Hediye Eroğlu

Türkiye'nin ilk nükleer santrali olacak Mersin Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin temeli atıldı.
Beştepe’deki cumhurbaşkanlığı yerleşkesi ile santralin yapılmak istendiği Mersin’in Gülnar İlçesi Büyükeceli Mahallesi Akkuyu mevkisindeki inşaat sahasında eş zamanlı düzenlenen törende temel; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in katılımıyla yapıldı. Putin ve Erdoğan, video konferans yoluyla Akkuyu'ya bağlanarak nükleer santralin temelini attı.

HEDEF SÜRDÜRÜLEBİLİR, GÜVENLİ ENERJİ
Temel atma töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Tarihi bir ana şahitlik ediyoruz” diyerek, iki ülke arasında özellikle son 15 yılda ikili münasebetlerde kat edilen mesafenin gelecek adına çok önemli bir referans olduğunu vurguladı.
“Cumhuriyetimizin 100’üncü yıldönümü olan 2023’te dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedefliyoruz. Bu durum enerjiye ihtiyacımızın da artması anlamına geliyor” diyen Erdoğan, “Gerek petrol ve doğalgaz, gerekse yenilenebilir kaynaklarda son 1 yılda daha önce hayali dahi kurulamayacak projeleri hayata geçirdik. Enerji güvenliğimizin geliştirilmesi hedefi doğrultusunda enerji sektörümüzün her alanda yatırımlarımız kesintisiz devam ediyor. Ülkemizin güvenli, sürdürülebilir enerjiye sahip olacağı bir gelecek için yaptığımız planlamalar içinde nükleer enerji önemli bir yer tutuyor.Hali hazırda 31 ülke kullandığı elektriğinin önemli bir bölümünü faaliyete olan 450 nükleer santralden elde ediyor. Halen 16 ülkede 55 nükleer santralde inşa halindedir. Bugün temelini attığımızı Akkuyu ile bu sayı 56 oluyor. Akkuyu’da ilk reaktörün 2023’te devreye alınması ile Türkiye’de nükleer enerji kullanan ülkeler ailesine dahil olmuş olacaktır. Böylece Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılını enerji alanında tarihi bir eserle taçlandırmış olacağız. Akkuyu tüm üniteleri ile devreye girdiğinde tek başına ülkemizin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayabilecektir. Böylece ağırlıklı olarak petrol, doğalgaz ve kömüre dayanan enerji sepetimizi daha sağlıklı hale getirmiş olacağız. Karbondioksit salınımı bulunmayan nükleer santraller temiz bir enerji kaynağıdır. Dolayısıyla bu santral enerji güvenliğimize katkı sağlarken aynı zaman da iklim değişikliği ile mücadelede de önemli bir rol oynayacaktır. Bu tecrübenin nükleer enerji alanında yetkin, uluslararası çapta söz sahibi insan kaynağımızın yetişmesine de ciddi katkısı olacaktır. Şuan yüzlerce gencimiz Rusya’daki üniversitelerde nükleer konusunda öğrenim görüyor. Bu gençlerimiz öğrenimlerini tamamladıktan sonra ülkemize dönerek önemli görevler üstlenecek. Türkiye’nin pek çok yatırımı, eseri gibi ülkemizin yarım asırlık hayali olan Akkuyu projesinin hayata geçirmek de bize nasip oldu” dedi.

PUTİN: TÜRKİYE İÇİN YENİ BİR BASAMAK
Devlet Başkanı Putin de yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: "Bu yenilikçi proje son derece önemlidir. Türkiye nükleer sektörünü kuruyor. Türkiye gelişmiş bir ülke, bu da Türkiye için yeni bir basamak. Güvenlik standartları da en yüksek olacak. Bu santralin devreye girmesi Türkiye'nin potansiyelini de artıracaktır. Uzmanların görüşüne göre santral Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacaktır. 350'yi aşkın şirket tedarik listesine dahil olmak istiyor. Bu projeyle her iki ülkede de iş imkanı yaratılacaktır. Yüksek kalifiyeli uzmanların yetiştirilmesinde de işbirliği yapmak istemekteyiz. Rus üniversitelerinde 220'yi aşkın Türk öğrenci nükleer teknoloji eğitim alıyor. Son derece iddialı bir hedefimiz var 2023 senesinde ilk bloğun hizmete girmesini planlıyoruz. Değerli dostum Recep Tayyip Erdoğan'la bunun gerçekleşmesi için mutabık kaldık. Bu projenin başarılı bir şekilde gerçekleşmesi, Rus-Türk işbirliğinin göstergesi olacaktır. Elimizden geleni yapacağız. Hep beraber 2023 senesinde 1. bloğun çalışmasına tanık olacağız, açılışını yapacağız. Eminim bu bölgede yaşayan Türk vatandaşlar memnun kalacaklar, yeni teknolojinin ne kadar iyi bir şey olduğunu görecekler. Türkiye burada üretilen enerjinin faydasını görecekler” dedi. 

