Kadınların siyaset ve iş hayatında daha aktif rol alması gerektiğini dile getiren Demirağ, “Kadınlar bilinçlenmeye başladı. Kadınlar direniyor, haklarını öğrenmeye başladı. Kadının uyanışı başladı” dedi.
MEHMET NABİ BATUK – SONER AYDIN
Mersin siyaset ve iş dünyasının önemli isimlerinden Cavidan Demirağ, gazetemize konuk olarak, sorularımızı yanıtladı. Kadınlara sivil toplum kuruluşları içerisinde yer alma çağrısında bulundu. Kadın-erkek fırsat eşitliği yaratmak için yasaların değişmesi gerektiğinin altını çizen Demirağ, “Kadın-erkek fırsat eşitliği noktasında en zayıf yerimiz meclis. Meclisteki bu sorun çözülürse, kadın sorunları daha rahat çözülür” diye konuştu.
KADIN KOTASI ARTTIRILMALI
SORU: Öncelikle siyasette kadının yerini nasıl görüyorsunuz?
C. DEMİRAĞ: Son seçimden umutluyduk ama 550 milletvekilinin yüzde 15’i kadın. Kadın-erkek fırsat eşitliği noktasında en zayıf yerimiz meclis. Meclisteki bu sorun çözülürse, kadın sorunları daha rahat çözülür.
Bugün kota tartışmaları yaşanmakta. Geçmişten bu güne uzun, ince bir yol geçtik. Geldiğimiz noktada bu sorun çözülmüş değil ama bu yıl farklı bir 5 Aralık yaşadık. Siyasi partiler kadınları bir araya getirdi, iş dünyasında buluşmalar oldu. Partilerde kadın-erkek fırsat konuşuluyor ama uygulamada hayata geçmiyor, yasalar bahane ediliyor.
“BU DURUM ERKEK SİYASETÇİLERİN İŞİNE GELİYOR”
SORU: Karşımızda 15 yıldır hükümette olan bir siyasi güç var, bir gecede istediği yasayı çıkartma gücüne sahipler. Kadın-erkek fırsat eşitliği noktasında neden istenilen yasalar çıkartılmıyor? Kadınlar neden yeterince baskı yapmıyor?
C.DEMİRAĞ: Kadınlar elbette bunu istiyor ama bu durum erkek siyasetçilerin işine geliyor. Eskiden siyasetin içinde olan kadınlara pek hoş bakılmazdı, bazı kadınlar duruşuyla, karakteriyle, fikirleriyle o cesareti gösterebiliyordu ama her kadında bu cesaret yok. Dolayısıyla siyasete giren kadınların kabul görmesi biraz zor oluyordu. Şuan durum biraz daha farklı bu da kadının iş dünyasında öne çıkmasından kaynaklı oldu. Mersin olarak, ülke geneline baktığımız zaman kadın mücadelesinde, istihdamda iş dünyasında, girişimcilikte iyi durumdayız. Kadınlar bu kabuğu kırmaya başladı.
KADIN İSTERSE BAŞARIR
SORU: Kadın örgütlerinin bu noktada biraz daha ileri taşıması gerektiğini düşünüyor musunuz, ne yapması gerekiyor sizce?
C.DEMİRAĞ: Kadınlar sivil toplumda ön plana çıkmaya başladı. Kadınlar bilinçlenmeye, eğitim seviyeleri arttırmaya başladı. Kadınlar direniyor, haklarını öğrenmeye başladı. Bence kadının uyanışı başladı. Artan taciz, tecavüz, ölüm haberleri kadınların canına tak etti. Geçtiğimiz günlerde güpegündüz bir genç kadın dolmuştan zorla indirilerek kaçırıldı. Bu dehşet verici bir olay. Bu tür olaylara yeteri kadar tepki verebilmek için kadınların mutlaka sivil toplum içerisinde yer alması gerekiyor. Kadın isterse başarır. İşin özü bu. Kadınlar bu noktada birbirlerine rol model olmalı. Eğitimli eğitimsiz kadınlar bir araya geldiği zaman ortaya büyük bir sinerji çıkıyor.
AFRİKALI KADINLAR: “ATATÜRK GİBİ BİR LİDERE SAHİP OLDUĞUNIZ İÇİN ÇOK ŞANSLISINIZ”
Uluslararası Ticaret Örgütü (ITS) her yıl bir ülkede ticarette kadın temalı toplantı yapıyor. Örgütün Ekim ayında İstanbul’da gerçekleştirdiği toplantısında Türkiye ortağı KAGİDER olmuştu. İstanbul’daki toplantıya Afrika’nda, Uzakdoğu’dan, Asya’dan çok sayıda işkadını geldi. Çok sayıda kadınla bir araya gelip görüşmeler yaptık ve geri kalmış ülkelerde çok büyük çabaların olduğunu gördüm. Özellikle İslam ülkelerindeki kadınlar eğitim almak istiyorlar, o aldıkları eğitimle iş yapmak istiyorlar yani kabuğunu kırmak istiyor. Mısır’da, Fas’ta, Suriye’de bize ‘Siz çok şanslısınız’ diyorlardı. Nedenini sorduğumda ise, ‘Sizin liderinizi Atatürk’ diyorlar. Bunu Afrikalı bir kadın arkadaşımdan bizzat duydum. İslam ülkelerinin içindeki kadınlar bizi örnek aldıklarını söylediler. Biz Afrika ülkelerine rol model olmak için gittik. Afrikalı kadınlar bizlere ‘Ülkenizde hem Cumhuriyet var hem de Müslümansızın’ diyorlar. Dolayısıyla Türk kadını, geri kalmış ülkelerdeki kadınlara her zaman örnek olmuştur ve bu ilişkiler geliştikçe onlara da çok fazla katkımız olacağını düşünüyorum. Evet, bizde 15 yıldır kadın mücadelesini geriye götürmeye çalışan bir anlayış var ama yine de Türk kadını dünyaya örnek oluyor.
