“ŞEHRİ UYUTMAYIZ”


 

8 Nisan Dünya Romanlar Günü’nde seslerini yeterince duyuramayan Romanlar, sorunlarının çözümü için daha fazla kamu desteği istiyor. Romanlar destek ile Rio Karnavalı gibi bir etkinliğe imza atarak, şehri bir hafta uyutmayacakları bir organizasyona imza atmak istiyor.

Hediye Eroğlu / Mehmet Nabi Batuk

Mersin’de 50 bin kişilik nüfusları ile kentin en eski halklardan biri olmalarına karşın, beslenme, barınma, eğitim ve sağlık gibi temel insan haklarına erişmekte zorluk yaşayan Romanlar, daha fazla kamu desteği bekliyor.

Hükümetin AB’ye girebilmek için istenen Roman Strateji Belgesi çalışmaları ile 2012 yılında başlattığı Roman Açılımı’ndan bugüne kadar yeterli destek göremeyen Roman vatandaşlar kurdukları Akdeniz Roman Dernekleri Federasyonu ile özelikle kültürel asimilasyona karşı direnmeye çalışıyor.

Federasyon özellikle eğitim, sosyal, ekonomik ve sağlık alanlarında akademik veri toplama çalışmalarına imza atarak, sorunlara çözüm üretmek adına önemli işlere imza atıyor.

Roman Vatandaşların yaşadığı sıkıntıları Akdeniz Roman Dernekleri Federasyonu Başkanı Ali Daylam ile konuştuk. 

DÜNYADAKİ EN BÜYÜK ROMAN NÜFUSU TÜRKİYE’DE

SORU: Roman vatandaşları tanıma noktasında, nüfus, sosyal ve ekonomik dokuları ile ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?

A. DAYLAM: İlimizde yaklaşık 50 bine yakın Roman vatandaş yaşamakta. Resmi verilere göre ise Türkiye genelinde 5 milyona yakın Roman vatandaş yaşıyor. Ancak bizim kendi yaptığımız çalışmalarda Türkiye’de yaklaşık olarak 7 – 8 milyon Roman vatandaşın olduğunu söyleyebiliriz. Küresel ölçekte baktığımızda ise özellikle Balkanlar ve Avrupa’da hatırı sayılır bir Roman nüfusu var. Ama dünyadaki en büyük Roman nüfusu Türkiye’de yaşıyor.

80 DERNEK, 5 FEDERASYON AYNI ÇATI ALTINDA

SORU: Akdeniz Roman Dernekleri Federasyonu’nu (AKROMFED) tanıyabilir miyiz?

A. DAYLAM: Bölgemizdeki ilk Roman derneği 2004 yılında Mersin Roman Yardımlaşma ve Kültür Derneği olarak kuruldu. Daha sonra 2008 yılında Antalya, Adana, Ceyhan, Hatay’da bulunan Roman dernekleri ile birleşerek bir federasyon olduk. 2012 yılından bugüne kadar da ayrıca Roman Hakları Forumu olarak da farklı bir ağ oluşturduk. Bunun da kurucu başkanlığını federasyonumuz üstlendi. Yaklaşık 80 dernek ve 5 federasyonun da çatı örgütü olduğu bu oluşum, Roman politikasının belirlenmesi için bakanlıklarla, kamu kurumları ile önemli çalışmalara imza atıyor.

Bizim hem ulusal hem de uluslararası anlamda bir takım çalışmalarımız oluyor. AKROMFED, 2007 yılından itibaren Avrupa Konseyi bünyesinde bulunan Avrupa Roman Göçebeler Projesi’nin Türkiye temsilciliğini yapıyor. Uzun yıllar boyunca CHP’li Roman Milletvekili Özcan Purcu ile birlikte burada görev aldık. AKROMFED olarak ayrıca 1971 yılında kurulan Uluslararası Roman Birliği’nin de (İRO) başkan yardımcılığı görevini yürütüyoruz. Birde Slovakya’da Avrupa Roman Birliği (ERO) merkezimiz var. Bu birliğinde yönetim kurulu üyeliğini yapıyoruz.

