Özelleştirmeleri gündemde olan kamuya ait 14 şeker fabrikası ile ilgili “Fabrikaları ranta değil üreticiye açın” çağrısı yapan Tarım Orkam – Sen Şube Başkanı Yılmaz Kilim, “Özelleştirilmesinden vazgeçilmeli, üreticilerin söz ve karar sahibi olacakları örgütlenme egemen olmalı” dedi.
Mehmet Nabi Batuk
Tarım Orkam – Sen Mersin Şubesi, özelleştirilmesi gündeme alınan kamuya ait 14 şeker fabrikası ile ilgili basın açıklaması yaparak “fabrikaları ranta değil üreticiye açın” çağrısı yaptı. Şube binasında gerçekleştirilen basın açıklamasına; DİSK Genel İş Şube Başkanı Kemal Göksoy, BES Şube Başkanı Yusuf Kaya ve birçok STK temsilcisi de destek verdi. Türkiye’nin birçok bölgesinde kurulan şeker fabrikalarının bütçe açığının kapatılması için firmalara peşkeş çekilmeye çalışıldığını ifade eden Tarım Orkam – Sen Şube Başkanı Yılmaz Kilim, “Türkiye tarihinin en büyük özelleştirmeleriyle yerli-yabancı sermayenin çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan iktidar, uzun yıllardır gözünü diktiği şeker endüstrisini özelleştirmek için kararlı gözüküyor. Özelleştirmeler konusunda bugüne değin tüm özelleştirmelerin % 87’sini gerçekleştiren AKP’nin “yerliliği” de ancak sermayenin çıkarlarına kadar oluyor. AKP hükümetinin son 15 yılda yaptığı özelleştirmeler ülke istihdamına ve üretimine bir katkı sağlamazken özellikle Gıda, Tarım ve Hayvancılık sektörlerinde yapılan özelleştirmeler de ülkenin yerli üretimine büyük darbe vurdu. Özellikle Et Balık Kurumu'nda ve süt sektöründe yapılan özelleştirmeler, bugün ülkeyi hayvancılıkta ve et üretiminde ithalatçı durumuna getirdi” dedi.
“ABD MERKEZLİ CARGİLL RAPORUNDA FABRİKALARIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ İSTENMİŞTİ”
Şeker Endüstrisinin Buğdaya göre 4.4 kat ve ayçiçeğine göre 1.8 kat değer sağladığını ifade eden Kilim, “Şeker endüstrisine göz diken uluslararası tekeller, sektörün karlılığından istedikleri payı almak istiyor. Şeker fabrikaların yangından mal kaçırır gibi ABD merkezli 'Cargill Raporunun' ardından satışa çıkarılacak olması manidardır. ABD merkezli Cargill raporunda şeker fabrikalarının biran önce özelleştirilmesi istenmişti. 1986’dan beri tarımsal ürün alanında Türkiye’de faaliyet gösteren ve Gıda sektöründe tartışmasız tekellerden biri olan ABD merkezli Cargill firması, Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO)’lar üzerine çalışmaları ile bilinmektedir. AKP iktidarının en büyük sermaye gruplarından biri olan Ülker ile ortaklığı olan ve Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) üretimini gerçekleştiren firma, şeker pancarı üretiminde kotanın düşürülmesini talep etmiş, Ülker’in bir dizi ürününde doğrudan hammadde üretimi noktasında desteği olan Cargill, şeker endüstrisinin değişmesi gerektiğini savunmuştur” diye konuştu.