“KADINLAR GLOBAL EKONOMİYE ENTEGRE OLMALI”
SORU: Hep en sona bırakıyoruz ama başlamamız gereken yer eğitim. Bizim kadın-erkek fırsat eşitliğine anaokulunda başlamamız gerekirdi. Siz eğitim düzeyini nasıl görüyorsunuz?
C.DEMİRAĞ: Kadınların siyasetin yanında ekonomik alanda da öne çıkabilmesi için çocukların iyi eğitilmesi lazım. Artık global, sınırları aşan ekonomik dünyada kadının da iyi yetişmesi gerekecek. Bunun da yolu hem eğitim hem dil. Dil eğitiminin de çok küçük yaşta başlaması lazım. Gelişmekte olan ülkeler arasında yabancı dil eğitiminde sondan ikinci sıradayız. Dünyada ortak dil olan İngilizcenin eğitimi verilirken, konuşmada zorluk çekiyor öğrenciler. Bu bile gerçekleşse, dil ve mesleki eğitimi alan dünyaya açılabilir, çalışabilir açılabilir.
“İŞ HAYATIN ATILAN KADINLARA TECRÜBE AKTARIYORUZ”
SORU: Siz aynı zamanda mentörlük de yapıyorsunuz. Biraz da onu anlatalım, mentörlük nedir. Mentörlük kadınlara ne gibi kapılar açıyor, ne gibi destekler sağlıyor?
C.DEMİRAĞ: Ben de kadın girişimcilik mentöründen biriyim. Avrupa Birliği’nin (AB) bir organizasyonunda KAGİDER tarafından Ankara’ya davet edildim. Bölgemizde bir mentör olarak görevden aldım ve başarılı çalışmalar yaptık. Biz yıllardır iş hayatının içinde olan kadınlarız, iş hayatına yeni atılmış kadınlarımızla bir araya geldiğimizde onunla tecrübelerimizi paylaşıyoruz. Yöne vermek ya da akıl vermek gibi değil bu bir abla-kardeş ilişkisine benziyor. Bu misyonu da severek yerine getiriyorum.
“ÇAKIL TAŞLARININ ARASINDAN KESİCİ TAŞLARI AÇA AÇA YÜRÜDÜK”
SORU: İş kurmak isteyen bir kadın için teknik olarak süreç nasıl ilerliyor?
C.DEMİRAĞ: Bir iş kurduğunuz açtığınız zaman bunun yasal olarak muhasebesi, kayıtları tutuluyor, kriterler yerine getiriliyor ancak iş hayatında yükselmek için tecrübeye ihtiyaç var. İş hayatı tecrübeler birikimidir. Toplumun içindesiniz ve bu yüzden birçok zorlukla karşılaşabiliyorsunuz. Bunlarla baş edebilmek için bu yollardan geçmiş, tecrübeli birinin mentörlüğü makbul olabiliyor. Bir mentör arkadaşım mentörlüğü ‘Biz çakıl taşlarının arasından kesici taşları aça aça yürüdük’ diye tanımladı. İş hayatına yeni atılan kadınların bu zorluklarla karşılaşmaması için mentörlük yapıyoruz. Bu bir fırsat ama bu fırsat Türkiye’de tam anlamı ile oturmadı. Mentörlük, sanki gelir getiren, para kazanılan bir iş gibi algılandı maalesef. Bu gönüllük esasına dayanan bir iş.
“KADINLARA FİNANSMAN DESTEĞİ SAĞLANMALI”
KOSGEB bir şeyler yapmaya çalışıyor, onlara yıllarca çok sayıda öneride bulunduk. 10 puanlık bir kota uygulattık ama bu yeterli değil. Kadının iş yaşamındaki en büyük eksiği, en fazla zorlandığı alan finansa erişim. Çünkü Türkiye’de kadının mal varlığı oranı yüzde 1 bile değil. Dolayısıyla bankalarda ipotek istediği için kadın kredi çekmekte zorlanıyor. Bu noktada bankaların adım atması gerekiyor. Kadının mal varlığına bakıyor. Kadının evine, arabasına, iş yerindeki makinelere bakmıyor halbuki bunlar bir Avrupa ülkesinde iş kuran kadına direk kredi veriliyor. Daha gideceğimiz yok çok.
“KADINLAR DAYANIŞMA SAĞLAMALI”
Babam ‘Bir kadının altın bileziği mesleğidir mutlaka bir meslek edinin, çalışsanız da çalışmasanız da en azından eşinize muhtaç kalmazsınız, çocuklarınız zor durumda kalmaz’ derdi hep. Şimdi de kız çocukları uyanışta. Bu konuda umutluyum. Sadece birlik, beraberlik konusunda eksiklik vardı, bu zamanla aşılıyor. Sivil toplum sayısı da giderek artıyor. Eskiden köylerde komşuluk ilişkileri çok yoğundu, komşu aç kalmazdı, dayanışma vardı. Şimdi de yapılıyor ama bunu dernekler yapıyor. Dernekler ne kadar kurumsallaşırsa dayanışma, yardımlaşma artar. Kadınlar olarak daha iyi bir 5 Aralık kutlaması yapmak isterdik ama umarım bundan sonraki 5 Aralık’lar farklı olur.