Kuyumculuk sektörüne ilişkin değerlendirme yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 22 No’lu Finans ve Kuyumculuk Meslek Komitesi Başkanı Faruk Aktuğ, ilk olarak fiyat istikrarsızlığı nedeniyle yaşanan sorunlara değindi. Sorunun çözümü için sektör temsilcilerinin birlikte hareket edememesinden şikayetçi olan Aktuğ, “Özellikle darphane tarafından basılan liralar (çeyrek, yarım, tam altın, vb) ile tel bilezik olarak adlandırılan bilezik modellerinde 1-2 liraya varan fiyat farkları oluşuyor. Belki bir tane almak için çok ciddi araştırma yapılmıyor ama birden fazla alım yapılacağı zaman fiyatlara güven olmadığı için müşteri sürekli bir arayış içine giriyor. Bu durum kuyumcular arasında da tedirginlik oluşturuyor. Sektörde zaten kar marjları oldukça düştü. Buna bir de rekabet adı altında neredeyse maliyetine yapılan satışlar eklenince sıkıntı daha da artıyor” dedi.
Sorunun çözümü için komite olarak sektör temsilcilerini bir araya getirip toplantı düzenlemek istediklerine dikkat çeken Faruk Aktuğ, herkesin bu konudan şikayetçi olmasına rağmen toplantıya tam katılım olmayınca istedikleri sonuçlara ulaşmadıklarını söyledi. Ardından konuyu bölgeye taşıma kararı aldıklarını ve Silifke’den Kahramanmaraş’a kadar tüm sektörü kapsayan geniş katılımlı bir organizasyon düzenlemeye çalıştıklarını ama girişimlerinin yine sonuçsuz kaldığını bildiren Aktuğ, “Amacımız özellikle darphanenin bastığı liralarda tavsiye edilen fiyatlara uyulmasını sağlamaktı. Ama maalesef hiçbir girişimimizden sonuç alamadık. Özellikle işsizliğin üst seviyelere çıktığı böyle bir ortamda gerçekleştirilen yanlış tutumlar sektöre ciddi kayıplar yaşatıyor” değerlendirmesini yaptı.
SAHTE LİRALARA DİKKAT
Bu sıkıntılara bir de ikinci baskı olarak adlandırdıkları darphane dışı basılan sahte liralar sorunu eklendiğini kaydeden Aktuğ, “Piyasada darphane dışı basılan liraların bulunduğunu hepimiz biliyoruz. Bunu gerçeklerinden ayırt etmek ise kuyumcular için dahi oldukça zor. Müşteri bunu hiç ayırt edemez. Bu nedenle altın almak isteyenlerin mutlaka güvendikleri kuyumcuları tercih etmeleri gerektiğini söylüyoruz” dedi.
Kuyumcular olarak bu konuda da girişimlerde bulunduklarını ancak sonuç alamadıklarını belirten Aktuğ, son olarak konuyu darphaneye yazılı olarak bildirip yasal önlemler alınması noktasında destek istemelerine rağmen geri dönüş alamadıklarını anlattı.
“BANKALARDAKİ ALTIN HESABI BEKLENENİ VERMEDİ”
Bankaların altın hesaplarını da değerlendiren Faruk Aktuğ, bu uygulamadan da istedikleri sonucu alamadıklarını, hatta sektöre, bir sıkıntıyı da bu uygulamanın getirdiğini söyledi. Sektörü canlandıracak adımlar atılmadığı gibi özellikle üreticilere verilen altın kredi faizlerinin de oldukça yüksek tutulduğunu kaydeden Aktuğ, şunları söyledi: “Yüzde 8 civarında faiz talep ediliyor. Bu oranın yüzde 2-3 seviyesinde olması bizleri rahatlatacaktır. Bir de ekonomide yaşanan en küçük bir sıkıntıda bu krediler geri çağırılıyor. Bu durumda ne üreticinin ne de vitrinci kuyumcunun aldığı krediyi anında ödeyebilmesi mümkün değil. Üretici tüm malını bir anda Türkiye geneline satıp parasını toparlayamaz, vitrinci de elindeki malı bir çırpıda satıp parasını ödeyemez. Bu nedenle erken çağrılan krediler bizi sıkıntıya sokar.”
Altın ayar kontrolüne de bir düzenleme getirilmesi gerektiğini vurgulayan Aktuğ, firmalar olarak bu konuda sık sık hatalı ayarlarla karşılaştıklarını, bu nedenle de hem kendilerinin hem de müşterilerinin zarara uğradığını söyledi. Aktuğ, bu sorunun çözüme kavuşturulması için Komite olarak girişimlerini sürdürdüklerini ifade etti.
“ATATÜRK CADDESİ MERSİN’İN KALBİDİR”
Piyasayı canlandırmak, müşteriyi çekebilmek adına kuyumculara da görevler düştüğünü anlatan Faruk Aktuğ, bu noktada tüm sektör temsilcilerinin birlikte hareket etmesi gerektiğini söyledi.
Ayrıca Atatürk Caddesi’nin kent tarihinde çok önemli bir yeri bulunduğunu hatırlatan Faruk Aktuğ, “Atatürk Caddesi, Mersin’in kalbidir” benzetmesi yaptı. Ancak bu kalbin durmak üzere olduğunu ve vakit kaybedilmeden gerekli adımların atılması gerektiğini anlatan Aktuğ, şöyle konuştu: “Mersin’e bir yabancı geldiği zaman kuyumculara geliyor, vitrinlere bakıyor ve sonra bize nereleri gezebileceklerini soruyorlar. Biz ise çarşıdan uzaklaştırmak istemiyoruz. Oysa çarşıda istedikleri gibi gezebilecekleri, oturabilecekleri kahve içebilecekleri mekanlar yok. Daha önce de defalarca dile getirdiğimiz gibi sektör olarak bizim beklentimiz Atatürk ve Silifke Caddesi’nin AVM mantığı ile yenden dizayn edilmesi. Trafiğe kapatılmış olan bu caddelerde gerekirse cadde üzerinde 4-5 masalı mini büfeler oluşturulup hareket getirilebilir.”
Ancak önceliğin araç park sorununu çözebilecek katlı otopark inşası ve temiz tuvaletler oluşturulmasına verilmesi gerektiğine değinen Aktuğ, bunların yapılması halinde halkın çarşıyı daha fazla kullanacağına inandığını anlattı. Aktuğ, caddelerin güzelleştirilmesi noktasında kuyumcular olarak Belediye’ye her türlü desteği vermeye hazır olduklarını vurguladı.
Caddenin hareketlenmesi ve cazibesinin artması adına bir de öneri getiren Aktuğ, Silifke Caddesi ile Atatürk Caddesi arasında ring yapan 20 kişilik mini bir tramvay çalıştırılabileceğini söyledi. Bu tramvay ile yaşlıların istedikleri yere daha rahat gidebileceğini, çocukların gezebileceğini kaydeden Aktuğ, böylesi bir çalışmanın ilgi de uyandıracağına inandığını dile getirdi.