KALICI TEDBİR ALIN!


 

Tarsus’ta 2002 yılından bu yana sık sık su baskınlarına maruz kalan sera alanlarında, geçen hafta meydana gelen aşırı yağışların çiftçiye zararı 115 milyon lirayı buldu. Mersin Ziraat Odası Başkanı Gökçel, kalıcı önlemlerin bir an önce alınması gerektiği, aksi takdirde 100 bin dönüm doğal tarım araz

Mehmet Nabi Batuk

Mersin’de 3-5 Aralık 2018 tarihlerinde yaşanan aşırı yağışın ardından Tarsus ve Kazanlı’daki tarım alanlarında meydana gelen su baskınlarının faturası ortaya çıktı. Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel, yaklaşık bin çiftçinin ekmeğini kazandığı yaklaşık 38 bin dekar ekili tarım arazisinde meydana gelen toplam maddi zararın 115 milyon lira olduğunu açıkladı.
Geçen hafta Mersin’i etkisi altına alan aşırı yağışlar, bir kez daha Akdeniz ve Tarsus ilçelerindeki ekili tarım arazilerini vurdu. Yıllardır su baskınlarına maruz kalan söz konusu bölgede, son yağışların çiftçiye maliyeti yine ağır oldu. Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel, gazetemize yaptığı açıklamada, yaklaşık bin çiftçinin üretim yaptığı 37 bin 800 dekar ekili tarım arazisinde meydana gelen toplam maddi zararın 115 milyon lira olduğunu söyledi. Küresel iklim değişikliği nedeniyle oluşan olumsuz hava koşullarına daha çok maruz kalacağımızı söyleyen Gökçel, 2002 yılından beridir söz konusu tarım alanlarında benzer afetleri yaşadıklarını kaydetti.  
Bölgede zaman kaybetmeden su taşkınlarını önleyici tedbirlerin alınması gerektiğini belirten Gökçel, içerisinde örtülü, örtüsüz sera alanlarının, bahçelerin ve tarlaların bulunduğu 100 bin dönümün üzerindeki tarım alanlarının doğal mikro klima özeliğine sahip alanlar olduğunu ifade etti. Söz konusu tarım alanlarının büyük bir üretim merkezi olduğunu kaydeden Gökçel, Tarsus-Kazanlı bölgesinin aynı zamanda üretimi geliştirici bilimsel çalışmaların yapıldığı bir alan olduğuna işaret etti. Birçok bilim insanının uyarılarına rağmen bölgenin korunmasına ilişkin hiçbir tedbirin alınmadığını dile getiren Gökçel, “2016 yılının son günlerinde aynı bölgede bir sel afeti yaşamıştık. O dönemde bölgedeki çiftçilerimiz tam da hasat dönemindeydi. Bu nedenle çiftçilerimizin ürünleri zarar gördü ve tamamıyla yok oldu. Çiftçilerimiz o taşkın sularının çekilmesi ile birlikte maddi ve manevi çabalar harcayarak arazilerini yeniden ekip diktiler. Dolayısıyla çiftçilerimiz geçen yıl çok büyük mağduriyetler yaşadı. Ama daha o dönemin ekonomik kayıpları kapatılmadan bu dönemde yine aynı sorun ile karşı karşıya kaldılar. Bu bölge artık küresel iklim değişikliği ile birlikte bu tarz ağır yağışların alınacağı bir bölge olacak. Bu yüzden artık bu bölgeye kalıcı bir çözüm bulunması gerekiyor dedik ama bugüne kadar bununla alakalı herhangi bir proje, yeni bir yatırım olmadı” diye konuştu.  

“SEBZE FİYATLARI YÜKSELEBİLİR”
Tarsus’ta oluşan 115 milyon liralık zararın tüketiciyi de etkileyeceği bilgisini veren Gökçel, “Buradaki ürünler yeni yeni hasat edilmeye başlanmıştı. Kabak, biber, patlıcan, karnabahar, lahana, ıspanak gibi ülkemizin bütün ihtiyacının karşılanabildiği bir bölge olduğunu unutmamamız lazım. Tam da tarımsal üretimin azaldığı Aralık, Ocak ayında burası ülkemizin ihtiyacına katkı sağlayacak bir bölgeydi. Dolayısıyla bu bölgeyi artık göz ardı etmemiz mümkün değildir. Çünkü bu tarz olaylarda sadece üretici değil, tüketici vatandaşlar da etkileniyor. Yaşadığımız ürün kaybı nedeniyle sebze fiyatlarının biraz daha yükselmesini bekliyoruz” dedi. 

“DEVLET ÇİFTÇİYE DESTEĞİNİ GÖSTERMELİ”
Seraları zarar gören çiftçilere bir an önce fide desteği sağlanması gerektiğini ifade eden Gökçel, “Devletimiz bu afetin ardından mutlaka çiftçilerimizin yanında olduğunu göstermesi gerekiyor. Çiftçilerimizin en büyük girdi maliyeti olan fideler devletimiz tarafından onlara hediye edilebilir. Alçak ve yüksek yapılı seralara örtü ve demir desteği sağlanabilir. Çünkü bu bölge gerçekten de ülkemizin en önemli üretim bölgesidir. Ayrıca söz konusu bölge TARSİM kapsamına girmiyor. Çiftçilerimiz sigorta yapsalar bile örtü altındaki seraların sigorta yaptırılması mümkün değildir, çünkü teknik açıdan sigorta şartlarına bu üretim bölgeleri uymuyor. Dolayısıyla çiftçiler kendi ürünlerini garanti altına alacak sigortayı yaptıramıyor” ifadelerini kullandı.

“BÖLGEMİZİ 20 TANE POMPA KURMAKTAN GERİ DURARAK FEDA EDEMEYİZ”
Akdeniz ve Tarsus’un kuzeyindeki deniz seviyesinin altında kalan bölgelerde suyun toplanmasını ve deniz suyunun yükselmesini engellemek için ilgili kurumların herhangi bir hazırlığının olmadığına da dikkat çeken Gökçel, önemli uyarılar yaparak şunları söyledi: “Ben ilgili kurumların tedbir konusunda bir hazırlık içerisinde olduklarını duymadım ve şahit olmadım. Belki de bu işte yetkili olan kurumların ilgili personeli bu projeleri hazırlıyorlardır. Ama bence biz bu bölgelerin kıymetini bilmek zorundayız. Biz mikro klima özelliğinden dolayı Alata’yı koruma altına almaya çalışıyoruz. Ancak burada mikro klima özelliğiyle Kazanlı bölgesinden Tarsus’un çıkışına kadar olan bölgedeki 100 bin dekar üzeri araziden bahsediyoruz. Dolayısıyla bu bölgelerin maruz kaldıkları su taşkını tehlikesinden mutlaka bertaraf edilmesi gerekir. Hollanda’nın sahip olduğu benzer alanlar okyanus sularına karşı korunuyor. Çünkü onlar sahip oldukları arazinin önemini biliyorlar, gereken önlemlerini aldılar ve tüm tehlikeleri bertaraf ederek üretimlerini sürdürüyorlar. Biz son yıllarda Hollanda’da çiftçilerin herhangi bir su taşkınına maruz kaldıklarını duymadık. O yüzden bizim  bölgemizin korunmasının çözüm yolları bellidir. Burası hem kentimiz hem ülkemiz için çok önemli bir tarımsal üretim ve üretimi geliştirme bölgesidir. Bu kadar önemli bir bölgemizi biz sadece 20 tane pompa kurmaktan geri durarak feda edemeyiz.”


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA