Mezitli Belediyesi’nin ise yöntemsel olarak yanlış yönetildiğini söyleyen Aktaş, “Halk ile belediye arasında bir uçurum oluşmuş durumda” dedi. 

Mehmet Nabi Batuk

Mezitli Kent Konseyi Başkanlığı yaptığı dönemde, konsey yönetiminin düşmesi için Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan’ın talimatı ile toplanan imzaların gölgesi altında koltuğu bırakan Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erkan Aktaş, konseyden sonraki çalışma hayatını gazetemize değerlendirdi. 
Yaptıkları başarılı akademik veri çalışmaları ile öne çıktığı dönemde konsey yönetiminden el çektirildiğini ifade eden Doç. Dr. Aktaş, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan ve CHP İl Yönetimine demokrasi eleştirisi yaptı. Mezitli Kent Konseyi Yönetim Kurulu olarak yaşadıkları sıkıntılı süreçlerde muhtarlardan sivil toplum örgütlerinden destek gördüklerini ifade eden Aktaş, “Yerel medya kurumlarımızın bize bakış açısı muhtarların ve STK’ların arkamızda durması bizi çok mutlu etti. Arkamızda durmayan tek kurum mensubu olduğum siyasi yapıydı. Gerçekten yerel yöneticiler, bu ilde hem kişileri manipüle ediyorlar hem de partileri manipüle ediyorlar. Bu durumda demokrasi açısından sıkıntı yaratan bir durumdur. Kentte yönetim olarak bir şeyler başarabildiğimizi düşünüyorum. Bunun karşılığını biz hem medyada hem de sokakta gördük” diyerek eleştirilerde bulundu. 

“BAŞKAN KORDONA SAHİP ÇIKMADI”
Mezitli’nin sahip olduğu turizm ve tarım olanaklarına rağmen yanlış imar uygulamalarıyla sadece nüfusu artan bir kent haline geldiğini söyleyen, Erkan Aktaş, “Mersin, bazı ekonomik sosyal özellikleri ile Türkiye’nin belli sıralamalarına giriyor ama Mezitli; Mersin’in neresinde kalıyor bilmiyoruz. Sürekli artan bir nüfusu var. Sürekli olarak inşaatlarla karşı karşıyayız. Bu imar politikaları bu ilçe iyi bir noktaya gitmiyor. İlçeyi bir bütün olarak değerlendirdiğinizde Viranşehir’de müthiş bir kordonu var. Bizim dönemde Belediye Başkanını oraya getirdik ama nahoş olmayan durumlar yaşandı ve başkan o kordona sahip çıkmadı. Orası İzmir’de olduğu gibi, Çanakkale’de olduğu gibi Mersin’in ilk kordonu olabilirdi. Mersin’in ilk kordonunun yapılması için bir çalışma yapıp sunduk. Oranın ulaşım ve park gibi sorunları var. Ama ne yazık ki bununla ilgili bir çalışma yapılmıyor. Hem ilçeye hem de Mersin’e değer katacak ne tarım ne de turizm açısından bir proje yapılmıyor” dedi. 

“HALK İLE BELEDİYE ARASINDA UÇURUM VAR”
Mezitli Belediyesi’nin yönetim sisteminde ciddi sıkıntıların yaşandığını da kaydeden Yard. Doç. Dr. Erkan Aktaş, özellikle belediyenin, somut veriler olmadan politika ürettiğini belirterek bu durumun da halk ile belediye arasında bir uçurum oluşturduğunu ve belediyelerinin sorunlara hızlı müdahale edemediğini kaydetti. Yard. Doç Dr. Erkan Aktaş, “Koskoca ilçe belediyesinin bir ARGE departmanı yok. Bilimsel ve profesyonel danışma kurulları yok. Birde kent konseyi döneminde belediyenin içine girdiğimizde idarecilerin sık sık değiştirildiğini, bu yönetici politikasının kurumsallıktan çok şahsi nedenlerden dolayı olduğunu gördük. Bu politika ile ilgili belediye içinde idarecisinden personeline kadar ciddi bir huzursuzluk ve sıkıntılar var. Bir başkan düşününki her işe el atmaya çalışıyor. Bu yaklaşım doğru bir yaklaşım değil ve günümüzün tarzı değildir. Günümüzün yönetim tarzları tek adamlığı değil yöneticili yönetim tarzını esas alır. Yöneticiler gücünü başarılı idarecilerden ve personellerden alır. Gücünü buradan almazsanız bir yerde toslarsınız. Mental yorgunluğuna çok kısa süre içinde girer ve insanlara bağırmaya çağırmaya başlarsınız. İnsanları küstürmeye, onlara problemler yaratmaya başlarsınız. Bu yüzden ben Mezitli’nin yöntemsel olarak yanlış yönetildiğini düşünüyorum” diye konuştu.