ROMANLAR İLE İLGİLİ STRATEJİSİ OLMAYAN TEK ÜLKE TÜRKİYE

SORU: Türkiye’deki Roman vatandaşlar genellikle dezavantajlı ve geri kalmış gruplar olarak algılanıyorlar. Avrupa ve Balkanlar’da ki Romanlar’ın durumu nasıl?

A. DAYLAM: Her ülkenin Roman vatandaşlara uyguladığı politika değişkenlik gösteriyor. Avrupa’da da muhakkak ki Türkiye’de olduğu gibi dezavantajlı bölgelerimiz var. Özellikle Doğu Avrupa bölgesinde yaşayan Romanların biraz daha rahat olduğunu görüyoruz. Onlar demokrasinin getirdiği güzelliklerden biraz daha fazla faydalanabiliyorlar. Balkanlarda yine iyi örneklemeler var. Ama yine Avrupa dahi olsa kötü durumda olan Roman toplulukları da var. Ama en azından Avrupa ülkelerinin Roman toplulukları ile ilgili bir stratejileri var. Roman vatandaşlarla ilgili önemli mevzuatlar ve strateji belgeleri var. Bunlar sonucunda da Romanlar’ın yaşadığı sorunlar görünür kılınıyor ve çözümü için bütçe ayrılıyor.

Bu alanda bir stratejisi olmayan tek ülke Türkiye’dir. AB’ye giriş süreci içerisinde 72 kriterden bir tanesi de Türkiye’nin Roman vatandaşları ile ilgili hazırlayacağı strateji belgesini yayınlanmasıydı. Bu belge Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi ve bizi çok sevindirdi. Sonra 5 bakanlık ile birlikte bir strateji izleme kurulu oluşturuldu. Bu kurulda 5 adet Roman sivil toplum örgütü görev alıyor. Bu örgütlerden biride AKROMFED’dir.

Ancak bu strateji belgesinde yer alan istihdam, ayrımcılık ve eğitim ile ilgili ciddi problemler var. Belirlediğimiz 5 konu başlığı ile ilgili veriler var ama bu verilerle ilgili somut adımlar atılamadı. Bu yüzden biz İçişleri Bakanlığımızın da bu sürece dâhil olmasını istiyoruz. Çünkü bizim ulusal anlamda yaptığımız bu strateji çalışmalarını, valilik ve belediye bürokratları bilmiyor.

“ROMAN DİLİNİ YAŞATMALIYIZ”

SORU: Roman vatandaşların sorunları çok katmanlı ve büyük ama en önemlisi dilin ve kültürün yok olma tehlikesi mi?

A. DAYLAM: Toplulukları topluluk yapan onların dilleridir. Roman dili dünyanın en eski dillerinden bir tanesidir. Hint Dil Ailesi’ne mensup olan ve yıllardır kullanılan bir dildir. Ama özellikle metropol kentlerde bu dil yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Bu yüzden biz burada güzel bir çalışma yaptık ve Roman dili üzerine Romanesk – Türkçe sözlük çıkardık. Bu da bir ilk oldu. Çünkü Avrupa’daki ülkelerde bu sorun strateji belgelerinde olduğu için devlet buna bir bütçe ayırıyor ve bu işler uzman kişilerle birlikte yapılıyor.

Türkiye’de Trakya Üniversitesi’nde bir Roman Araştırmaları Merkezi kuruldu ama atıl bir durumda bırakıldı. Bugüne kadar Roman dili ve kültürü ile ilgili hiçbir çalışma yapılmadı. Bu yüzden biz sorumluluğu üzerimize aldık. Dilimiz için iki yıl önce 4 dilde yayın yapan bir radyo kurduk. Yakında bir TV kanalı da kuracağız. Hem kültürümüzü tanıtmak hem de insanlar bizi bellesinler diye bu iletişim kanallarını kullanacağız. 

“BİZ BU ŞEHRİ BİR HAFTA BOYUNCA UYUTMAYIZ”

SORU: Roman toplumunun tanıtılması, sorunlarının gündeme getirilmesi adına festivaller, şenlikler düzenlendi. Ancak bu organizasyonların kapsamı genişletilemedi neden?

