduğunu ve projenin uygulanamaz olduğu, Akkuyu Nükleer Santrali’nin enerjide arz güvenliğini de sağlayamayacağı, santralin Rusların olacağı ve Rusya ile yapılan uluslararası sözleşmede hammaddesi, teknolojisi ve çalışacak tüm personelin Rusya’dan sağlanacak bir santralden enerjide arz güvenliğinin sağlanamayacağı, nükleer santrallerde suyun deşarj ısısı ortalama olarak 38-50 derece olduğu, soğutma siteminde kullanılacak 20 milyar litrelik suyun Akdeniz’i 2-6 derece ısıtacağı ve bu ısı artışının ve kullanılacak kimyasalların denizin ekosistemini ve bölgedeki turizm ve balıkçılığı olumsuz etkileyeceği ve halkın sağlığını bozacağı, yapılan uluslararası sözleşmede Nükleer atıkların Rusya’ya taşınacağı yazılmasına rağmen ÇED raporunda nükleer atıkların Akkuyu sahasında gömüleceğinin olması, Akkuyu Nükleer Santralinin ÇED olumlu raporunda yapılması planlanan nükleer santralle birlikte o bölgede yapılan çimento fabrikaları, liman inşaatları, taşocakları, arıtma sistemleri, yapımı planlanan termik santraller gibi çevreyi olumsuz etkileyecek yapıların toplam kümülatif etki değerlendirilmesi yapılmamış olmasına ilişkin itirazlarımız bilirkişi heyeti tarafından değerlendirilmemiştir. 22 Kasım’da Ankara’da Danıştay’da yapılacak Akkuyu Olumlu ÇED Raporu iptal davasında itirazların dikkate alınarak ÇED raporunun iptal edilmesini talep ediyoruz. Tarımımızın, turizmimizin, sağlığımızın ve kamu kaynaklarımızın korunması ve Akkuyu’nun Fukuşima olmaması için Akkuyu Nükleer Santral projesinin iptal edilmesini istiyoruz” denildi. (bülten)


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA