SONER AYDIN

Mersin’de kurulması planlanan balık çiftliklerine yönelik tepkiler artarken, su ürünleri yetiştiricileri temsilcileri balık çiftliği kurulması planlanan bölgelere basın gezisi düzenledi. Silifke’ye bağlı Boğsak bölgesinde kurulan çiftliklere dair bilgi veren Su Ürünleri Yetiştiricileri Merkez Birlik Başkan Vekili İhsan Bozan, Mersin’de belirlenen 4 sahada 45 bin ton üretim yapacaklarını söyledi. Faaliyette olan ve önümüzdeki günlerde kurulması planlanan balık çiftlikleriyle basına bilgi veren Bozan, balık çiftliklerinin çevreye ve insan sağlığına zarar vermediğini savundu. Balık çiftlikleriyle ilgili gerekli izinlerin alındığını ve üretime başladıklarını aktaran Bozan, “Bakanlığın 2006’da çıkarttığı ve 2008’da yürürlüğe giren yasa ile birlikte 2009’da yatırım yapmak için Mersin’e geldik. Ancak Mersin bizi pek sempatik karşılamadı. Baro ve bir takım sivil toplum kuruluşları (STK) tarafından davalar açıldı. O süreçler tamamlandı, davalar sektörün tarafına sonuçlandı. Mersin’de 8 sahada 12 ayrı kamu kurumu tarafından oluşturulan komisyon incelemelerde bulundu. 8 sahadan 4’ünde turizm bakanlığı ve sahil güvenliğin çekinceleri olması nedeniyle 4 sahada oy birliği ile üretim yapılması kararlaştırıldı. Şuan ki planlamaya göre 45 bin ton civarında üretim yapılacak” dedi.

“YAPMADIĞIMIZ PLANLARI SAVUNMAK ZORUNDA KALIYORUZ!”

Çevrecilerin ve STK’ların balık çiftliklerine dair itirazlarının üzerine Çevre Bakanlığı’nın 2006 yılında çıkarttığı ve 2008’de yürürlüğe giren “Hassas Koy ve Körfezlerin Tanımı’ başlıklı bir mevzuata da değinen Bozan, “Bu mevzuatla birlikte ‘balık çiftlikleri 0,6 milden daha uzağa, 30 metre derinlikten daha derin yerlere ve 0.1 m/sn akıntı hızından daha yüksek akıntı hızı içeren sahalara kurulacaktır’ diye genel bir kural çıktı. Bu çerçevede Türkiye genelinde bir planlama çalışması başlatıldı. Öncelikle mevcut işletmelerin bu standartları taşıması yönünde planlama yapılması gerekiyordu, dolayısıyla Bodrum, İzmir öncelikli olarak planlandı. Buna paralel olarak da ileride potansiyel genişlemesi sahası olarak belirlenen Aydın, Mersin, Samsun, Ordu, Giresun bölgelerinde planlamalar yapıldı. Her toplantıda özellikle beyan ediyorum, keşke olayın esas tarafı olan ve taşın altına eline sokan yetiştirici temsilcisi sivil toplum kuruluşları da masanın bir kenarına konulmuş olsaydı ve planlamadan biz de sorumlu olsaydık. Veya en azından bizim de görüşlerimiz alınsaydı. Böyle olmadı maalesef, bu yüzden yapmadığımız planları savunmak zorunda kalıyoruz” diye konuştu.