Mehmet Nabi Batuk  

Mersin’de faaliyet gösteren kamu, sivil ve siyasi kurum temsilcileri, Japonya’daki Fukuşima Kentindeki nükleer felaketin 7 yıl dönümünde bir kez daha bir araya gelerek, nükleer sevdasından vazgeçin çağrısında bulundu. Mersin Nükleer Karşıtı Platform’un organize ettiği basın açıklamasında Elektrik Mühendisleri Odası Şube Binası önünde bir araya gelen kurum temsilcileri sık sık “Nükleere karşı yaşasın hayat sloganları attı. Nükleer Karşıtlarına CHP Mersin Milletvekili Dr. Hüseyin Çamak, CHP İl Başkanı Adil Aktay, Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Ful Uğurhan, Makine Mühendisleri Odası Şube Başkanı Akar Tülücü, Elektrik Mühendisleri Odası Şube Başkanı Seyfettin Atar, Kimya Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Cevdet Günal Tüzün, TEMA Vakfi İl Temsilcisi Perihan Pınarbaşı, UCİM Başkanı Yücel Ceylan, Önce Baro Platformu’ndan Av. Bilgin Yeşilboğaz, Mersin Yedirenk LGBTİ Derneği Başkanı Yağmur Arıcan ve birçok iş insanı da destek verdi.

“DEPREME DAYANIR DEDİLER, DAYANMADI”

Mersin Nükleer Karşıtı Platformu Dönem Sözcüsü Av. Alpay Antmen burada yaptığı konuşmada, Fukuşima’daki nükleer felaketin ardından 7 yıl geçmesine rağmen hala kazanın yaraları sarılamadığına dikkat çekti. Fukuşima Nükleer Santrali’nin tüm önlemlere karşın çevreye yüksek radyasyon yaymaya devam ettiğini ifade eden Antmen, “Fukuşima’yı unutmayın… Depreme dayanır dediler, dayanmadı; Tsunami’den etkilenmez dediler, etkilendi. 2017 yılında Tokyo Elektrik Enerjisi Şirketi’nin radyasyonu temizlemesi için tasarladığı robot girdiği reaktörde, en fazla iki saat dayanabildi. Radyasyon oranını düşürmek için her türlü teknolojileri sonuna kadar kullanan yetkililer, tasarlamış oldukları robotun 650 Sievert’lik bir radyasyona maruz kaldığını belirtti Temizleme işlemi için ilk defa reaktöre gönderilen robot, maalesef yetkililerin umudunu boşa çıkartarak 2 saat sonunda çalışamaz hale geldi” dedi.

“NÜKLEER ISRARINI MERSİN KAMUOYU ANLAMAKTA ZORLUK ÇEKİYOR” Mersin Gülnar ilçesindeki Akkuyu bölgesinde, dünyadaki tüm acı nükleer tecrübelerine rağmen bir nükleer santral kurulmaya çalışıldığını hatırlatan Antmen, Danıştay’a söz konusu santralin ÇED Raporu hakkındaki kararlarına tepki gösterdi. Antmen, “Ne Çernobil’den ne de Fukuşima’dan ders alınmadan halen Akkyuu’da Nükleer Santral yapılmasında ısrar edilmesini Mersin Kamuoyu anlamakta zorluk çekiyor En son geçen hafta ÇED olumlu raporunun iptali davasında Danıştay 14.Dairesi davayı reddetti. Elbette yargı süreci burada bitmeyecek, elbette önce temyiz ardından gerekirse Anayasa Mahkememiz; olmadı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde hak arayışımız, adalet arayışımız, çevre ve insan sağlığı için mücadelemiz devam edecek. Ama 7.yılında unutmayın Fukushima’yı diyoruz. Unutmayın Çernobil’i diyoruz” diye konuştu.