63 YILLIK RÜYA…
Enerji Bakanı Berat Albayrak da, 1955’te başlayan nükleer yolculuğun bugün en önemli aşamasına gelindiğini söyleyerek, “ 63 yıllık rüyanın gerçekleşmesinde en önemli kavşakta duruyoruz. 2010 yılında Türkiye ve Rusya arasında imzalanan hükümetlerarası anlaşmayla bu alanda ilk somut adımı atmış olduk. Ve bugün tarihi bir ana hep birlikte şahit oluyoruz. Gururluyuz. Bugün burada 20 milyar dolarlık maliyeti ile Türkiye Cumhuriyeti tarihinin gelmiş geçmiş en büyük projesinin temelini atıyoruz. Nükleer enerji gerek kapasite gerekse de verimlilik yönünden, Türkiye’nin enerji arz güvenliği açısından çok önemli bir rol oynayacak. Nükleer santraller sayesinde iklim ve mevsim koşullarına bağlı kalmadan, 7 gün 24 saat kesintisiz elektrik üreteceğiz. Üstelik bunu 0 emisyonla yani çevreye zararlı hiçbir sera gazı salınımı yapmadan gerçekleştirmiş olacağız” dedi. 

MERSİN'DE KUŞ UÇURTULMADI
Törenin Mersin’deki ayağında ise santralin yapılacağı alanda Türk ve Rus yetkililer bir araya geldi. Katılımın sınırlı tutulduğunun dikkat çektiği tören için birçok basın yayın kuruluşuna davet gitmemesi dikkat çekti. Üst düzey güvenlik önlemlerinin alındığı bölgede adeta kuş uçurtulmadı. 
Buradaki törende konuşan Rosatom Energy International Genel Müdürü Anastasia Zoteeva, “Bugün çalışmalar tam kapsamlı bir şekilde başlayacak. Binlerce işçi, uzman bu bölgeye gelecek ve buraya yerleşecekler. Eminim ki; bu bölgede yaşayan, misafirperver Türk dostlarımız her zaman bizi sevgiyle ve dostlukla karşılarlar. Rus haklıda, Türk halkını her zaman saygılı ve samimi davranmaya devam edecektir. İki halk arasında her zaman dostluk köprüleri her zaman sağlamdı ve eminim bu inşaat sayesinde binlerce gelecek uzmanlar ile dostluk daha da pekişecek, bu da ülkelerimizin hayrına olacak” dedi. 

MÜSTEŞAR HEYECANLANDI
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez ise heyecanlı olduğunu belirterek, “Enerji bakanlığı müsteşarı olarak değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı olarak heyecanlıyım. Türkiye üniversitelerinde yetişmiş bir mühendis olarak heyecanlıyım. Çünkü 60 yıllık rüya artık gerçekleşiyor. Heyecanlıyım çünkü böyle büyük bir projenin temel atma törenine şahitlik ediyorum. Heyecanlıyım çünkü dünyanın en güçlü ülkelerinden iki ülkenin işbirliğine şahit olduğum için. Heyecanlıyım çünkü; nükleer mühendislik alanında mezun olmuş 35 yeni mühendisimiz var. O arkadaşlarla birlikte olduğum için heyecanlıyım” dedi. 