“BEN MERSİN’E KATKI VERMEYE DEVAM EDİYORUM”
Mezitli Kent Konseyi başkanlığından ayrıldıktan sonra Mersin ve Mezitli ile ilgili çalışmalarını sürdürdüğünü kaydeden Erkan Aktaş, “Mezitli Kent Konseyi’nden elimizde çok ciddi bir veri tabanı kaldı. Bu veri tabanını en verimli şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. Bununla ilgili makaleler yazıyorum. Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin 2023 Kırsal Kalkınma toplantısına beni davet ettiler. Bu toplantıda Türkiye’nin kırsal kalkınma dinamiklerine yön verme hakkı tanınması beni çok mutlu etti. Risk Mersin Plus’ta kentin ekonomisinin nereye doğru gitmesi gerektiği projesinde yer aldım. 2017’nin Şubat ayında kentimizin geleceği konusunda çok isabetli bir panel ve araştırma gerçekleştirdik.  Mersin’de iki yıldır yaşanan sel ve su baskınlarının yarattığı etkiyi ölçemeye başladık.  Kentimizdeki konuyla ilgili farklı kurumları bir araya getirerek halka açık bir toplantı yaptık. O toplantımız 3 saat sürmüştü. Bu toplantı kentimiz için çok önemliydi. Çünkü su baskınları görünüşe göre devam edecek. İçinde olduğumuz Aralık ayının 27’sinde daha geniş kapsamlı bir çalıştay yapacağız. Bu çalıştayla birlikte kentimizde yaşanan birçok olumsuzluğu ve sel sorununu masaya yatıracağız. Sonuç olarak ben Mersin’e katkı vermeye devam ediyorum. Kimse bizi bu noktada duraklatamaz, duraklatmaya da gücüde yetmez. Bakıyorsunuz çok küçük çırpınışlarla karşınıza geliyorlar. Örneğin bazı platformlarda sizin görünmeniz onları rahatsız ediyor. Ama şunu hissediyorum bu durum sizi rahatsız hissettirmeye devam edecek. Güneş balçıkla sıvanmaz. Siz eğer çalışıyorsanız ve kendinize inanıyorsanız, işinizi de iyi şeyler için yapıyorsanız önünüze çıkan hiçbir baskı sizin için engel değildir” dedi.

“KONSEYLER TEK ADAM YÖNETİMİNE DÖNÜŞMEMELİ”
Sözlerinin son bölümünde Kent Konseyleri’nin katılımcı yapıları itibariyle demokrasi için en önemli kurumlardan biri olduğunu kaydeden Erkan Aktaş, kentteki ilçe kent konseylerine tek adamlılığa karşı mücadele çağrısı yaparak sözlerini şu cümlelerle sonlandırdı: “Bu konseylerde temsiliyet çok önemlidir. Kentteki tüm siyasi ve sivil toplum kuruluşlarının bu konseylerde olması lazım. Bu konseylerde en temel problemimiz olan tekçiliğe tek adamlığa karşı durmamız lazım. Birileri tek adamcılığa karşıyım derken kendileri de tek adamcılık yaparlarsa bu ciddi bir çelişki olacaktır. Yerel yöneticilerin Mersin’in daha iyi bir noktaya gitmesi için sağlam nitelikli vizyon sahibi olan yöneticiler tarafından yönetilmesi gerektiğinin altını çiziyorum. Bu eksikliği gidermediğimiz sürece Mersin istenilen atılımı gerçekleştiremeyecektir diye düşünüyorum.”