“AKKUYU CENNETTEN BİR PARÇA OLARAK KALMAYA DEVAM ETSİN”

Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemenin devletin önemli ödevleri olduğunun altını çizen Antmen hükümet yetkililerine uyarılarda bulunarak, “Bu sorumluluğun rant hırsına kurban edilmesi güzel Ülkemizi ve dünyamızı yok etmektedir. Adeta çevremiz bu hırs ile kuşatılmıştır. Gelecek nesiller; topraksız, susuz, yeşilsiz bir dünyaya mahkûm edilmeye çalışılmaktadır. Diyoruz ki: Tüm canlıları korumak ve gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakmak için, hukuk arkadan dolanılarak, doğal alanların sanayi, inşaat, enerji yatırımları nedeniyle tahrip edilmesine son verilmelidir. Önce Mersin, sonra tüm Türkiye kamuoyuna sesleniyoruz: Akkuyu bir Çernobil olmasın, Akkuyu bir Fukuşima olmasın, Akkuyu cennetten bir parça olarak kalmaya devam etsin” şeklinde konuştu.

AKTAY: “YAŞANANLARI GÖRMEZLİKTEN GELİYORLAR”

Hükümet yetkililerinin ne Ukrayna’daki Çernobil Faciasından nede Japonya’daki Fukuşima faciasından ders çıkartmadığını ifade eden CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay ise “İnsanlık, yaşanan felaketlerden ders alarak ilerleyebilir. Ancak ülkemizi yöneten anlayış maalesef yaşananları görmezlikten geliyor, Akkuyu’da yeni bir faciaya davetiye çıkarıyor. Halkın, bilim insanlarının, meslek örgütlerinin itirazları dikkate alınmazken, nükleerci şirket ve onun taşeronu yerli şirketler ne isterse yerine getiriliyor. Nükleer santral bir yandan Rusya ile ilişkilerde pazarlık unsuru yapılıyor. Diğer yandan, bu projede yandaş şirketlerin cebinden para çıkmaması için, özel teşvik yasaları çıkartılıyor”  dedi.

“NÜKLEER CİNAYETE KAPI ARALANMAKTA”

Akkuyu Nükleer santral’inin 1. derece doğal SİT alanlarını, arkeolojik sit alanlarını, kültür ve turizm koruma alanlarını tehdit ettiğini belirten Aktay, “Akdeniz foku, deniz kaplumbağası ve birçok kuş türünün yavrulama ve yaşam alanlarının akıbetinin ne olacağı meçhuldür. Nükleer öyle bir felakettir ki, sadece bugününüzü değil, tüm geleceğinizi mahveder. Sadece Mersin’i, Akkuyu’yu değil, tüm Akdeniz’i, tüm Anadolu’yu zehirler. Çernobil’in ardından Karadeniz’de artan kanser vakalarını bilmeyen yok. Tüm bunlara rağmen, kapalı kapılar ardında, uluslararası lobilerin yönlendirmesiyle nükleer cinayete kapı aralanmaktadır” diye konuştu.  

“CİN ŞİŞEDEN ÇIKMADAN BU MACERADAN DERHAL VAZGEÇİN”

Fukuşima’daki nükleer facianın ardından Almanya ve İsviçre’nin nükleer santral faaliyetlerine son verdiğini, Çin Hükümetinin ise yeni nükleer projelerini askıya aldığını hatırlatan Aktay, sözlerini şu cümlelerle sürdürdü: “Avusturya tek nükleer santralini durdurdu. İtalya, Belçika, Danimarka, İspanya… Hepsi 1970’lerden başlayarak reaktörlerini durdurdular, durduruyorlar. Durduruyorlar diyoruz, çünkü nükleer santral öyle bir lanet ki, kapatsanız bile, yüzyıllarca reaktörü soğuk tutmanız, tonlarca nükleer atığı muhafaza etmeniz gerekiyor. Siyasi şov için hızlandırılmış treni altyapısı hazır olmadan raylara sürüp Pamukova faciasına kapı aralayanlar...  Büyük depremin her geçen gün yaklaştığı İstanbul’da afet toplanma alanlarını AVM’lere peşkeş çekenler...  Hiç kusura bakmasınlar, artık sözlerinize karnımız tok. Nükleerin şakası da yoktur, geri dönüşü de. Cin şişeden çıkmadan bu maceradan derhal vazgeçilmelidir.”