A. DAYLAM: Biz bazı etkinlikler yaptık. Ama daha büyük ölçekte yapılacak etkinliklere ihtiyaç var. Burada yerel yönetimlerle birlik olabilirsek kentimizde göstereceğimiz çok büyük zenginlikler var. Uzun bir süredir Avrupa’da da faaliyet gösterdiğimiz için birçok Roman müzikal grubuyla ilişki içerisindeyiz. Onları bir ücret talep etmeden gönüllü olarak buraya getirip konaklama giderlerini karşılayabilirsek biz bu şehri bir hafta boyunca uyutmayız diye düşünüyorum. Bu kentte Rio karnavalı gibi birçok etkinlik yapılabilir. En azından toplum bizi tanısın ve bilsin.

MAHALELERE GİDEN AKADEMİSYENLER ELEŞTİRİLİYOR

İnsanlar günümüzde Roman mahallelerine girmeye çekiniyorlar. Bir ara Mersin Üniversitesi’nde Doç. Dr. Nedime Açıkalın ve 20 öğrencisi ile birlikte Roman Mahallelerinde sosyolojik bir çalışma yaptık. Bu Türkiye’de yapılan önemli bir çalışma olurken akademisyenimiz, ‘siz mahallelere öğrencileri nasıl sokuyorsunuz?’ diye çok ciddi eleştiriler de aldı. Ama öğrenciler şimdi ‘biz iyi ki o mahallelere girdik, sadece yolun üzerinden geçiyorduk ve bu insanları görmüyorduk’ dediler. Öğrenciler bu insanlara dokununca oradaki misafirperverliği yaşayarak onlarla kaynaştılar. Sonuç olarak elimizde de çok önemli bir akademik araştırmamız oldu.

İnsanların içinde öyle önemli önyargılar var ki bunlardan kurtulmak lazım. Aslında tüm bu gruplarımız bizim güzelliklerimizdir. Biraz daha derinliğe indiğinizde bu güzelliklerin farkına varıyorlar ama algı biçimleri onlara hata yaptırıyor.

“MERSİN’DEKİ MERKEZİN DÜNYADA BAŞKA ÖRNEĞİ YOK”

SORU: IAN f. Hancock Roman Araştırmaları Merkezi’nde kültür ve dilinizi yaşatmaya çalışıyorsunuz ama bu çalışmaları yaparken ne gibi sorunlarla karşılaşıyorsunuz?

A. DAYLAM: Bu merkez bizim için akademik anlamda bir müze gibidir. Hem Roman dilini öğrenmek hem de tanıtmak anlamında önemli bir merkezimiz. Mersin’deki bu merkezimiz Romanlar tarafından kendi kendine yönetilen bir merkez olduğu için dünya da başka bir örneği de bulunmamaktadır. Avrupa ve Balkan ülkelerindeki devletler kendi imkânları ve kontrollerinde buna benzer yapılar kuruyorlar ama bu çalışmaların derinliği fazla olamıyor. Ama bizim merkezimizin içinde Avrupa’nın değişik üniversitelerinde dil ve tarih çalışan 14 Roman akademisyenimiz vardır.  

“HER DEZAVANTAJLI GRUP KENDİ İÇERİSİNDE DEĞERLENDİRİLMELİ”

SORU: Romanlardaki en büyük sorunlardan biri eğitimdir. Bu süreçte ne gibi sıkıntılar yaşanıyor?

A. DAYLAM: Hükümetin Romanları diğer dezavantajlı gruplar içinde gören bir politikası var. Bize göre bu yanlış bir yöntemdir.  Çünkü her dezavantajlı grubun kendi içerisinde değerlendirilmesi gerekiyor. Çünkü herkesin ayrı bir avantajı ve dezavantajı var ve genel bir bakış açısı ile yapılan istatistikî verilerde de hatalar oluşuyor. Romanlarla ilgili bir barınma sorunundan bahsediyoruz. Ama hükümetin elinde bir veri yok.