“HÜKÜMET ELİYLE ŞEKER ENDÜSTRİSİNİN BALTALANDIĞI ORTADADIR”
Şeker fabrikalarının yapı ve arsalarının şehirlerin en gözde yerlerinde olduğunu hatırlatan Kilim, “Böylesi karlı bir alanın Tekellerin iştahını kabartması kaçınılmaz görünüyor. Özelleştirme nedeni “kurumların verimliliğinin sağlanması” Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın (ÖİB) daha önceki duyurularına göre şeker fabrikalarının özelleştirme nedeni “kurumların verimliliğinin sağlanmasıydı”. Ancak durumun hiç de öyle olmadığı, hükümet eliyle Şeker endüstrisinin baltalandığı ortadadır. Pancardan elde edilen şeker sektörü 3 milyar doları aşan bir katma değer yaratmaktadır. Türkiye’nin yıllık şeker ihtiyacı yaklaşık 3 milyon ton civarında iken, şeker pancarı fabrikaları yılda yaklaşık 2.3 milyon ton üretim yapabilmektedir. Özelleştirme kapsamına alınan 14 fabrikada Türkiye Şeker üretiminde toplam çalışanlarının % 55’i istihdam edilmekte; şeker üretiminin % 67’si, melas üretiminin % 64’ü, yaş küspe üretiminin %67’si özelleştirme kapsamına alınan fabrikalarca gerçekleştirilmektedir” şeklinde konuştu.
“ÜLKEYİ ULUSLARARASI KARTELLERE TESLİM ETTİLER”
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile birlikte sanayide, tarımda ve hayvancılıkta üretimin zayıflayacağını söyleyen Kilim, “İthalata bağımlılığın dış ticaret açığına neden olacağı ortadadır. Dış ticaret açığı Türkiye ekonomisinin en büyük sorunlarından olup,şeker fabrikalarının özelleştirilmesi, ayrıca ödemeler açığının büyütülmesi ne neden olacaktır“yerli ve mili” olduğunu iddia eden AKP iktidarı yerli üretimden vazgeçerek, ülkeyi uluslar arası kartellere teslim etmiştir. Şeker Fabrikalarının Satılması Gelir Uçurumunun Büyümesidir! Özelleştirme adı altında yapılacak satışla birlikte kent ile kırsal bölge arasındaki gelir dağılımındaki eşitsizliği daha da derinleştirecektir.öte yandan istihdam düşecek buna bağlı olarak da kırdan kente göç de hızlanacaktır. aklaşık 350 bin çiftçi ailesi bu işten geçimini sağlamaktadır. Özelleştirme sonucunda Türkiye şeker Fabrikalarına pancar satan üreticilerin % 71’i artık pancar üretemez duruma düşeceklerdir. Şeker pancarından şekerin yanında, etil alkol, ispirto ve hayvan yemi (Melaz) elde edilmektedir. Yan ürünleriyle de Şeker endüstrisi büyük bir istihdam kaynağıdır. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi durumunda, aile bireyleriyle birlikte sayıları 2 milyonu aşan şeker pancarı ve yan ürünlerinden geçimini sağlayan üreticiler, ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacaklardır” dedi.
“ŞEKER FABRİKALARININ SATILMASINA SESSİZ KALMAYACAĞIZ”
Özelleştirmelere karşı KESK’in, ve Tarım Orkam Sen’in mücadelesine devam edeceğini aktaran Kilim, “Emekçilerin on yıllardır alın teriyle yaşattığı Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinden vazgeçilmeli, şeker pancarından şeker üretilmeye devam edilmelidir. Başta nişasta bazlı tatlandırıcılar olmak üzere, tüm tarım ürünleri ithalatından vazgeçilmelidir. Şeker Pancarının yetiştirilmesinden, üretimine ve pazarlanmasına değin tüm süreçte üreticilerin söz ve karar sahibi olacakları örgütlenme egemen olmalıdır. Şeker fabrikaları yeniden yapılandırılmaları, modernizasyon çalışmaları yapılarak rekabet gücü arttırılmalıdır. Nişasta Bazlı Şeker tüketiminde kota artırırken, Şeker pancarı üretimine kota uygulayan Hükümetin kimlerle işbirliği yaptığı açıklanmalıdır. Şeker Fabrikalarının satışı sadece çiftçi sorunu değil, halkın sorunudur! Halk sağlığı her türlü gelirden önemlidir” diye konuştu.