Haber Merkezi

Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nde 6 Şubat’ta onaylandıktan sonra askıya çıkan ve 9 Mart’ta askıdan inen 4 merkez ilçenin 1/5 bin ölçekli Revizyonlu Nazım İmar Planları’na tepkiler devam ediyor. 
Akdeniz Toroslar, Yenişehir ve Mezitli için hazırlanan imar planlarına 1 ayda 15 binden fazla itirazın gelmesi dikkat çekerken siyasi partilerden de itirazlar gelmeye devam ediyor. İYİ Parti Yenişehir İlçe örgütü de; MHP’li Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan 1/5 binlik imar planlarına itiraz ederek tepkisini ortaya koydu. Parti adına Mersin Büyükşehir Belediyesi İmar ve Planlama Dairesi Başkanlığına itiraz dilekçesini sunan İYİ Parti Yenişehir İlçe Başkanı Dr. Hüsniye Ekingen, dilekçesinde; planın hazırlanmasında kamu yararının gözetilmediği kanaatinde olduklarını söyledi.

“MERSİN’İN GERÇEK SORUNLARINI ÇÖZME HEDEFİNDEN UZAK”
Planın, Mersin’in gerçek sorunlarını çözmeye hizmet etmediği, rant peşinde koşan çevreler için önümüzde ki yıllarda istismar konusu yapılabileceği kanaatinde olduklarını dile getiren Ekingen, “Planda sürdürülebilirlik, yaşam kalitesini artırma, şehrimizin reel sorun ve dinamiklerinin çözümü, keza şehrin sosyo-ekonomik denge ve verilerinin dikkate alınmadığını gözlemlemekteyiz. Mersin Büyük Şehir Belediye Başkanlığının hazırladığı 1/5 bin ölçekli Nazım İmar Planı yaptığımız kısa bir incelemeden sonra dahi kamu menfaati düşünülerek hazırlanmadığını apaçık ortaya koymuştur. Plan,  Mersin’in gerçek sorunlarını çözmek ve daha yaşanabilir medeni bir kent yaratma hedefi ile değil, belli rant çevrelerinin önümüzde ki 10-20 yıl daha bu kenti sömürmelerini sağlamak için hazırlanmıştır” diye konuştu.

“PLAN GERİ DÖNÜŞÜ, DÜZELTİLMESİ ÇOK DAHA ZOR SONUÇLARA MAL OLACAKTIR”
Planda birçok hatalı ya da kasıtlı diyebilecekleri kararların alındığını savunan Ekingen, “Bunlardan sadece bir kaçı bile, sürdürülebilir, yaşam kalitesinin artırıldığı, şehrin reel sorun ve dinamikleri ile dengeli ve kalıcı çözümlerin üretilmediği, şehrin sosyo-ekonomik denge ve değerleri göz önüne alınarak planlanmadığının  kanıtıdır. Sadece kağıt üzerinde görsel ahenk sağlasın diye alınan kararlar, esasen planı kilitleyen, vatandaşı mağdur eden kasıtlı alınmış kararlar intibaı uyandırmaktadır. Müftü Deresi Mersin’in istikbalde çehresini, ekonomisini, şehrin dinamiklerini değiştirecek çok önemli bir değeridir. Söz konusu Nazım İmar Planı’nda bu dere kasıtlı olarak maliyetler hesaplanmadan ve genel teamüllere aykırı olarak çok geniş alanda yeşil alan planlanarak, sanki kasıtlı olarak sonrasında bir revizyon çalışmasına altlık yapılmıştır. Tece’ye doğru giden aks üzerinde geliştirilen turizm alanları önce sevindirici gözükse de yolun üst kısmına verilen konut dışı kentsel kullanım ve sanayi alanı bu ilişkinin hangi mantık ve plan gerekçeleri ile yapıldığı sorusunu akıllara getirmektedir. Şehrin turizminin ağırlık kazandığı batı aksına bu hizmeti destekleyecek diğer kullanım alanlarını yaratmak gerekirken, kirliliği, yoğunluğu ve Turizm fonksiyonuna çok yanlı negatif etkileri olacak sanayi alanının planlanması planın bütünlüğü ve dengesi için uygun değildir. Mersin, şu anki alt yapısı ile (trafik, kanalizasyon sistemi vs.) mevcudu besleyemez iken, gayri resmi verilerle yaklaşık 350 bin Suriyeli göçmenler ile birlikte bu gün bile 1 milyon 500 bine yakın bir nüfusa sahiptir.  2035 yılı hedefleri olarak belirtilen nüfus miktarı gerçekçi olmayıp, yapılan bu plan çok daha erken bir tarihte 2 milyonun üzerine çıkmasına neden olacaktır.  Akdeniz ve Toros’larda yapılan yoğunluk artışı bölgenin zaten yoğun, nefes alınmaz, düşük standartlarda ki yapılaşmasını, aynı karakterde devam ettirecek ve ileride geri dönüşü, düzeltilmesi çok daha zor sonuçlara mal olacaktır” ifadelerini kullandı.

“PLAN İYİ NİYETLE YAPILMAMIŞ”
Planın ‘iyi niyetle’ yapılmadığını ve uygulanamaz olduğunu sözlerine ekleyen Ekingen, planla ilgili şu soruları yöneltti: Söz konusu bu yeşil alanın kamulaştırma maliyeti belediye tarafından hesaplanmış mıdır?   
Vatandaşı mağdur etmeden ne kadar bir süre içinde bu kamulaştırma yapılacaktır? Dere taşkın sınırlarının çok ötesinde, yapılaşmış 5-6 adayı içine alacak şekilde geniş tutulan bu alanların planlama mantığı nedir? Belediyenin zaten böyle bir kamulaştırma niyeti yok mudur? Niyet; burada ki mülk sahiplerinin, mülkleri ile alakalı hiçbir tasarrufta bulunamamalarını mı sağlamaktır? Ne kamulaştırılan ne de binasına bir şey yapamayan vatandaş, kurtulmak için imarsız gözüken mülklerini değerinin altında, dolaylı olarak satışa mı zorlanacaktır? Halen mevcut ve tüm Türkiye için habis bir ur gibi sarmaya çalışan, rant simsarlarının bu bölgede değerinin altında satın alacağı mülkler üzerinden,  sonra yapılacak bir değişiklik ile haksız ve çok yüksek menfaat mi sağlanacaktır?”