RUS MÜDÜRDEN ‘MİLLİ’ VURGUSU
Akkuyu Nükleer A.Ş. Genel Müdürü Yuriy Galanchuk ise, hatalardan veya arızalardan, insani etkenlerden bile en iyi şekilde korunmuş şekilde yapılacak santralde, tsunamilere, depremlere veya teknik kazalara karşı her türlü koruma seviyelerinin en üst düzeyde olacağını söyledi. Santralin işletme süresinin en az 60 yıl olacağını aktaran Galanchuk, “Santralin çalışma ömrü, Türk tarafının talebi olursa uzatıla da bilir. Santral burada inşaatı ile birlikte en az 100 yıl kalacak. Türkiye’nin sürekli artan bir enerji ihtiyacı var. Türkiye’nin milli nükleer santralinin olması, Türkiye’nin diğer dışarıdan ithal edilen enerji taşıyıcılarına bağımlılığını azaltmış olacak. Nükleer enerji ülkeyi daha temiz havaya, doğaya ve daha rahat yaşam standartlarına ulaştıracak. Nükleer santralin yapılması aynı zamanda ülke ekonomisini de geliştirecek. Santralin yapılması neredeyse 20 milyar dolar olarak hesap edilirken, bu kadar muazzam yatırımlar sadece Mersin, Gülnar ve Akkuyu bölgesini değil, tüm Türkiye’yi çok hızlı bir şekilde kalkındıracak ve geliştirecek. Şimdide görüyorsunuz, bu bölge çok hızlı bir şekilde gelişmeye başladı. 
Yeni iş imkanları açılacak. İnşaatın zirve noktalarında şathiyede 10-12 bin işçi çalışacak. Santralin 4 ünitesi de işletmeye girdiğinde yani normal işletme sürecinde en az 2 bin kişinin santralde çalışması gerekiyor ki bu personelin de nükleer fizik konularında uzman olmaları gerekiyor. Ve tüm bahsettiğim bu hususlar hem yerel işadamları için hem de milli işadamları için çok güzel olanaklar, imkanlar açıyor. 
Şantiyede çalışan elemanlarımızın tüm ihtiyaçları eninde sonunda bu bölgede yaşayan iş insanları tarafından karşılanacak. Her iki taraf içinde çok karlı ve verimli bir işbirliği olacak. Elemanlarımız ve uzmanlarımız için gereken altyapı, yaşam standartları Türk işadamları tarafından temin edilecek. Yerel işadamları için istikrarlı bir satış, piyasa ortamı oluşacak. Büyük sanayi üretimi için de bu güzel imkanlar açılıyor. 
Şantiyede; inşaat malzemeleri, ekipmanları, yapı malzemeleri için taleplerimiz git gide artacak. Şuan şantiyemizde birkaç tane Türk taşeron firması çalışıyor. Cengiz İnşaat, Miltaş Beton, Mefa İnşaat gibi…
Beklentilerimize göre yatırımların yüzde 40’ı Türk taşeron firmalar tarafından işletilecek. Bugün görüyoruz ki Türkiye’de yepyeni bir sanayi sektörü ortaya çıkıyor, doğuyor. Türkiye nükleer enerji kullanım alanında, bu nükleer santral sayesinde en yeni teknolojilere ulaşmış olacak. Nükleer enerji için ekipman üreten ülkeler arasında muhakkak kısa zamanda yer alacaktır. Eminim ki birkaç sene içinde ülkedeki tüm üniversitelerde nükleer fizik bölümleri açılacak ve bu bölümler Türkiye’nin nükleer sektörü için uzman yetiştirecekler. Rusya’da bu sene 35 uzman eğitimini tamamladı ve Akkuyu’da çalışmak için buraya geldiler. Bunlardan sonraki yıllarda da hükümetler arası anlaşmalar kapsamında yeni öğrenciler Rusya’ya gidecek.
Aynı zamanda nükleer enerjinin, nükleer sektörün gelişmesi inovatif ve yeni teknolojiler için de bir yol açmış olacak. Bu sayede Türkiye’deki yeni bilim adamları, yeni bilim çalışmalarının başlatılması için imkan sağlanacak. 
Şuan bahsettiklerim sadece birkaç tane avantaj. Nükleer santralin Türkiye’ye getireceği birkaç avantajı sıraladım.
Bugün ileriye doğru sadece ilk adımımızı atıyoruz. İlk nükleer santralimizi inşaat etmeye başlıyoruz. Bu ortak bir çalışma olacak” diye konuştu.