Yurttaşlara göre Türkiye’de enerji sisteminin en önemli sorunu pahalılık. İkinci büyük sorun ise ithal enerjiye bağımlılık. Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Uygulama ve Araştırma Merkezi (CESD) tarafından bu yıl ikincisi gerçekleştirilen, “Türkiye Toplumunun Enerji Tercihleri Araştırması”nın sonuçları dün açıklandı. 12-29 Aralık 2017 tarihleri arasında 16 kentte 1235 kişi ile yüz yüze görüşülerek hazırlanan ve CESD Müdürü Prof. Dr. Volkan Ş. Ediger tarafından sunulan araştırmada çarpıcı veriler yer alıyor.
BAĞIMLILIK 2. SIRADA
“Türkiye enerji sisteminin en önemli sorunu nedir?” sorusuna 2016’da ankete katılanların yüzde 38.6’sı “ithal enerjiye bağımlılık” yanıtını verirken 2017’de bu oran yüzde 21.8’lik bir kayıpla yüzde 16.8 olarak gerçekleşti. Geçen yıl yüzde 30.8 oranla ikinci sırada yer alan “pahalılık” ise yüzde 11’lik artışla yüzde 41.8’e yükselerek birinci sıraya yerleşti. Öte yandan, geçen yıl sadece yüzde 2.8 oranıyla alt sıralarda bulunan çevre sorunları bu yıl yüzde 13.6 oranında artarak yüzde 16.4 oranıyla üçüncü sıraya yerleşti.
Elektrik fiyatları “yüksek ve çok yüksek” bulanların oranı yüzde 79.8, doğalgaz fiyatlarını “yüksek ve çok yüksek” bulanların oranı yüzde 56.5 oldu. Pahalılığı enerji sistemindeki en önemli sorun olarak görenlerdeki artışlar, son seçimlerde AKP’ye oy veren seçmenlerde yüzde 12.8 olarak gerçekleşti. Geçen yıl CHP ve HDP ilk sıralarda yer alırken, bu yıl AKP seçmenlerinin yüzde 41.9 ile pahalılığı en önemli sorun gören en büyük seçmen grubu olduğu ortaya çıktı.
AKP’LİLER DE NÜKLEERE KARŞI
“Yaşadığınız il sınırları içinde nükleer santral kurulmasını ne derece desteklersiniz” sorusuna desteklerim yanıtı verenlerin oranı yüzde 27’den yüzde 20’ye, kömür santralı kurulmasına destek oranı da yine yüzde 27’den yüzde 22’ye düştü. AKP seçmeni de yaşadığı il sınırları içinde nükleere yüzde 45 ile desteklemem yanıtını verdi. Bu oran MHP’de yüzde 56, HDP’de yüzde 70, CHP’de yüzde 72 oldu. Hükümetin nükleer enerji politikalarını destekleyenlerin oranı geçen yıl yüzde 30.2 iken 2017’de bu oran yüzde 19.5’e gerildi.