Romanlar ayrı olarak spesifik çalışılmıyor. Bu yüzden biz kendi gücümüzle bu veri çalışmalarını yapmaya çalışıyoruz. Örneğin yaptığımız bir saha çalışmasında Romanlar arasındaki işsizlik oranın yüzde 96,5 olduğunu gördük. Ayrıca kayıt dışı ve sigortalı olarak çalışmayan çok ciddi bir nüfus var.  Gençler arasında ilkokul terk oranları yüzde 33, lise mezunu yüzde 4, üniversite mezunu ise binde 4 durumundadır. Bu çok ciddi bir problemdir.

2012 yılında biz Mersin’de bir etüt evi merkezi açtık. Başlarda 80’e yakın öğrencimiz vardı. Sonra sayımız 400’e çıktı. Orada halk eğitim marifeti ile öğretmenlerimizi görevlendirmiştik. Çocuklarımız o eğitim merkezine adaptasyonda sıkıntılar çekiyorlardı. O dönemin valisi sağ olsun çocuklara yemek göndererek onlara desteğini sundu. Son dönemlerde bu FETÖ olaylarından dolayı bu eğitim merkezleri ile ilgili KHK’lardan dolayı tüm bu kurumlar kapatıldı. Biz federasyon olarak bakanlıklarımızla görüştük ve bu eğitmen sorununun çözümü için bir formül aradık ama hala arayışları sürüyor. Bir ara belediyeler üzerinden bu işi yapalım dediler. Ama belediyelerle yaptığımız görüşmelerde böyle bir bütçenin olamayacağı söylendi. Hatta bir gün üst düzey bir yerel yetkili ile acı bir anımız oldu. Biz matematik, fen, biyoloji kimya için öğretmen istediğimizde ‘gelin size başka kurslar açalım, neden bu derslerde ısrar ediyorsunuz?’ diye bize kızdı.

“DOKTOR, PROFESÖR OLMAZ AMA İYİ BİR YURTTAŞ OLABİLİRLER”

Geçtiğimiz gün bir SAT Komandosu bir Roman genç tarafından bıçaklanmıştı. Biz bu haberi görünce çok üzüldük. Biz insanların bu hale gelmesini istemiyoruz. Çünkü bizim eğitime kazandıramadığımız her çocuk, madde bağımlısı oluyor ve bu ülkeye zarar veriyor. Bu yüzden bizim bu gençleri eğitimde, sporda, kültür sanatta tutmamız gerekiyor. Bu eğitim programları ile onlardan bu olanaklarla doktor, profesör olmaz ama iyi bir yurttaş olabilirler. Bunun için çaba sarf edelim bunun için mücadelemizi ortak verelim.

“SAĞLIK HİZMETİNE ULAŞIMDA CİDDİ SIKINTILAR VAR”

SORU: Roman mahallelerinde ve mahallelerde yaşayan vatandaşların sağlık hizmetlerine erişimi de sorunlu, Bu bölgelerde bazı gezici sağlık uygulamaları yapıldı ama siz aldığınız bu sağlık hizmetleri yeterli görüyor musunuz?

A.DAYLAM: Bizim çalıştığımız bakanlıklardan birisi de Sağlık Bakanlığı’dır. Bu bakanlığımız ile yaptığımız çalıştaylarda mevcut hekimlerimizin de bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledik. Çünkü sahada gerçekten zor durumlarla karşılaşıyoruz.

Öncelikle çok sağlıklı ekonomik gelirlerimizin olmaması nedeniyle hala beslenme ve gıda noktasında ciddi problemlerimiz var ve bu sağlık sorunlarına neden oluyor.

Erken evlendirilen kadınlarımızın yaşadığı psikolojik sorunlar var.

Sağlık hizmetlerine erişimde en önemli sorun gelir yoksunluğu. Toplumumuzun yüzde 96,57i işsizken, bu insanlar nasıl sağlık hizmeti alacaklar?

Sağlık kurumlarına ulaşımda da çok ciddi sıkıntılar var. Bazı mahallelerimizde Aile Sağlığı Merkezlerimiz var. Bu merkezlerle ortak bir çalışma yapılırsa iyi olur diye düşünüyorum.



   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA